English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ E ] / Exit

Exit translate English

5,745 parallel translation
O tünele çıkmaları için buradaki personel girişini kullanmış olmalılar.
There's a service entrance they would have used to exit that tunnel to their getaway car.
Almancada çıkış demek aslında.
That actually means "exit" in Germany.
- Pekala. Her çıkış bir kaç kilometre mesafede.
Every exit's a couple kilometers apart.
Çıkış bu, köprünün altından sağa.
It's that exit, right under the bridge.
Çıkış burası.
This is the exit!
Çıkış orası, sağda.
That's the exit, right there!
Çıkışı geçtin.
You're just... you just went right through the exit!
Çıkışa ilk ulaşan kazanır!
First one to the exit wins!
Çıkış burası.
Hey, this is the exit.
Çıkış burası.
This is the exit.
Ama her virajdan çıkışta hâlâ soğuk lastiklerle mücadele ediyordum.
I was still fighting the cold tires at the exit of every turn.
Çıkış.
Exit.
Hayır, sadece çıkışa yakın bir oda istediniz.
Oh, no, you just wanted a room right near the exit, right?
- Buranın tek çıkışı var.
That's the only exit.
- Çıkışa gidiyorlar.
They're heading towards the exit.
- Onları çıkışa kadar kovalayalım.
I say we chase them toward the exit.
Oradakan çıkman gerek.
You need to exit it now.
Binanın karşına çıkan bir çıkışı bulmalısın.
You're looking for an exit across the building.
Eninde sonunda herkesin bir çıkış stratejisine ihtiyacı vardır.
Everyone nees an exit strategy eventually.
Çünkü komutan bizi oraya bir çıkış planı olmadan göndermişti.
That's because the commander sent us in with no exit plan.
- Skye, çıkış rotasını koru.
- Skye, protect the exit route.
Senin Zeb ile birlikte çıkman gerekiyordu.
You were supposed to exit with Zeb.
Bizim aynı yerden dışarı çıkacağımızı bekliyorlar o yüzden orada bizi askerlerin beklediğinden emin olabilirsin.
We're expected to exit the same way, so you can bet there will be troopers waiting for us.
- Yeni çıkışımız?
- Our new exit?
Bunu gurur verici bir çıkış olarak düşün.
Consider this an honorable exit.
- Çıkış şu tarafta.
So... The exit's that way.
5 dolara park fişinizi onaylatabilirim, çıkışta 15 dolar almasınlar.
Oh, I need $ 5 to validate your parking so they won't charge you $ 15 at the exit.
Bazı çıkış yolları yazma cürretinde bulundum çünkü belli ki sen kendin bir şey uyduramayacaksın.
I took the liberty of writing down some exit lines, because obviously, you can't come up with any on your own.
Ve sakın kaydetmeden çıkmaya basma.
And don't hit exit without saving.
Ne oldu sonra bıraktın mı?
So what was that, a sharp exit, then?
Okula giriş-çıkışlarda tüm kapılar kartla çalışıyor.
Require a keycard for entry or exit, right?
Medyadan birileri yerini tespit edecek olursa da binadaki farklı çıkışlardan birini kullanabileceksin.
Yeah. ... you'll be able to exit a different way from the building.
Şimdi tüm yapmamız gereken çıkış taktiğini bulmak. Sen bavulları açmaya devam et sadece.
Now all we have to do is figure out your exit strategy.
Kafatası eklem birleşimleri darbelerin gücü için kolay bir çıkış noktası sağlar.
The cranial sutures would have provided an easy exit point for the force of the blows.
Güzel çıkış cümlesiydi ama.
Cool exit line, though.
- Nereden sapacağız? - Daha var.
When do we exit?
Kızgın bir şekilde kapının zıt yönünde uzaklaşıyorum ve "Sadece acil çıkış." yazısını görüyorum ve tekrar dönüyorum ama hâlâ sinirliyim!
Walking angrily away towards a door that I now see says "emergency exit only" on it, so I'm turning around, but I'm still ticked!
Tam arkadaşlık sınırlarının dışına çıkıp devam edecektik, biri beni çağırdı.
Just as we were about to exit the friend zone and get our grind on, someone paged me.
Oyları anketlerle karşılaştırdım.
I compared the vote tallies to our exit polls.
Oradan da çıkmış.
And exit.
Sağ şakak kemiğindeki yassı bölgedeki çıkış yarası 8,5 cm.
The exit wound on the squamous region of the right temporal bone measures 8.5 centimeters.
Bir çeşit künt travmayla başlamış basınç çatlağıydı.
The exit wound wasn't an exit wound. It started as a depression fracture caused by blunt force trauma of some kind.
Polisin de yolda olduğunu düşünürsek sizin de oradan ayrılma zamanınız geldi.
And considering that the police are en route, now might be a good time for you to make your exit too.
On dakika sonra da, kızla birlikte arkadan çıkıyorlar.
Ten minutes after that, they exit the back with the girl.
Bana sadece Karma'ya söylemeceğine dair söz ver, ve ben de kibarca çıkıp gideyim, ve bir daha asla konuşmak zorunda kalmayalım.
Just promise me you won't tell Karma, and I will make a polite exit, and we never have to speak again.
Köşedeki çıkışa gidin! Yürüyün!
Go to the exit in the corner.
Spin Magazin bu konuyla ilgili ellerinde bir şeyler olduğunu iddia ediyor. Haftaya Sorunlu Ünlü köşesinde bir yazı yayınlayacaklarını da belirttiler.
Spin magazine is claiming they know the reason for the sudden exit and will be releasing a tell-all article about the troubled artist next week.
- Sana bu durumu açıklayabileceğim iyi bir yol var mıydı?
- What is this, an exit interview? - Is there any good way I could have told you about my living situation?
En sevdiğim çıkışlarından biri değil ama o abartılı sahne selamlamasından iyidir.
Eh, it's not my favorite exit of his, but it beats the dramatic stage bow.
Çıkış bu taraftan.
Exit's this way.
Felicity'nin bana verdiği taslaklarda olmayan bir giriş biliyormuş.
He knew an exit out of the building that wasn't on the blueprints that Felicity hooked me up with.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]