Eşlik translate English
8,771 parallel translation
Onu karşılayıp içeri kadar eşlik etmeye hazır olun.
Be ready to greet him and escort him inside.
- Ben de eşlik ederim sana.
- No. - You weren't there.
Eşlik etsene Constance.
Come along, Constance.
Evlerine, ailelerine kadar onlara eşlik edilecek.
I'll see they're all escorted home to their parents.
Size her zaman korumalar eşlik edecekler.
You'll be accompanied by guards at all times.
- Daha çok eşlik ediyor gibi.
- More like she's playing along.
- Danny eve kadar sana eşlik edecek mi?
Is Danny walking you home?
- Kapıya kadar eşlik edeyim.
I'll show you out.
Keşke fikrinizi değiştirseniz ve size eşlik etmeme izin verseniz.
I do wish you'd change your mind and allow me to accompany you.
Sana asansöre kadar eşlik edeceğim.
I'll escort you to the elevator.
Meechum, Bay Yates'e dışarı kadar eşlik eder misin lütfen?
Meechum, will you please escort Mr. Yates out?
Bana eşlik ettiğin için teşekkürler.
Thank you for joining me.
Evet, sadece eşlik ediyordu.
Well, yeah, he was just riding along.
Ve Nevada eyaletinin ve ruhu bu gece bize eşlik eden Tanrıça Cher'in bana verdiği, yetkiye dayanarak, sizi karı koca ilan ediyorum.
And by the power vested in me by the state of Nevada and the goddess Cher, who is with us here in spirit tonight, CHER IMPERSONATOR : I now pronounce you man and wife.
Sen geysen her gün evine bir girip bir çıkan sana eşlik eden yarı çıplak kaşarlar kim?
If you're gay, then who's the retinue of half-naked trollops who parade in and out of your house everyday?
Komiser, komiser muavinine elektronik odasına kadar eşlik eder miydin?
Lieutenant, would you mind escorting the sergeant - to electronics?
Yanlış anlaşma olduğunu ve ne kadar üzüldüğünü söyle ve arabasına kadar eşlik et.
Say that it was a big misunderstanding, explain to him how sorry you are, and escort him to his car.
Birisi ona dışarı kadar eşlik etsin?
- Someone please escort him out of here.
Şimdi Tristan Constance'a tabuta kadar eşlik ediyor.
So now Tristan walks Constance over to the coffin.
Kıza eşlik eden adam arka taraftaki belli bir masayı istedi.
Her companion wanted a particular table in the back.
Bay Kirke her fizyoterapi seansında halasına eşlik etmiş.
Mr. Kirke has accompanied his aunt to every physical therapy session she's undergone.
Lütfen Yüzbaşı Sullivan'a odasına kadar eşlik edin.
Please escort Captain Sullivan to his room.
- Ben size eşlik edeyim.
I'll, uh... I'll show you out.
Profesör Dawes bana eşlik etti.
Professor Dawes accompanied me.
Ben de beye eşlik ediyordum.
I, I was just going to give this gentleman a ride.
Güvenlik 6B'de oturan Evo'ya dışarı kadar eşlik edebilir mi lütfen?
Can security please escort the Evo in 6B - out of the building?
Rus İstihbaratı seni, bir aptala eşlik edesin diye yollamadı tatlım.
The SVR didn't send you to recruit an idiot, honey.
Lütfen bay Bennet'e aşağı kadar eşlik edin. Orada daha rahat edecektir.
Please escort Mr. Bennet downstairs, where I think he'll be more comfortable.
En azından eşlik edecek birini ayarlasam?
Can I at least offer you an escort?
Birimizin sınıra kadar eşlik ederek sonra da döneceğine güvenebileceğini düşündü ama aynı yoldan geri dönüp onu burada hakladım.
Thought he could trust one of us to escort Shanks to the border, then return. But I doubled back and beat him here.
Sivil giyimli bir kürk tüccarına güvenilir yerlilerden oluşan keşif birliklerimizden biri eşlik edecek.
A single plainclothes fur trader accompanied by one of our more trusted native scouts.
Sana eşlik etsem iyi olur bence.
I think it would be better if you had some company on the road.
Mikkei Birliği'nin bayrağı altındaki iki savaş gemisine eşlik ediyorum.
I'm in the company of two cruiser-class vessels under the flag of the Mikkei Combine.
Beyler, senatöre eşlik edin, arabasına sorun yaşamadan dönsün.
Gentlemen, make sure the senator gets back to his car okay.
Yalnızca Brooklyn Limanı'na kadar bana eşlik etti sonrasında şehre tek başıma gittim.
Oh, well, he just accompanied me to Brooklyn Ferry, then I went into the city by myself.
Uçuş görevlilerimizden biri size eşlik etsin.
I'll get one of our flight attendants to escort you on.
Artık uygun bir kıyafetim olduğuna göre makamıma giderken bana eşlik edebilirsin.
Now that I'm suitably attired, you can escort me to my chambers.
Tapınağın tepesinde 300 adam olacak ve 500 koruma size eşlik edecek.
You'll have 300 men on the temple mount, and you'll be accompanied by 500 bodyguards.
Sen ve 50 adam bana eşlik edeceksiniz, daha fazlası değil.
You and 50 men shall accompany me, no more.
Eşlik edecek biri lazım mı.
You need a drinking buddy.
Çavuş Andrews size aracınıza kadar eşlik edecek.
Sergeant Andrews will escort you to your car.
Adamlarımla sana eşlik etmeliyiz.
My men and I should accompany you.
Sofrada bana eşlik edin.
Join me for a repast.
Adamlarım eve kadar size eşlik edecek.
My men will escort you home.
Size dışarı kadar eşlik etmekten başka seçeneğim yok.
I'll have no choice but to escort you out.
- Onları dışarı kadar eşlik edin.
- Please, escort them out.
Opera salonundan ayrıldıktan sonra ona limuzinle eşlik ettim.
When she left the opera, I escorted her to the limo.
Bu kedi maskeleriyle, artık burasının evin olamayacağını hatırlatıyoruz ama bu kanatları çırparak da doğal yaşama uçuşuna sembolik olarak eşlik ediyoruz.
With these cat masks, we remind you that this place can no longer be your home, but with the fluttering of these wings, we symbolically join your flight into the natural world.
Alex Osbourne'a kampüsün dışına kadar eşlik edin.
Escort Alex Osbourne off campus.
Sen de bana eşlik edebilirsin.
Perhaps you'd like to accompany me?
- Yemekte ona eşlik edenin kim olduğunu biliyor musun?
Any idea who her lunch buddy is?