Fabrika translate English
1,857 parallel translation
Bu şekilde fabrika çıkış alarmı susturmuş olursun, dostum.
-... which kills your basic factory-installed device.
Hepsi fabrika için.
This is the one for the factory.
- Fabrika için, ha?
- For the factory, huh?
Doiaru fabrika trenlerini yağmaladığı için yatırımcı çekti gitti.
The investor bailed out cause Doiaru looted the factory trains.
Komünistler onları hapise attı çünkü fabrika onlarındı.
The communists kept them in prison because they had that factory.
Kellogg kardeşlerin tam karşısına bir fabrika kurdu.
He built a factory right across the street from the Kellogg brothers.
- Fabrika işçisisin.
You're a factory worker.
Fabrika işçisiydim ama fabrika kapandı.. .. böylece işsiz kaldım ve...
I was a factory worker, but the factory got closed down, so I got laid off, and - -
Vilnius yakınlarında küçük bir çiftliğe yerleştiler ve fabrika gibi çocuk yapmaya başladılar.
They moved to a little farm near Vilnius and began to crank out children.
Güneşten her gün yettiğinden çok daha fazla enerji geliyor her fabrika, ev ve otomobile 13,000 defa yetecek kadar.
There's more than enough energy coming from the sun every day to run every factory, every home, every automobile on Earth 13,000 times, I think.
Meksika'daki fabrika çevrimdışı.
- The factory in Mexico is offline. - Offline?
Bu fabrika tekrar çalışmaya başlamazsa bu gösteri gemisi demir almak zorunda kalır.
If we don't get this factory back online, we're gonna have to dock this showboat.
Fabrika gibi bir yerdi... Çok zengin insanların bir araya gelip gençleri işkence edip öldürmek için para ödedikleri bir yer.
It's some kind of factory where these people, these very rich people they pay to torture and kill kids.
Bir fabrika görüyorum... çok büyük.
I see a factory.. very big.
Bi fabrika açıyoruz.
We are opening a factory.
bir araba aldın ve şimdi bir fabrika açma hayali kuruyorsun.
Just because you've bought a car doesn't mean.. .. that you dream of opening a factory.
dört fabrika daha açtığımız zaman mutlu olacaksınız.
You'll be happy only when we open four more factories.
Bu kadar genç ve bu kadar büyük bir bakan... ben mesafemi korurum sizin gibi insanlardan... petrokimyasal proje dosyanı gördüm... hayır ben fabrika hakkında konuşmaya gelmedim... tavsiyeniz için geldim...
Such a big ministry at such a young age... I keep my distance from people like you.. I have seen your petrochemical project file..
iki fabrika çalışıyor birinin yerine izinsiz vergisiz.
Two factories running in the place of one.. .. without permission.. .. without import duty.
dört fabrika için.
for four factories.
Yani en az üç fabrika daha açmam gerekecek.
Which means that I'd have to open at least three more factories.
Bir bar sahnesini resmetmeyi tercih ediyordu... yada bir fabrika.
He much preferred scenes... in pubs or factories.
Fabrika sirenlerini bilirsin, anne gibi vaz geçme.
You know Hooters don't got a maternity leave.
Adeta, herkesin indirim yaptığı fabrika çıkış mağazalarından biri gibi...
Rosco! You dummy, I don't wanna imagine the circumstance.
İnşaat, fabrika işçiliği, bahçıvanlık.
Building, factory working, gardening.
Terk edilmiş fabrika binalarında golf oynarız.
We play golf in empty factories.
- Metruk fabrika binalarında golf mü oynuyorsunuz?
- In derelict factories you play golf? - Yeah.
Fabrika ve inşaat işlerimiz var.
We've got factory and building work.
Amelelerimiz, garsonlarımız, sandviççilerimiz, fabrika işçilerimiz var.
We've got labourers, caterers, sandwich makers, factory workers.
Fabrika merkeze uzak.
The factory's far from the center.
Fabrika Leninsk'de.
It's in Leninsk.
En azından fabrika gelmeden önce öyleydik.
At least that's how it was before the factory moved in.
Onun sayesinde fabrika artık nehrinizi kirletemeyecek. Ve ordu da gitti.
Because of her, that factory won't be polluting your river and the army is gone.
Kazanç elde edemediğimiz bir fabrika bizi sadece daha kötüye sürükler.
A profitless factory will only drag us down.
Fabrika savaş öncesinden daha iyi olacak.
It'll be better than before the war.
- Fabrika mı, üniversite mi?
Tell me if it's the factory or college.
Tory, filodaki, arıtıma uygun çalışma geçmişi olan herkesin fabrika işçileri, tamirciler, aklına ne gelirse, hepsinin bir listesini yapmanı istiyorum.
Tory, I want you to make a list of everyone in the fleet who has a work history appropriate to the refinery : factory workers, mechanics, whatever you think.
Çalıştığım fabrika yangında kül oldu, babam ve annem öldü...
The factory I was working in burned down in a fire, my father and my mother died...
Bana bak, fabrika ne iş?
Listen. What's this job in the factory story?
Bien Hoa'da fabrika müdürüyüm.
I'm a factory manager in Bien Hoa.
Fabrika çıkışlı BlackDecker ve Makitalar.
Factory-sealed Black Deckers and Makitas.
Yol ve Fabrika Limited'den arıyorum.
This is road and factory incorporated.
Önce fabrika, sonra konut.
First the plant, then the housing.
Ne çeşit bir fabrika bu?
What kind of plant?
- Fabrika burada olacak.
- This is where the factory will be.
Bir tür araştırma merkezi, fabrika falan.
Some kind of research facility, factory, something.
Onca yılı fabrika kapılarında harcamazdım.
I wouldn't have wasted all those years outside the factory gates.
İnsana, tarlada çalışan ırgatları fabrika köşelerindeki işçileri kısacası "embesil" birini çağrıştırıyor.
Makes you think of good people... workers who till the land laborers of the race of the Audiles...
Lahor'da 7 gün içinde bir fabrika açacağım.
I'm opening a factory in Lahore in seven days.
Afet Kontrol Merkezi uzmanları, havadan saçılan fabrika kimyasalının önemli etkiye sahip olduğunu hatta insan DNA'sını değiştirdiğini onayladılar.
Experts from the CDC confirmed that the airborne chemicals from the plant do, in fact, alter human DNA.
Fabrika tarafından yol kesilmiş, polis trafiğin güzergâhını değiştiriyor.
Major jam up by the plant- - police a rerouting traffic.