Fade translate English
1,385 parallel translation
Klişeler unutulabilir.
The teakwood may fade away.
Bir süre sonra Noi-Naa'ya dair anılarımı unutmaya başladım.
After a while my memories of Noi Nah began to fade.
Deniz yılanını, renklerin kaybolmaya başladığı derin sulara doğru takip edelim.
Let's follow it into deeper water, where the colours begin to fade away.
Ben henüz yok olmadım.
I didn't just fade away.
Kaos solgunlaşıp uyumluluk yeşerecek.
The chaos will fade and harmony will reign.
Hiçliğe doğru gideyim diye terk edildim.
I'm just left to fade into nothingness.
İnsanların kötülüklerinden mi meydana geldin? Mesela herkes aynı anda bilincini yitirse silinip gidermişin?
Are you made out of the evil impulses of humans, so if everyone was unconscious at the same time, you would fade away?
Bu diğerlerinden hafif geldi.
Probably just gonna fade... lt was Gone with the Wind. This one seemed easier than the others.
Bazen, konuşurken dalıyor. Birkaç dakika burada, birkaç dakika yok.
Sometimes, when we're talking, she'll just fade out a couple minutes here, a couple hours once.
Kaybolan şeylerle ilgili metaforumu beğenmişsin.
Apparently you liked my little metaphor about things that fade.
Doğru ilaçlarla, silinecekler.
With the right meds, it'll all fade away.
Gayet iyi, hafif pembelik var, o da bir iki haftaya yok olur.
Very nice. Slight pinkness, but that should fade in a matter of weeks.
Samantha'nın evinde, harika bir seks günü geçmişe gömülmek üzereydi.
And over at Samantha's... a day of great sex was about to fade into the past.
Anılar yok olup gider, ama "Google arama" asla unutmaz.
Memories fade, but a Google search never forgets.
Neden bu parlak İslam güneşi söndü?
Why did it fade? This glorious Islam.
Bugün anladım ki, güzellik geçiciymiş!
Guys, today made me realize looks fade!
Dinleyin, bir kaç ölü çıkarsa olay kapanır gider.
Listen, if it were one or two dead, it would fade.
Gören var mı?
Anyone fade me?
Hala geçecek mi diye merak ediyorsun.
You still wonder if it's ever going to fade away.
Yoksa gökkuşağı çoktan gitti mi?
Or did that rainbow fade away long ago?
Çiçekler solar, yaz meyveleri kurur.
Flower fade, the fruit of summer fade
İhtişamımız asla gölgelenmesin!
And may its splendour never fade! Six months! What a joy!
kapinda spor bir araba, seksi soforude hemen hizmetinde, Kyle gülümseyince butun dislerin parlayacak, etrafta isil isil olacaksin
A sporty carriage to ride in style, Sexy man boy chauffeur, Kyle Banish your blemishes, tooth decay, Cellulite thighs will fade away
Hadi harekete geç.
Go on, take off! Fade!
O göçmen beyaz çocuk, bu üzgün adam üzerinde iyi iş çıkarır ama.
The privileged white boy do a better job on that fade.
Üzüntüsü biraz sahteydi, yine de.
His fade was a little crooked, though.
Neden düzeltmeme izin vermiyorsun?
Why don't you just let me fade you up?
- Haa.. Bu bitis olucak.
That would be the fade out.
Ve siz, benim kadar bilmiyor musunuz ki,.. ... seneler geçip, hatıralar bayatladığında ve bütün muhteşem zaferlerinizin, anısı solup gittiğinde hatırlanacak, tek bir şey kalacaktır. ASYA'DA KRALINIZI TERKEDİP KAÇTIĞINIZ!
And you, as well as I, know that as the years decline and the memories stale and all your great victories fade it will always be remembered, you left your king in Asia!
Yoksa solup gidecek mi rüyam
Or will this dream of mine fade out of sight
Aşağıda izleyeceğiniz film Amerikan hükümetinin malıdır.
"The following screenplay is the property of the United States Government." " Fade in
Artık en sevdiğimiz anların... zaman için yok olmasına gerek yok.
No longer do our most cherished moments together... have to fade and disappear over time.
Evet, ama çocuk, dileğin akşamüstü kaybolacak biliyorsun.
- Yes. But, child, what then? The wish will fade at sunset, you know.
- Belki bu dilek kaybolmaz.
- Maybe this wish won't fade.
* Acı yavaş yavaş tükenecek
* The further the pain will fade away
- Montajda daima geçiş yap
- Always fade out in a montage
Geçiş yaparsan Daha çok zaman geçmiş gibi görünür
If you fade out It seems like more time has passed
Geçiş yaparsan Daha çok zaman geçmiş gibi görünür
If you fade out it seems like More time has passed
Avukatım gelir gelmez merakınız hızla solacak.
Your interest will fade fast as soon as my attorney arrives.
ve başka şeyler görürsün.. Sanki başkasıyla olurmuş gibi..
The names and faces fade away and you see things differently, as if they'd happened to someone else.
İkimiz de mektup yazmaya ve aramaya başlarsak, yavaş yavaş.. .. biteceğinden korkmuştuk.
Remember, we were both afraid if we started writing and calling that it would slowly fade out.
- Yavaş yavaş olmadığı kesin.
- It definitely wasn't a slow fade.
Mucizeler asla unutulmayacak.
The wonder will never fade.
Konu onun sorunu değil, senin sorunun.
I said I'm gonna stay. Hey, hey, hey! Friends don't let friends fade away.
Şöhretler sadece kötü bir dedikodu yüzünden yok olmaz.
Reputations don't fade away with just a bad rumor.
Küçüklüğünden beri hep itilip kakıldın. Halen daha tık demiyorsun.
You got beaten so much since you were little, it doesn't fade you now
Senden sadece, müziğimin yok olmasına asla izin vermeyeceğine dair bir söz istiyorum.
Just promise that you'll never let our music fade away.
Zamanla azalabilir.
It may fade away.
Beni uyurken izlediğinde, rüyamdaki sen hiç yok olmayacak.
You watching me asleep and You in my dream Will never fade away A memory to remember forever
Zaman geçtikçe unutursun.
They fade, you know.
Senatör Kennedy'yi vurdular.
( Voices fade )