Fail translate English
8,221 parallel translation
Emniyet.
! The fail-safe.
Başarısız olduğunda canını acıtır.
Hurts too bad when you fail.
"Başarısız olursam, en azından arkadaşlık etmiş olurum" dedim.
"And if I fail, then I'm in good company."
Ama başarısız olmadım.
But I didn't fail.
Seni tekrar yüzüstü bırakmaya dayanamam.
I can't bear to fail you again.
Anne, sen beni yüzüstü bırakmadın.
Mom, you didn't fail me.
Sana söz veriyorum, eğer Aurora'nın mutluluğunu çalmaya kalkışırsan başarısız olursun.
I promise, if you intend to take away Aurora's happiness, You will fail...
bu zor olacak Tanrım ama senin için başarısız olmayacağım...
It's gonna be difficult, Lord. But I will not fail you.
başarısız olmayacağım, başarısız olmayacağım
I will not fail you. I will not fail you.
"Başarısızlar, tarihten ders çıkaramayıp,"
"those who fail to learn from history..."
İyi geceler Charlie.
Fail. Good night, Charlie.
Nerelere daldın?
♪ all I did was fail today ♪ Where did you go?
Kendini içeri kilitleme ihtimaline karşı bir çıkış.
A fail-safe in case he locked himself inside.
Ben bunun seninle ve karınla bir ilgisini göremiyorum.
I fail to see how this has anything to do with you and your wife.
Tabii ne de olsa herkes kolay olduğu için geçemez.
Yeah, that's why people fail tests, because they're too easy.
Eğer başaramazsak insan ırkının nesli tükenecek.
If we fail, it will be the end of mankind.
Onca uğraş başarısızlığa mahkûm edildi.
This whole endeavor was doomed to fail.
Şunu aklından çıkartma Pryce, eğer ben ölürsem o zaman geçmişinle ilgili tüm kirli çamaşırların ortaya çıkar.
Remember, Pryce, if I die, my fail-safe plan to reveal your entire sick sordid past will kick in.
- Başarısız olmamızı mı istiyorsunuz?
- You Want us to fail?
- Başarısız oluruz.
- We'll fail.
Başarısız olursanız ve hepimiz yeni bir uygarlığın tarih kitaplarında dipnot olarak gösteriliriz.
Fail... and we'll all just be footnotes in the scrolls of a new civilization.
John ve Calderon, kendi limitlerini aşması durumunda oluşturdukları arıza emniyetiyle.
With the fail-safe that John and Calderon created in the event that he exceeded his limits.
Onu teslim etmezsen, Roma'nın onun için geleceğini ve bu kampı bir saatten az bir sürede yeryüzünden sileceğini sana hatırlatmama gerek var mı?
Need I remind you that if you fail to hand him over, Rome will come for him and wipe this camp from the earth in less than an hour.
# Gözlerimin feri sönüyor Tanrı'mı beklemekten
♪ my eyes fail while I wait for my God ♪
Bugün kimseyi hayal kırıklığına uğratmak istemedim.
I didn't want to fail anyone today.
Evet, belki bunda olmayacak ama başarısız olmasını istemeyiz, değil mi?
Well, yeah, that might be the case, but we don't want him to fail, do we?
Fail, olay yerine 80 bin dolara yakın bir para bırakmış.
Perp left just under 80 grand at the scene.
Lakin kurban veya fail olun, eğer sıranız geldiyse biz sizi buluruz.
But victim or perpetrator, if your number's up, we'll find you.
Başarısızlığa sürükledin.
You set him up to fail.
Bıkmadan usanmadan.
Without fail, relentlessly.
Sınıf 4. Başarısızlık toplam 8.
Class 4... 8 times fail.
- Eğer kimseyi başarısız değildi.
- You didn't fail anybody.
Evet. Onun ajan olmasının sana nasıl bir yararı olacak anlamıyorum.
I fail to see how this helps make an agent of him.
Başarsalar da başaramasalar da böyle kişisel bir savaş başlattığımı kimse bilmemeli.
Whether they succeed or fail, no one can know I've launched such a personal campaign.
Aslında, bu Mary'nin kararı, ama Catherine de başarısızlığımı görmek şansı için bu fırsatı bana seve seve verirdi.
Well, actually, it was Mary's decision, although I'm sure Catherine would have happily given me the opportunity just to see me fail.
Lakin kurban veya fail olun, eğer numaranız çıktıysa biz sizi buluruz. Çeviri : nothingbutnet.
But victim or perpetrator, if your number's up, we'll find you.
Yaşam destek ünitesi 6 saatten kısa bir süre sonra bitecek.
Life support's gonna fail in less than six hours.
Fail mi?
The perp?
Şimdi de fail mi oldu?
Now he's the perp?
Diğer yandan, kontrol sistemlerini kurcalayarak geminin bağlantısının kopartılması nispeten daha kolay.
On the other hand, tampering with the diagnostic system to make the ship think that the coupling would fail would be comparatively simple.
Korktuğunuz veya ilgisiz olduğunuz için arkadaşınıza yardım etmezseniz de tıkarım!
If you fail to help a fellow officer because of cowardice or apathy, I will bust you!
Ve görevini yerine getiremezsen Dumas kanını taşıyan başka kızlara da ulaşabilirim.
I could turn to, should you fail to prove your mettle.
"Etcetera." Kesin kalacak değil mi?
She's gonna fail, isn't she?
Her zamanki gibi Ross, büyük resmi görmekte zorlanıyorsun.
As usual, Ross, you fail to see the bigger picture.
Amacımız kaybetmemek.
Our mission must not fail.
Verdiğim herhangi bir görevi reddeder veya başarısız olursan ya da beni memnun etmezsen güzel eşini parçalara ayırırım.
Any time you refuse an assignment or fail, or displease me in any way, I will cut a piece off of your wife's beautiful body.
Başarısız olmamızı mı istedi yani?
You're saying he wanted us to fail?
Ve bu soruşturma haftlarca sürebilir bu da demek oluyor ki üniversiteden uzaklaştırılırsınız.
And this investigation could take weeks, which means it's most likely that you will fail out of college.
Benim dersimden kalacaktı, ve bu da onun bir bürodan teklif almasını- -
He was going to fail my class, and that would've stopped him from getting an offer from- -
Bu gün sandığı kazanacaksın.
You will win the vote today, we will not fail.
Başarısız olmayacağız, olamayız.
We cannot fail.