English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ F ] / Fatıma

Fatıma translate English

137 parallel translation
Sana Fatıma Zehra'dan bir kopya alıp gelmeni söyledim.
I told you to go fetch a copy from Fatima Zohra!
Fatıma cevapladı :
Fatema replies :
Ve Fatıma lanetini söyledi :
Then Fatema utters her curse :
Fatıma'nın çığlığını duyan Allah dedi ki : "Senin oğlunu kurtarırım,"
Hearing Fatema's cry Allah says : "I can save your son,"
Fatıma haykırdı :
Cries out Earth-Mother Fatema :
Böylece Fatıma'nın ızdırabı bütün kadınların acısının kefareti oldu.
Thus Fatema's pain redeems the suffering of all women...
Kızı Fatıma'ya her yıl Ramazan ayında Cebrail'in Kuran'ı kendisine okuduğunu ve onu tekrarlamasını istediğini söyledi.
He told his daughter Fatima that every year during Ramadan the angel Gabriel recited the Quran to him and asked him to repeat it.
Uzun boylu, kıvırcık saçlı ve esmer biriyle dans ettiğimi sonra çilli ve kısa boylu biriyle ve kulağıma şarkı söyleyen iri yarı ve sarışın biriyle dans ettiğimi hatırlıyorum.
I remember I danced with a tall, dark boy... with curly hair... and a little short one with freckles... and a big fat blond one who sang in my ear.
Bütün tayfalar birazdan yağIı bir paylaşıma girişecekler.
All hands will soon be digging into a fat divvy.
Ayyaş arkadaşlarıma nereli olduğumu söyleyince kendimi burada buldum.
I shot my big fat mouth off to a couple drunken friends and told them where I was born.
Onca işi suratıma çarptı.
Threw that big, fat job right in my face.
Örümcek ağıma kocaman şişko bir böcek düşürdüm.
I've caught a big fat bug right in my spider web.
Benim şu iki amigoyu yanıma aldım ve bu koca sürüyü çaldık. ... ve kuzey sınırına doğru çarçabuk yola koyulduk.
I picked up my two amigos here, and rustled this fat herd and headed lickety-split for south of the border.
Yalnız başıma yemek yemekten nefret ediyorum.
I loathe to eat alone. It makes me feel so fat and lonely.
İlginç biri. Fakat şişko bir hemşirenin... ilanıma cevap vermesini beklemekten iyidir.
She's a strange person, but it's better than waitin'around... for some fat nurse to answer the notice.
Baktım ki şişman bir sarışın yatağıma girmiş.
Suddenly I'm in bed with a big fat blond.
Şişko kaltak neredeyse canıma okuyordu.
The fat bitch damn near killed me.
Şişko götünü bıçaklamadığıma şükret.
Lucky I didn't stab your fat ass.
Nereden çıktığı belli olmayan lanet bir koca iğneden bacağıma kim bilir hangi lanet olası şey enjekte oldu.
There's a big fat needle, from God knows where, stuck in my leg, infecting me with God knows what.
Şişmanım, anne.
I'm fat, Ma.
Şişmanım, anne!
I am fat, Ma!
... ama daha durgun, daha cansız da olsan Lethe'nin sularında çürüyen otlardan, dikilirdin ayağa başıma geleni öğrenince.
I find thee apt and duller shouldst thou be than the fat weed that roots itself in ease on Lethe wharf, wouldst thou not stir in this.
Şişko Tommy, bunun gerçek olduğunu sanmış.Yapışmış bacağıma bırakmıyor.
Fat Tommy thinks it's for real. He's hanging on to his legs, won't let go.
Az yağlı olandan aldığıma inanamıyorum.
Can't believe I got the low-fat.
Kesin şansıma o da dişsiz bir şişko çıkar.
In luck it'll be some toothless, fat guy.
Şişman, yaşlı koca yanıma geliyor
Fat, old husband walking over
Yeni lideriniz olarak, okulumuzdaki sersemleri, başarısızları ve imkanları kıt olanları ayıklayıp kapı dışarı etmek için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum.
As your new leader, I promise to do my best... to weed out the geeks, losers and underprivileged... and toss their fat asses out of our school.
- Evet, bilirsin. - Bir bakıma "Aşk şişmanlatır" düşüncesi.
Yeah, you know... love-makes-you-fat sort of thing.
Patentli dizaynı sayesinde, yağlar doğruca ağzıma akıyor.
With its patented design, the fat drains directly into my mouth.
Ne bekliyordun? Hayır, avukatıma değil. O şişko yargıca verdim.
No, not to my lawyer, to that fat judge.
Dolgun, azgın dilini, boğazıma kadar sokmasına izin verdim.
I welcomed his fat, horny tongue all the way back to my esophagus.
Erkek çantası taşıyabilirim ve hâlâ da erkeğe özgü kalır ve kilomun kaslarıma oranı tam yerinde olur ama kaslarımı geliştirmek istiyorum.
I can carry a man purse and still look masculine I feel that my fat-to-muscle ratio is right on target but I'm willing to bulk up
Hayır, ben değilim, yağlı kalçalarıma bakın.
No, I'm not, look at my fat hips.
Şişko ananı seni aldırmadığına Pişman ederim
Make your ma wish her fat-ass aborted you
Omurgam kaldırıma dayanaklı benim.
Try to land on my back-fat.
Eğer şişmanlamayacağıma söz verirsem, bebeğimizi taşıyabilir miyim?
If I promise not to get fat, can I keep our baby?
Şişmanım ve boğazıma hakim olamıyorum.
I'm fat and I can't stop eating.
Bende kıçımdan yağ alıp dudaklarıma koyduklarına inanamıyorum ama yaptılar.
I can't believe they take the fat out of my ass and put it in my lips, but they do.
Sonra koca kıçlı kat müdürü yanıma geldi... Ted Koppel'in kadın versiyonu gibiydi.
So this fat-ass floor manager lady comes up to me... and she looks like a female Ted Koppel.
Nikahıma şişko bir suratla çıkıyorum ve sen bunu biliyorsun!
I have a fat face on my wedding day and you... you know it!
Sok onu kıllı koca kıçıma!
Stick it in my big, fat, hairy ass! Ohh, man!
Seni aslanlarıma attığım zaman, kendin söyleyebilirsin. Bana yakında taze et bulamazsan koca kıçının gideceği yer de orası olacak.
You can tell him yourself when I throw you to my lions, which is where your fat ass is headed unless you find me some fresh meat... and soon.
Kadınlarıma çok fazla kalori verip, onları şişmanlatıyorum.
I gave my women to o many calories and made them fat.
Bayan, kocaman, şişman, kıllı bir canavara benziyorsunuz.
You, ma'am, you look like a big, fat, hairy beast.
Koca kıçıma mayo giyme cesareti vereni biliyorum.
Do I look fat in this? No, Twiggy, I look fat in this.
Neden gözünü benim şişman hamile karnıma diktin?
Why are you staring at my fat pregnant belly?
Şuradaki bayan bana bakıyor... ya da karnıma.
That lady is staring at me... or my fat.
Sakın yüzüne gözüne bulaştırma, Keith, eğer bu kötü giderse, düğün de kötü gider, bunalıma girerim, şişmanlarım, sen de beni aldatırsın, o zaman da Tanrı şahidim olsun ki, KÖKÜNDEN KOPARIRIM!
Now, don't you screw this up, Keith. Because if this goes wrong, then the wedding goes wrong, and then I'll get depressed and fat, and you cheat on me and I swear to God, I will chop it off!
Şişko Albert, dansçıma istediğini verecek misin?
Yo, Fat Albert, you gonna give my brick dancer what she wants?
Siz ikiniz şişman kızı aranızda paslaşıp benim de kapıma hanginiz gelirse onunla mutlu olmamı mı bekliyorsunuz?
You two just played "pass the fat girl" and assume I should be grateful that anyone shows up at my doorstep at all?
Sonunda baban kız kardeşinin, ağabeyine katil sıfatını konduramadığı için bunalıma girdiğini söyler.
Eventually, your -... your father tells you your sister... had a breakdown... unable to deal with having a murderer... for a brother.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]