Fellers translate English

- Merhaba, beyler.

- Hello, fellers.

Beyler, buraya bakın!

Hey, fellers, look-a-here!

Geceyi burada mı geçireceksiniz?

You fellers gonna stay here all night?

O adamların benim için hiçbir anlamı yok.

Those fellers didn't mean nothin'to me.

Arkadaşlar ufak bir çay molasına ne dersiniz!

Perhaps you fellers might like a spot of tea.

Ve üç kurnaz arkadaş

" And three slick fellers

size ne oldu?

PLANK : What kept you fellers?

.. biri bana bu cıkmış tekerleği takmama yardım edebilirmi .. ben ve yolcum yolda olabilrimiyiz bu gece?

I was telling these fellers here that if somebody would helped me fix that busted wheel that me and my passenger could be on our way tonight.

yani, fort churchille gitmezseniz 1 saat içinde güneş batacak gece seyahat etmekmi istiyorsunuz..

That is, unless you fellers are going on into Fort Churchill too. It'll be sundown in about an hour. You don't want to be traveling at night.

siz adamlar bu bayırı gecince sanki ben sesi daha önce duydum

When you fellers came over that ridge down there seems to me like I sort of heard that yell before.

Kentli heriflerin hiç terbiyesi yok.

City fellers just ain't got no manners.

Evet, Bay McCabe, öyle dediniz ben de öyle yaptım. Değil mi?

Yes, sir, Mr. McCabe, that's what you told me and that's what I done, didn't I, fellers?

Değil mi?

Was it, fellers?

Yapacak tek bir şey kaldı adamları hapse geri götürüp hakim ayılıp yasal bir ceza verene kadar beklemek.

And so as I see it, they ain't but one thing to do and that's just march these fellers back to the jail until the judge sobers up enough to fine them legal and proper.

Haydi beyler.

Now, come on, you fellers.

Beni dinleyin.

Now, you fellers listen to me.

Onları hatırlayamıyorum.

I don't seem to recollect them fellers.

İşin doğrusu, sizleri Californiya'da istemiyorum.

Truth of the fact is, I don't want you fellers in California.

O vadiyi bulabildiniz mi?

You fellers ever find that valley you was hunting?

- Hadi dostlar!

- Come on, fellers!

Bir ordu arkadaş, benim görebildiğim bu.

Troop of young fellers, best I can see.

Daha çok çalışmanız lazım.

You fellers better work on that.

Bu taraftan, genç adamlar.

This way, fellers.

Dikkatli olun beyler.

Careful, fellers...

Pekala çocuklar, gösteri zamanı geldi.

All right, fellers. It's just about show time!

İki adam varmış... Köprüde dikilip tuvaletlerini yapıyorlarmış.

There was these two fellers standing on a bridge going to the bathroom.

Dost ve arkadaş yok mu?

No dudes or fellers?

Beyler!

Hey, fellers!

Haydi, beyler.

Come on now, fellers.

Ben de yeni fark ettim. Bir araba dolusu herif bizi takip ediyor.

It's recently come to my attention a carload of fellers has been trailing me.

"Şimdi hapishanede" beyler. B. Bölgesi.

"In the Jailhouse Now," fellers... neighborhood of "B."

Fellers, ellerden bileklere.

Fellers, hands to ankles.

Selam arkadaşlar.

Oh, hiya, fellers.

Hey eşler, beni dinleyin

Hey fellers, just listen to me See the way he walks

Ve ne dediklerini anlamıyorum bile.

I just don't understand a word these city fellers are sayin'.

Ben küçük dostları henüz kayıp hanesine yazmazdım.

I wouldn't count the little fellers out just yet.

Yardım ederseniz, kadınım size güzel bir yemek hazırlayacaktır.

You fellers help me out, my woman'll cook you up a good dinner,

Sanırım sizler serbest otlananlarsınız.

You fellers the free grazers, I expect.

Nasıl yardımcı olabilirim?

What can I do for you fellers?

Beyler, dinleyin.

Hey, hey, hey, fellers, now, listen.

- Üzerinizde değilim, eşit durumdayız.

- No, I'm ith you fellers, not above you.

Ama yerli bir kadın adamlarımızdan birine ok atıp öldürdü. Biz de onu vurduk.

But this squaw, she loosed an arrow and killed one of the fellers, and then we shot her.

Sizler kayıp mısınız?

You fellers lost or what?

Sanırım Hogg'u arasan ve o iki herifin kasayla gittiğini söylesen iyi olur.

You might wanna call Hogg and tell him them two fellers, they made off with his safe.

- Seni seni. Anam senin gibi yakışıklı Kaliforniya delikanlılarına karşı beni uyarmıştı.

Mamma warned me about you handsome Californy fellers.

Selam millet.

Hey hey, fellers.

Çingan denizcilerle geldiniz, doğru mu?

You rode in with them Gyptian fellers. Am I right?

Bu işi burada kapatmaya ne dersiniz?

What do you say you fellers just call it a day?

Yani, çoğu erkek için yeterince büyük, ama...

I mean, big enough for most fellers, but...

Gördünüz mü şunları?

Did you see them fellers?

Peşime düştüler. Beni tepeye kadar takip ettiler. Sınırın diğer tarafına geçip saklandım.

And they chased me around them hills and clean across the border into Arizona territory, and I riding'for about two weeks without ever gettin'out of the saddle tryin'to lose them fellers.