Fermin translate English
61 parallel translation
- Point Fermin.
- Point Fermin.
Point Fermin'de silahlı çatışma olmuş.
Big shootout at Point Fermin.
- Ben Fermin Maldonado.
- I'm Fermin Maldonado.
Fermin!
Fermin!
- Teşekkürler Fermin.
- Thanks, Fermin.
Ah, Fermin geliyorum.
Ah, Fermin, I'm coming.
Fermin, bana bunu yapma!
Fermin, don't do this to me.
Bırak onu, Fermin, her şey yolunda!
Leave him Fermin, everything's alright.
Juan, nehire doğru annene git, seni temizlesin. Merak etme, Fermin her şeyi unutacak.
Juan, go find your mother by the river and get cleaned up, don't worry, Fermin will surely forget everything.
Fermin seni böyle görmesin!
You don't want Fermin to see you like this!
Fermin, bırak onu, bu onun suçu değil.
Fermin, let him go, it's not his fault.
Fermin.
Fermin.
Fermin, bırak onu.
Fermin, let him be.
Fermin'le konuştum.
I've been talking to Fermin.
Fermin bir terörist.
Fermin's a Terruco.
- Fermin babamı öldürdü.
- Fermin killed my father.
Fermin kesinlikle babanı öldürdü.
And surely Fermin also killed your father.
Onlar Fermin'le!
They were with Fermin.
Bu Fermin'in bizimle olmasından iyidir.
That's why it's good to have Fermin with us.
Fermin kötü, onu sevmiyorum.
Fermin's bad, I don't like him.
Fermin babamı öldürdü.
Fermin killed my father.
O Domitila'nın oğlu, yoldaş Fermin'in kadını.
He's Domitila's son, comrade Fermin's woman.
Fermin'in mi?
Fermin's?
Zambrano, yarın kasabaya git ve Fermin'i izle.
Zambrano, tomorrow you go into town and watch Fermin.
Fermin'e bir göz atın.
Keep an eye on Fermin.
- Fermin!
- Fermin!
Ve ayrıca annem ve Fermin içi geldim.
And also for my mom, for me and Fermin.
Fermin'i beklemek zorundayız, o bizimle geliyor.
We have to wait for Fermin, he's coming with us.
Fermin götürdüğünden bu yana ondan haber almadım.
I haven't heard from him since Fermin took him.
Şey gibi Fermin de la Vega veya De la Cuadra ya da De las Vegas ya da De las Cuevas gibi bir şeydi.
It was like... It was Fermin DE la Vega, or DE la Cuadra... Or DE las Vegas, or DE las Cuevas...
Belki de Fermin değildi.
Maybe it wasn't Fermin.
Fermin değildi.
It wasn't Fermin.
Fermin Morales.
Fermin Morales.
Bugün, San Fermin festivali var.
Today is the festival of San Fermin.
Sen Fermin festivali!
The Sanfermines!
Bu San Fermin.
It's San Fermin.
Oh San Fermin, lütfen bizi koru.
Oh San Fermin, please protect us.
Fermin Ordonez.
Fermin Ordo z.
Fermin'in taksisi tam bir tiyatro sahnesi.
Quite a cast of characters in the back of Fermin's cab.
Fermin bir yere uğruyor, Finch.
Fermin's taking a pit stop, Finch.
- Fermin.
- Fermin.
Ufak bir sorunumuz var Fermin.
We have a slight problem, Fermin.
Fermin, birbirimizi kaç yıldır tanıyoruz?
Fermin, we've known each other for how long?
Fermin! Ne var ne yok?
_
Korkarım ki daha da kötüleşecek Fermin.
I'm afraid it's gonna get a whole lot worse, Fermin.
Şimdi tam sırası, Fermin.
Now's a good time, Fermin.
- Haydi, Fermin.
- Now, Fermin.
Arada büyük bir fark var Fermin.
There's a big difference here, Fermin.
Polis değilim, Fermin, Yardım etmemi istiyorsan takside ne bıraktığını söylemelisin.
I'm not a cop here, Fermin, but if you want my help, you need to tell me what he left in your cab.
Başın sağ olsun Fermin.
Sorry, Fermin.
İşleri yoluna koymanı sağlayabilirim, Fermin.
I can help you make things right, Fermin.