Fete translate English
95 parallel translation
Bildiğiniz gibi bu etkinlik yetimler yararına yapılıyor.
As you know, this fete is being held for the aid of the Actors'Orphanage.
Tüm şehir kutlamalardayken, bir haberciye güvenemeyiz.
A messenger cannot be trusted with all the city en fete.
Umarım bu yılki bahçe şenliğine gelirsiniz.
I hope you'll be able to come to the annual garden fete this year.
Marina köy etkinliğiyle sizin ilgilenmenizi özellikle istedi.
Marina was especially keen for me to double-check with you personally all the arrangements for the village fete.
Bugün bir tatil günü için ziyafetsofrası hazırlayacağız. Yani le fete d'holiday.
Today we're going to make a holiday feast or le fête d'holiday.
Hey, sen eğlenceye katılmaya mı geldin?
Tu veux entrer faire la fete?
Kilise kermesi.
Church fete.
O halde diğer sorunları çözmeye geçelim ki en önemlisi de önümüzdeki hafta kasabada düzenlenecek şenlik.
Let's move on to the principal issue of the evening, which is arrangements for next week's village fete.
Korkarım ben bu sene şenliklere katılamıyorum.
I'm afraid I may not make the fete this year.
Çünkü şenliği sevmiyorum.
Because I don't actually like the fete.
Şenliğin açılışı diyorum.
Someone to open the fete.
Şenlikler düzenlememize yardımcı olmuştur.
Helping to organise the fete, for instance.
Bu yüzden de bu hafta yapılacak olan şenlik onun adıyla devam edecek.
That's why this week's fete will continue, dedicated to his name.
- Badger's Drift şenliği var, değil mi?
Oh, it's the Badger's Drift fete!
Şenliği açacak birisini buldun mu?
Did you manage to find someone to open the fete?
Kasaba şenliğinin açılışını yapacak birisi lazım.
I need someone to open the village fete this afternoon.
Badger's Drift şenliğinde sizi karşılamak bana büyük bir zevk veriyor.
It gives me pleasure to welcome you all to Badger's Drift Summer Fete.
Joyce'a şenlikte buluşuruz dedim. Geliyor musun?
I said I'd meet Joyce at the fete.
Şenlikte birisini öldürmek ise tam bir gösteri havasındaydı.
The shooting at the fete, I said at the time, was an act of bravado.
Yemekten ayrıldıktan sonra beklememiz gerektiğini sanıyordum. Ama sizi kaybettik
After we separated during the fete, we thought we should wait... but we missed you.
"Zaferi kutlamak için Mart ayında bir kutlama yapılacaktır."
"A great fete on the Champs de Mars will be held in its worship."
Yüce tanrı kutlamalarına gelecek misin?
Will you attend the Fete of the Supreme Being?
Kaçırmamanızı tavsiye ederim.
It will be a fete like no other.
Bunun nedeni yüce tanrı kutlamalarımı?
And the Fete of the Supreme Being?
Şenliklerde yapılan Punch ve Judy şov biliyorsunuz ki yerel halkın skandallarını ifşa ediyor.
You know the tradition they have here at the fete of Punch and Judy exposing local scandals?
Bir gelişme var ama bunu söylemeden önce Gregory'nin şenlikte yapmayı planladığı Punch ve Judy şovla ilgili bilginiz var mıydı? Birisi onu susturmak amacıyla öldürmüş olabilir mi acaba diye düşünüyoruz.
There's been a development, but before I tell you..... may I ask you, are you aware of anything that Gregory was planning to include in the Punch and Judy show at the fete, that might have motivated someone to silence him?
Gregory'nin şenlik için hazırladığı şovun metnini bulduk.
We just found Gregory's script for his Punch and Judy show at the fete.
Gregory'nin şenlik için hazırladığı metni bulduk.
We found Gregory's script for the fete.
Bütün bu mücevherleri, bu partide... sergilemeyi nasıl başardın?
How did you get all these jewelers to agree to appear at the same fete?
Sadece başarımızı kutlamaya başlıyorduk!
Deserve the fete once
Gayet iyi bir parti oldu.
Well, it was a great fete.
Sanırım, gerçekten güzel bir kutlama olacak.
I think it's going to be quite a fete.
İyi günler ve hepiniz Pox Köyü Şöleni'ne hoşgeldiniz!
Good afternoon, one and all, and welcome to the Pox village fete.
Hanbury'i onun kadar seven de yoktur.
And no-one relished Hanbury en fete as much as he.
Kilise şenliğiyle ilgilenmen gerekmiyor mu?
Haven't you got a church fete to look after?
Şenlikteki herkesi sorgulamaya başlayın.
Start interviewing everyone who was at the fete.
Firma, personel için küçük bir kutlama yapacak.
Work has organised a small fete for personnel.
Jeremy ve Brian'la Karen'ın eğlencesi hakkında konuştun mu?
Did you speak with jeremy and brian about attending karen's fete?
Köy eğlencesine hoş geldiniz.
Welcome to the village fete.
Ölümden daha kötü bir eğlence!
Fete worse than death!
Size göre Darwin'de olmalıydım, değil mi? Kilise toplantılarında, hanım partilerinde falan boy göstermeliydim.
I suppose you think I should be back in Darwin at the church fete... or the ladies'. uh, whatever you call it.
Benim tazeler seni suya götürür susuz getirir, seni şişko embesil.
My young lot'd open you up like a village fete, you saucy cunt.
İçkileriniz ve yiyecekleriniz afiyet olsun.
Let this afternoon be a fete worthy of Joan. Enjoy the liquor and delicatessen.
Burada fukaralara ziyafet veriyormuşuz!
We're running a charity fete here!
Saou geleneksel bayramına ne kadar değer veriyorsam ona da o kadar değer veriyorum.
He matters as much to me as the Saou annual fete.
Yıllar boyunca, bir kaç cümle aklımda kaldı ve cipslerini ziyafete vaktinde getirebilmekten çok ama çok endişelenen kişiler için biriktirdim.
I've caught a few phrases over the years and I gather it's about some people who are very, very worried about getting the crisps to the fete on time.
Bir şenlikte.
At a fete.
Yerini göstereyim size.
We met once at a fete.
Sanırım profesörle tanışmanın vakti geldi.
What about your theory that the motive was to silence Mr Punch at the fete? It's time you met the professors.
Bugün, Fox'ta, yerliler, kendi yıllık köy partisini kutluyorlar.
Today, in Pox, the locals are enjoying their annual village féte.
İmparatorluk Bahçesi Kaderi'nin resmen açılmış olduğunu size takdim ederim.
And with that, I now declare the Empire Garden Féte well and truly open.