Filling translate English
2,748 parallel translation
Onu içindeki oğlum, dünyanın sırtına binecek aygır onu bu ateşle dolduruyor.
That is my son inside her, the stallion that will mount the world, filling her with his fire.
Ayrıca, ben doğum iznime gideceğim için, yerime gelecek olan öğretmen yarın burada olacakmış.
Also, the substitute teacher that'll be filling in for me while I'm on maternity leave will be coming tomorrow.
O biraz dinlensin. Sen de onun yerine bunu doldur.
Well, he needs his rest, so you can start filling this out for him.
Sence de abur cuburla tıkınmak yerine daha besleyici yiyecekler arıyor olman gerekmez mi?
Don't you think you should be looking for more of a substantial meal instead of just filling up with junk food?
Ciğerlerinin suyla dolmasından vücut ısın normalin altına düşünce hissizleşeceğini falan anlattı.
Water filling your lungs, hypothermia taking away all feeling.
Koyu şerbetle dolu çilekli kek ve üstünde toz şeker?
Strawberry cake with maple-syrup filling and powdered sugar on top?
Kasaları dolduruyoruz.
Filling the coffers.
Patti bize nasıl ilerleyeceğimizi gösteriyor ama detayları vermiyor.
Patti's clearly pointing us in a direction, but she's not filling in the blanks.
Bir form doldurmanın bu kadar eğlenceli olacağını bilemezdim.
Oh, who knew filling out a form could be this much fun?
- Neler oluyor? Ciğerleri kanla doluyor.
His lung is filling up with blood.
Sen ilaçlarımı alırken arabanın siciline baktım. Sonra da adını Google'da arattım.
I checked your car registration when you were filling my prescription, and then I "goggled" your name.
- E'si parasını ödeyemeyince dolguları söktüler!
- They... removed the filling because I couldn't pay the money!
20 dakika önce, tüm eczanelere sözlü onayım olmadan reçetelerimi işleme koymamalarını bildirdim.
Twenty minutes ago, I put a notice out to all local pharmacies to require verbal authorization before filling in my prescriptions.
Kisa zamanda bütün çalisma günlerim dolmustu.
Pretty soon my work week was filling up.
Tipik bir Calabrese sosis, içerisinde kırmızı acı Peperoncino biberi, karabiber ve rezene tohumundan oluşan çok baharlı bir karışımı var
'A typical Calabrese sausage filling is a very spicy mix'of red hot peperoncino chillies, black pepper and fennel seeds.'
Akciğerine kan toplanıyor ve bunu durduracağım bir sik yok burada.
He's got blood in his lungs and they're filling up... And there's fuck all in here that I can use to stop it!
FDIC de bir ton evrakı doldurmam için gönderdi.
And the FDIC has me filling out all sorts of paperwork.
Onun devamını kim dolduracak peki?
Yeah? Who's filling in the rest of her? ( Laughs )
Beyniniz boşlukları doldurma konusunda çok başarılı..... siz farkında değilken bile.
Your brain is so good at filling in the gaps..... you're not even aware of it.
Ben aslında rehber öğretmenin, boşluğu dolduruyorum.
I'm just a guidance counselor filling in.
Geçici olarak koçluk yaptığın için çok minnettarız.
We really appreciate you filling in as coach.
Sanırım, bana ihtiyaç duyulan yeri doldurmada gayet iyi iş çıkardım.
I think I've done a pretty good job of filling in where I was needed.
Ama, yeteneklerim ve deneyimime bakılırsa, o yeri dolduracak kişi ben değilim.
Thing is, given my skills, my experience, I'm not the guy that should be filling in.
Renk değişikliği, gaz dolmuş.
The discolouration, filling up with all that gas.
Gittikçe büyüyen bir deliğin içindeyiz, ve o delik su dolmaya başladı.
We're in a hole that's getting deeper by the minute, and now it's filling with water.
Başkanlığı doldurmak için?
Filling in for the president?
Kitap Amazon'da 4'üncü sıraya yükseldi, ve bugün Union Meydanında Barnes ve Noble'deki okuman için hızla bütün yerler tükeniyor.
The book is now number 4 on Amazon, and your reading today at the Union Square Barnes and Noble is filling up fast.
Yerler çabucak doluyor. Bunu kayda almam gerek.
Slots are filling fast.
Pikseller yerine oturuyor ve çözünürlük süper iyi.
Check it out. Pixels are filling in and the resolution is super clear.
Ama onun yerine karşınızda Adrianna Tate-Duncan.
But, uh, filling in, Adrianna Tate-Duncan.
Dixon hava altında küçük ama dolum... çok beklenmedik bir şekilde...
Dixon's a little under the weather, but filling in, very unexpectedly...
Kıç ambarı da doluyor.
The stern hold's filling, too.
Tüm oda suyla doluyor!
This whole room is filling up with water!
Birden fazla getirdim çünkü... hayatımın son 17 yılını sizin evinizde geçirmeme rağmen sandviçinizi nasıl tercih edeceğinizden emin değildim.
Well, I brought you several because... despite spending the last 17 years of my life in your house, I'm not sure of your filling preference.
Bozulmuşlardı, ben de buzla doldurayım dedim.
Well, you know how they were broken, so I was, like, filling them with ice.
Ama buz makinesi de bozuktu. Ben de taşla doldurdum.
Now the ice machine's broken, so I'm just filling them up with rocks.
Çocuğun aklını saçmalıklarla doldurma, Hanım!
Don't go filling the boy's head with no nonsense, Missus.
Kalbin onunla dolu.
He's filling your heart.
Aklın onunla dolu, tamam mı?
He's filling your mind, okay?
Sonunda bu çatlakları dolduran biri çıktı?
Finally got around to filling in those cracks?
Onu doldurman işe yaramayacak.
Filling it in won't help.
Onun kafasını bu tür kabuslarla doldurmayı kes. 674.1 00 : 49 : 37,400 - - 00 : 49 : 40,000 "İBLİS 11 / 11 / 11'DE 11 YAŞINDA GÖRÜNÜMÜNDE GERİ DÖNECEK"
Stop filling his head with these nightmares.
Ve sen de sadece ayakçısın değil mi?
It's medical, right, and you're just filling out the paperwork?
Biz konuşurken balıkçı çizmelerimi dolduran sıcak idrarı görmezden gelip seninle ilgilendiğimizi söylemek istiyorum.
So I'm just going to ignore the hot urine filling my waders as we speak, and tell you that we're very interested.
Derry Murbles yayındayım. Kendisi, ülkemizdeki sincapların göç haritası üzerine eğitim almak için 8 aylık izne ayrıldı.
I'm Derry Murbles, filling in for David Parker, who took off for eight months to study the migration patterns of our nation's squirrels.
Gelecek hafta, benim yerimi doldurması gereken Richard Chang-Jefferson'ın yerini dolduracak olan David Bianculli'nin programında görüşmek üzere.
Join us next week when David Bianculli will be filling in for Richard Chang-Jefferson, who will be filling in for me.
Sen karşıya yüzdün, hapur hupur yedin.
You swamed up over there, fucking filling your big fat faces.
İris tamamen açılmış, gözün tamamını kaplıyor.
By Mikhel for Subtitulos.es = = SPREAD THE WORD = = notice the iris is fully dilated, filling the eye completely?
Seni dolduruyor.
Filling you up.
İkimizi de dolduruyor.
Filling us both up.
Çok hızlı şekilde suyla doluyor.
It's filling up really fast.