Final translate English
16,293 parallel translation
Tüm serinin son sayfası Kronice'de yazıldı son cümle hariç.
The last page of the entire series is actually written in Kronish, except for the final sentence.
Lütfen mahkemeyi cezaevindeki son yılınızda kaç kişinin idam edildiği konusunda bilgilendirir misiniz?
Please, could you inform the court as to how many men were executed in your final year at maximum.
Bayan Marais, savunmanın iddiasına vereceğiniz son bir yanıt var mı?
Miss marais, do you have a final reply to the defense's argument?
En sevdiğin hikâye döngüsü "Kurtuluşun Son Defini."
Your favorite narrative is- -. "The Final Burial of Salvation."
Son durağınız ne?
What's your final destination?
- Son gelişmeler de geldi.
- We've just gotten the final word.
Kocaman 334 sayfalık bir doküman,... ama son karar yaklaşılmış bile değil,... titizlikle tarafsız inceleniyor.
This massive 334-page document, which does not yet disclose the final verdict, is studiously even-handed.
100M Semi-Final 23 Ağustos 2015 Pekin, Çin Bolt, şampiyona rekorunun sahibi.
Bolt, the holder of the championship record.
Dört yıl önce Deagu'daki finalde yaptığı hatalı çıkış tek hatasıydı.
The only blemish was when he false started in the final in Daegu four years ago.
Çizgiye koşarken tek düşünebildiğim "Sevgili Tanrım, lütfen finalde bunun olmasına izin verme." oldu.
Ran through the line, all I could think is, like, "Dear God, please don't let this happen in the final."
Her zaman yaptığı gibi değildi ama yine de finalde.
Not the way he would have liked to have done it, but he's in the final.
Sonuncu.
Final.
Şimdiye kadar 100 metre erkekler Olimpiyat finalindeki en hızlı sprinter grubu.
CThe fastest group of sprinters that has ever taken the line in a 100-meter Olympic final.
Bu final için çok hazırdım.
I'm, like, yo, I'm so ready for these finals.
Onu finalden, yarıştan çekmek istiyorum.
I wanna pull him from the final, from the race.
Ne yazık ki Usain 100 metre elemeleri finalinden çekilmek zorunda kaldı. Bu yüzden baş tıbbi görevli tarafından muayene edildi. Bir gerilme olduğunu ve koşmasının tehlikeli olduğunu tespit ettiler.
Unfortunately, Usain had to pull out of the final of the 100 meters in the trials, so we got it checked out by the chief medical officer and it was determined that he had a strain in there and it would be dangerous for him to run,
Son delik.
Final hole.
Son gittiğim maç altı saat sürmüştü ve son skor 1-2 idi.
The last game I went to was six hours long and the final score was one to two.
Waruu, o zaman sana son bir soru soracağım.
Jane : Waruu, one final question for you, then.
Son şüphelimiz, çocuk damat.
Our final suspect, the child groom.
Gülü verme zamanı geldi.
It's the final rose, Bachelorette.
Şimdi DJ final gülünü verecek.
It's now time for D.J. to hand out the final rose.
Finalde gülü kim alacak?
Who will get the final rose?
Çok heyecanlı geçeceği düşünülen final bölümünde ortaya çıkacak.
Find out next week, on the most dramatic episode of The Bachelorette yet.
Onu ve cesedin son durumunu göz önüne alırsak, bu bir cinayettir.
Based up on that and the final position of the body, this is a homicide.
Tahliller kurbanın herhangi bir şey içmediğini ya da sisteminde herhangi bir uyuşturucu olmadığını göstermektedir, fakat son toksilokolojiyi bekliyoruz.
Tests indicate the victim didn't have anything to drink or any drugs in her system, but we're awaiting the final toxicology.
İşte American Idol final sezonu başladı.
Well, the final season of American Idol has begun.
Bu konuda nihai karar vermemiştik.
We hadn't made any final decision about that
Her zaman en son anı o son nefesi her şeyin sona erdiği anı düşünüyorum.
I'm always imagining that final moment... The last breath The end of it all
İleri derece böbrek kanseriymiş.
He had final stage kidney cancer.
Ama Elias kitabının son bölümü henüz yazılmadı.
Elias's final chapter has yet to be written.
Son günah çıkarmamı yapmak gibi bir niyetim yok.
I have no wish to make my final confession.
Son kararları biz vermeyiz Bayan Groves.
We don't render final judgments, Ms. Groves.
Ben de buranın ebedi istirahatgahım olacağını sanıyordum.
And here I thought this might be my final resting place.
Ama Homer son gazdan hiç kaçamadı.
But Homer never managed to escape the final gas.
Yatmadan önce son sayım yapılıyor.
Final head count before quarters.
Sahip olduğum her şey o.
That's all I have. Final offer!
Son bir tavsiye.
One final word of advice.
Ve bu yılın son sabah duyurularını okumak için futbol takım kaptanı, Tucker Jones.
And here to read this year's final morning announcements is the captain of the football team, Tucker Jones.
Tamam, şimdi de sizin tutkunuz hakkındaki final şarkılarını duyalım.
Okay, let's hear what you're passionate about with your final performance.
Benim final şarkımın ismi "Arkadaşların Ne Dediğini Siktir Et, Ben FIFA'da İyiyim."
Um, my final song is called, Fuck What My Friends Say, I'm Good at FIFA.
Yemişim e-postasını. Dinle, bu son uyarım.
Listen, this is the final warning.
Ben de sarhoşlardan, yani Fosterlardan gelen hediyemi Notları teslim edişimi kutlarken kullanacağım.
I'm gonna use my gift from those drunks, the Fosters, to celebrate turning in my final grades.
Tavis'in notu hakkında sizinle konuşmak istemiştim.
I just wanted to talk to you about Tavis's final report card.
Tavis'in okuma dersindeki notlarında biraz sorun var gibi geldi.
We just felt that Tavis's final grade in reading seemed a little... off.
Quanticoda bulunduğum süre boyunca bu boya savaşını 20 kez yaptık, ve bu iki takımın da berabere olduğu 3. savaş.
We've done this color wars exercise 20 times since I've been at Quantico, and this is only the third time that the two teams have been tied. - Which means we're going to conduct one final exercise... class against class. - What?
Dünyadaki son yolculuğumuza kadar güvenli kapılardan geç.
Safe passage on your travels... until our final journey on the ground.
Ama, bu benim son görevimdi.
But, this was my final mission.
Derslere katılım % 20, vize ve finaller % 50.
Participation 20 percent, midterm and final exams 50 percent.
Grup sunumları bir vize zamanı bir de finalde.
And as for the group presentations, one midterm and one final.
Ve anladığımız kadarıyla, şirketimizin final bölümüne ilerliyoruz. Pazardaki en iyi ürün bizim olacak ve hiç rekabete girmemiş olacağız.
"We will have the best product in the market and we have no competition at all."