Finance translate English
1,533 parallel translation
Bu parayla Mic'in bağımsız filmini finanse edebilirim.
I could finance Mic's independent movie with that.
Senin gezi masraflarını da ben karşılayacağım, Asmar'a yaptığım gibi.
I will finance your expedition... as I finance Asmar's.
Global Witness'ın çarpıcı bir raporuna göre bu taşlar silah almak ve iç savaşı finanse etmek için kullanılmakta.
According to a devastating report by Global Witness these stones are being used to purchase arms and finance civil war.
Finansla ilgilendiğini söyledin mi?
Did you say you were interested in finance?
Maliye bakanı.
Finance minister.
Pek çoğunuzun bildiği gibi, kısa süre önce Massimo Corteleoni James Holt markasının büyümesine yatırım yapmayı kabul etti.
As many of you know, recently Massimo Corteleoni has agreed to finance the expansion of the James Holt label.
Biliyor musun neden kardeşim Mangal! ın işleri bu kadar iyi gidiyor?
And get your new finance company inaugurated by Shruti's hands.
Seçim kampanyası harcamalarınızın kaynaklarının petrol şirketleri olmadığını söyleyebilir misiniz?
Tell me that you are not receiving major campaign finance contributions from oil companies.
Miramax'ın eş finansmanıydı ve "püff", Miramax gitti.
It was a co-finance with Miramax. Poof, Miramax is gone.
Bir 10,000 daha koymak istersen, mali ödemeleri senin için kesebilirim.
You know, if you want to put down another 10,000, I can cut those finance payments for you.
"Keşke aile servetin olmasaydı da kara çalma kampanyasıyla seçimi kazanamasaydın," demeyeyim mi?
I shouldn't say, "Gee, I wish you didn't have that family fortune... to finance a smear campaign and steal an election"?
Bekle. Pentagon Ajanslararası Maliye Komitesi Müdürü.
Meantime... co-director of the pentagon interagency high committee on finance.
Şerif, suç ortağı olduğunu düşünüyor. Bebeğini nasıl kaçıracağını planlaması ve para bulması için Duncan'a yarım ettğini düşünüyor.
The sheriff thinks you're an accomplice and that you helped Duncan plan and finance this kidnapping.
Küpeleri satmamı Duncan istedi. Ama para bebeği kaçırmak için değildi.
I did sell the earrings, Duncan asked me to, but not to finance a kidnapping.
Adam finansla ilgili biri.
He's a finance guy.
Tokyo'da ki finans şirketini soyan kişinin kimliği tespit edildi.
The suspect who broke into A consumer finance company in Tokyo... Has been identified.
Pekala, Dwight, bildiğin gibi bugün New York'a gidiyorum. Şirkette yeni * CFO'ya sunum yapacağım. ( * Chief Finance Officer )
All right, Dwight, as you know I'm heading to New York today, doing a presentation on the branch to the new CFO.
Bir kaç görüşme yaptım ve sermaye hazır.
Okay, so I made a few calls, all the finance is in place.
Yüksek finans.
High finance.
Sen üç numaralı maliyeci olmalısın.
You must be finance guy number three.
Mesele şu maliyeci çocuk, Lia'nın eşyaları için geldim.
So... here's the thing, Finance Guy. I just came for Lia's things, so...
Quenton Cornfoot, Anonim Şirketin yöneticisi.
Quenton Cornfoot, Head of Corporate Finance.
Şirketin yöneticisi ne tarafta tatlım?
Where's the Director of Corporate Finance, sweetheart?
Özellikle finans sektöründe kararlarınız sizi öldürür ya da yaşatır.
And in finance, you live and die by your decisions.
Filmin getirisini inceledim. İstediklerim, eğer doğru kelimeyi kullanacak olursam öncelikle tazminatın geri dönüşü ve ek olaraktan brütün yüzde onu.
I have looked into film finance and I believe the correct terminology is first recoupment plus 10 % of the adjusted gross.
Finans, tabiki kirli işlerle ilgilenmez, paranın kendisinin kirleneceğini hesaba katmazsan.
Finance, of course, doesn't deal with the dirt-under - the-nails tangibles, unless you consider the money itself to be dirty.
Bu, bilim, matematik, biyoloji, finans politikası, küresel ekonomi, ölenlerin maliyetine karşı, yaşayanların maliyeti ve kimin, neye bütçesinin yettiğiyle kimin ödemeye razı olduğuyla ilgili.
It's about science, math, biology, the politics of finance, globle enconomics the cost of living versus the cost of dying, who can afford how much and who's willing to pay.
Haberleşme, finans. Milyonlar kazanacak.
Communications, finance - he'll make billions.
Eğer bir alıcı, elmasın savaşı finanse etmek için kirli elmaslar satan Kongo yerine Quebec'den geldiğini bilirse bu onun işine yarayabilir.
If a buyer knows a diamond comes from Québec rather than, say, Congo, which sells dirty diamonds to finance its war, it might be useful to him.
Tokyo'da ki finans şirketini soyan kişinin kimliği tespit edildi.
The suspect who broke into a consumer finance company in Tokyo... has been identified.
Teknoloji, finans ve savunma sektörlerinin tümünün kontrolünde ortaya çıkıyorlardı.
They appeared to control entire sectors of technology. finance. defense.
Dağıtım, tanıştırayım :
Distribution, meet Finance,
Finans sektöründe çalışıyor.
He works in finance.
Bu kralın dinsizlere karşı savaşan haçlı ordusu için ödenmesi gereken yıllık vergi.
This is the King's annual duty to finance his crusade against the heathen.
Gerilla grupları eylemlerini finanse etmek için kullanıyor.
Guerilla groups use them to finance their operations.
Ekonomi Bakanı için şoförlük yapacak.
Driver forthe finance minister.
Emile Becker, Fransa Maliye Bakanı.
Emile Becker, French Finance Minister.
Traynor Styles, Japon Maliye Bakanı ile buluşuyor.
Traynor Styles is meeting the Japanese Minister of Finance.
İnşaat finansı işinde. Adı nedir?
Now, he borrowed money from, uh, from this guy in, uh, construction finance.
Masraflarını karşılayarak, tahta mucizelerinin başrolde olacağı, gösterişli bir sanat sergisi düzenleyeceğim!
And I want to finance a fancy-shmancy art show, starring your wooden wonders.
Nedir benim derdim? "İnce finans" hadisesi aklımı başımdan aldı biraz.
All this high finance has me a little fuzzy.
O zaman finansta çalışıyordum ve bazı beyanları zamanında duyurmayı atlamışım.
I was working in finance, and I got involved in some insider trading.
Evet, eğer daha büyük göğüslerin olsaydı ve daha tatlı olsaydın, kesin,... direkt Ocean Finans'a telefon açardım, ama değilsin, canım.
Yeah, if you were prettier and had bigger tits, sure, I'd be straight on the phone to Ocean Finance, but you're not.
- Finans raporu, efendim.
- Finance report, sir.
- Doğrusu... O para kralı öldürmek için silah ve adam bulmakta kullanılırsa çoktan öldük demektir.
Well, if that money is going to be used... to finance weapons and men to kill the King, then... we are dead already.
Thomas Jefferson filmim için krediye ihtiyacım var.
I need a loan to finance my Thomas Jefferson movie.
Ben de kendi filmimi yaparım. Parasını kendim sağlayacağım.
I'm gonna make my own movie, finance it myself... all on my terms.
Pekâlâ, finans, lojistik, vesaire.
So, finance, logistics, etc.
Mali planlamalar Katie?
The finance projections, Katie? Jeff?
Muhasebe maaşımızı yine veremedi.
Army Finance screwed up our pay again.
Maliye Bakanı geldi.
The finance minister.