Flower translate English
5,743 parallel translation
Sana gelince Gümüş Maymun, çiçeğine kılıçta eşlik etmeyeceksin.
As for you, Silver Monkey, you won't be joining your flower in the sword.
Bu ne tür bir çiçek?
What kind of flower is that?
Bir çiçek.
A flower.
Bekle! Eğer birazcık yavaşlayabilirseniz balon, çiçek, pasta falan ayarlayabilirim.
Wait! If you would just slow down a little, then I could arrange balloons or a flower cake
Küçük bir uçağa geçtim. "Çiçeğinizi Keşfedin" seminerine yetişebileceğim.
I booked a puddle jumper that arrives right on time for the "Exploration of the Flower" seminar.
"Çiçek" derken ne kastettiklerine emin misin?
Are you sure they mean flower flowers?
Kedi kakası kahvesi, Sydney çiçeğin vajina demek olduğunu anladı,...
Cat poop coffee, Sydney realized her flower is her vagina,
Simon Sydney'nin çiçek / vajinası hakkında konuşmayı sevmiyor, ve dürüm, dürüm, dürüm.
Simon doesn't like talking about Sydney's flower-slash-vagina, and burrito, burrito, burrito.
Yetenekli bir cadının doğuştan gelen dört, hatta beş yeteneğinin kız filizlenmeye başlarken kendini göstermesi alışılmadık bir durum değildir.
It's not unusual for a talented witch to manifest four, even five innate gifts once she starts to flower.
Yeni bir Yüce filizlenirken, eskisi solmaya başlar, derler.
They say when a new supreme starts to flower,
Kaplan çiçeği, kurbağa, kertenkele, açelya ve ağustosböceği.
Tiger flower, frogs, a lizard, azalea, and cicada.
Biliyorum, hepsini tükettim.
It's nice to see a friendship blossoming instead of wiling away like a dying turd flower. I know, I'm eating it all up.
Biri Flower Corbett'ta, diğeri de Thompson'da.
First one on Flower and Corbett and the second at Thompson.
Benden iki ay önce başlayan kızlardan birini beyaz çiçek yaptılar.
One of the girls, she started two months before me, and they just made her a white flower.
Küçük çiçeğimi korumak istedim.
I wanted to protect my, my little flower.
- "Rising Tide" ın bir hayranı çiçek desenli elbiseli, zengin bir kız.
- A fan of the Rising Tide, some rich girl in a flower dress.
Çiçek.
Flower.
- Şu çiçeğe bakarsanız anlarsınız.
Take a look at that flower, and you'll know.
O çiçek eşimin kıymetlisiydi.
That flower was treasured by my wife, and she grew that flower herself.
Bu evi satmaya karar verdiğimde o çiçek solup kurudu.
When I was considering selling this house, that flower started to wilt and almost died.
Satmaktan vazgeçtiğimde ise böyle yeniden açtı.
But... once I decided not to sell the house... the flower came back to life and started to bloom again.
Eşiniz isteğini size bu çiçekle ulaştırıyor.
Your wife used that potted flower to tell you how she felt?
Mesele buysa o çiçekle anlaşmalıyım.
In that case, I can just negotiate with that flower.
Çiçek hanım, dikkatli dinleyip cevap verin.
Flower wife... listen very carefully, and tell me what your thoughts are.
Eğer öyleyse lütfen çiçek kafanızı sallayın.
If that's the case, then nod yes, with the flower head.
Değilse çiçek kafanızı keseceğim.
Otherwise... I'm going to cut off the head of the flower.
Parama dokunan çiçeği kestim bana dokunan eli ne yapsam acaba?
I cut off the head of a flower from someone who tried laying their hands on my money. What should I do with the hands that touched my body?
- Şuradaki çiçekli kevaşeler...
- Those flower power skanks over there...
- "Çiçekli kevaşeler".
- "Flower Power skanks."
Çiçek desenli elbiseli zengin bir kız.
Some rich girl in a flower dress.
Miles, çiçek desenli kıyafetli bir kızın kendisinden S.H.I.E.L.D. bilgisayarlarına sızmasını istediğini söylemişti.
Miles said a girl in a flower dress asked him to hack S.H.I.E.L.D.
Ağaç tepelerinde kalan son çiçeklerin tozundan bir tutam...
It's the last bit from the last flower in the treetops.
Çiçek konseptimin içine ettin!
Now you've wrecked the whole flower arrangement!
Çiçek konsepti mi?
Flower arrangement?
Sabah ikimiz de çok yorgunduk. Ama yine de bana saksıları malçlattırdı *.
We were both pretty sore this morning, but, uh, she still had me mulch her flower box.
- O halde çiçek mi olmak istersin?
- You want to be a flower then?
- "Gelişin duygularımı çiçeğe dönüştürdü" Böyle bir şey.
You came to me and became a flower. Something like that?
Çiçekten mi nefret ediyorsun bana gelmekten mi? Seç birini.
Do you not like the flower part or you coming to me part?
Bu dünyanın en güzel çiçeğidir.
This is the most beautiful flower in the world.
Ama sonra yakamda bir çiçekle beni görürsen koklamadan durmamalısın.
But when you see me wearing a flower in my lapel later, you are most welcome to sniff it.
Bu spor ceket ve yakamdaki gerçek çiçek de bunu apaçık bir şekilde gösteriyor zaten.
As should be evident by this sport coat and very real flower in my lapel.
"Çiçek nasıl kokuyor?"
"What does this flower smell like?"
Evrendeki karanlık madde çözümlemesinin metodolojisini kavramsallaştırabilirken tuhaf bir şaka çiçeğini nasıl düzeltemiyorum?
How is it I can conceptualize a methodology of examining dark matter in the universe but can't figure out how to fix a novelty squirt flower?
Rachel bu sabah yeni açmış bir çiçek gibi görünüyor.
Rachel is like a flower that just bloomed this morning.
Aşk ayın gün ışığında açan bir çift çiçektir.
Love is a double flower that blossoms in the sunshine of the moon.
Yan Kapıdaki Yakışıklının Rapunzeli sandığımdan daha çabuk keşfedildi.
The Flower Boy Next Door Rapunzel came out earlier than I expected.
Yerine tek taraflı aşk hikâyesinden kesitleri yayınladığımız gibi'Yan Kapıdaki Yakışıklı'dan aşk ile ilgili kesitler derleyip aşk ile ilgili bir bölüm çizmeye ne dersiniz?
We published true love stories instead. Why don't we draw episodes about love like'Love of Flower Boy Next Door.'
'Yan Kapıdaki Yakışıklı'sonunda iyi gitmeye başladı.
'Flower Boy Next Door'is finally working out.
'Yan Kapıdaki Yakışıklı'dan aşk kesitleri'
'Discuss the Love about Flower Boy Next Door? '
Daha on beşimde, gençliğimin baharındayken dul kalmam zaten haksızlık!
It's already unfair that I became a widow at the age of fifteen, in the flower of maidenhood!
Çiçekçi dükkanından.
From the flower shop.