Fog translate English
2,151 parallel translation
İndir silahını, Fog!
Drop your weapon, Fog!
Görgü tanıkları Burchell ve Fog'u Boston'da 12 saat önce... kütüphanede görmüşler...
Eyewitness places Burchell and Fog in Boston in the last 12 hours... a library... Boston hall.
Ama kesinlikle Burchell ve Fog.
That's definitely Burchell and Fog.
Fog finansta çalışıyor, babam için.
He works for Fog financial, for my dad.
Çekmece de muamma, Fog'a ait değil.
The lockbox in question doesn't belong to Fog.
Ve buraya geldikleri zaman Carlton Fog hakkında bir şeyler bulduğumuzu söyle.
And when they do get here... tell them what we found out about Carlton Fog.
Fog'un evine bir daha dönemezler,
No way would they go back to Fog's house,
Tamamdır, Kim Doherty ve Carlton Fog'u daha sıkı takip edeceğiz.
All right, we'll get extra eyes on Kim Doherty and Carlton Fog.
A.P.B. Burchell ve Fog'u güncellemeye devam etsin.
Keep the A.P.B. on Burchell and Fog updated.
Tyler Fog'un arkadaşı.
friend of Tyler Fog's.
Fog Finans'ta çalışıyor, 100 milyonluk bir anlaşma bitirecekmiş.
Works at Fog financial, had a $ 100m deal closing today.
Artık gece yarısı, kalın bir sis tabakasının ardından... Yabancıların arasında yazacağız.
We now work at midnight in thick fog among strangers.
Bilirsin ; sis, gizli geçitler, nazik İngiliz aksanı.
Fog, secret passageways, sissy British accents.
Şu sise bak, Jane.
Look at that fog, Jane.
Barnacle Körfezi'nin meşhur sisi.
It's the famous Barnacle Bay fog.
Ruhsal durumu çok değişkendi, "beyindeki sis", duygusal dalgınlık.
The mood swings, the "brain fog," the emotional detachment.
Konteyner gemisi, feribota çarptı.
It was a fog bank. Container shipclipped the ferry.
Ikinci turda, hala kötü hissediyorum neden olmadan. O isabet etmedi. Ve yine.
In the second round will continue even if the fog does not hit me.
Don ve sis...
Freezing fog...
What is a freezing fog?
What is a freezing fog?
Don ve sis....
Freezing fog....
Karanlık tüm dünyayı sardığında bir köpek ve kurdun gölgesini bile ayırt edemeyeceksin.
When they dressed her in the world of darkness. Then you no longer see the difference between shadow and fog. That difference is wolf.
Bir Subaru'dan Hella sis lambası çalmak istedik. Ama birileri görüp polisi aramış.
We wanted to get the Hella fog lamps from a Subaru, but someone saw us and called the cops.
Tıpkı, güneşin doğuşuyla kaybolan sis gibi.
Dematerialized like fog burned by the morning sun.
Humboldt Fog.
Humboldt Fog.
Sis yakında kalkar.
The fog will clear soon.
Meteor yağmuruna yakalandıktan sonraki yıllar benim için biraz bulanık.
After getting caught in that meteor shower, The years leading up to it became something of a fog.
Allah'tan her yer sis de ; Ruslar da yerinden kıpırdayamıyor.
Thank God there is fog everhere and the Russians cannot move.
Gümüş pikap, sis farları, sağ çamurluk ve kaput yapılandırılmış.
silver pickup, fog lights, body work on the right front fender and hood.
Sisin içinde bir şey var.
There's something inside the fog.
Sisin dışında nefes alamıyor.
It can't breathe outside the fog.
Sadece... sis.
Just this... fog.
Aşağıya inerken sisten uzak dur.
Stay out of the fog on your way down.
Sis çok yoğun.
The fog's too thick.
Anlıyorum, ama sisi temizleyecek bir şeylere ihtiyacımız var.
I understand that but we need something that's gonna clear fog.
Öyleyse sisi temizleyecek bir şey bul.
Well, find something that'll clear fog, then.
Ne yaparsanız yapın, sisin dışında kalın.
Whatever you do, stay out of the fog.
Sis buraya 15. kattaki anomaliden geliyor.
The fog's coming from the anomaly on the 15th floor.
Solucanlar sisin dışında nefes alamıyor.
The worms can't breathe outside the fog.
- O halde sisi temizleyeceğiz?
- So we have to get rid of the fog?
Tek yapacağımız havanın ısısını arttırmak... böylece genleşecek, ve sis havalandırma sisteminden dışarı atılacak.
All we need to do is heat up the air, and it'll expand, and push the fog right out through the ventilation system.
Sis kalkıyor.
The fog's lifting.
Sisi yine unuttun. Malte.
You forgot the fog again, Malte.
Constance Gölü tüm kış boyunca böyle sislerle kaplıdır.
For the whole of winter, Lake Constance is covered in fog.
- Tüm bu hengâmenin ortasında.
In the fog.
James Herbert'in Sis'inin bir Arcateenian diline çevirisi.
An Arcateenian translation of James Herbert's "The Fog".
Bir sis saracak tahta perde gibi.
A fog will surround like fence.
Bu siste göremiyorsunuz bile.
You can't even see in this fog.
UNIT Nakliye Gemisi Valiant göreve hazırdır, Doktor. Motorları, sisi dağıtabilecek kadar güçlüdür.
UNIT carrier ship Valiant reporting for duty, Doctor, with engines strong enough to clear away the fog.
Sis yüzünden göremedim.
I couldn't see in the fog.
Bay Mutti ve Bay Curtain da daha sonra yürüyerek geleceklerdi.
Lady Sedgwick and Mr Malinowski were caught in the fog, and Mr Mutti and Mr Curtain were to arrive later on foot.