English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ F ] / Folded

Folded translate English

754 parallel translation
Çünkü o yastığın altındaki katlanmış geceliği biliyordu.
Because he knew about the folded nightgown under the pillow.
- Krizde batan tesis mi?
The one that folded during the Depression?
Öyle bir şekilde kıvrılmıştı ki iyilik perisi adeta bu ilanı gözüme sokmak ister gibiydi.
It was folded in such a way that a fairy godmother... seemed to have handed me Mr. Personaz'offer.
Bir de katlanmış notlar var tabii!
And the folded notes!
Dörde kıvrılmış 1000 franklık bir banknot çıkartırsınız.
You take a 1000-franc note folded in quarters.
Ona göre, okulumu bitirmeli sonra da ellerimi kavuşturup boş boş oturarak benimle evlenecek birini beklemeliyim.
He thinks I should finish college... and then sit around with my hands folded... waiting for someone to get around to marrying me.
Kanatlarï namlunun içinde katlanïyor.
Guiding fins are folded inside the barrel.
Son müşteri de gitti.
Well, the last customer just folded his tent.
İçindeyse katlanmış halde 2700 dolar vardı!
And inside is 2700 dollars in folded money!
Kâğıtlara öylesine damlatılmış şeyler.
Just blots of ink and the paper folded over.
Bir tepede, tüm piyadeler çadırlarını kurup, içinde kıvrılıp yattılar.
All uphill, and it was a weary bunch of marines who pitched tents that night and gratefully folded themselves inside.
Yapraklarını döktü ve kabuğuna çekildi.
Dropped her petals and folded her tent.
- Kapandığında ne yaptın?
- What'd you do when it folded?
Ben nerdeyse bu gece iflas ettim.
I nearly folded last night.
- Yuvarlanmış mı katlanmış mı?
- Rolled up or folded?
- Katlanmıştı sanırım.
- Folded, I think.
Katlanmıştı.
It was folded.
sıradan bir burun, kulaklar... kıvrım kıvrım.
Average nose, ears... folded in.
Dağıldı ve yeteneğimi daha karlı bir amaç için kullandım.
It folded, and I was stranded, so I put my agility... to a more rewarding purpose.
Gazete kapanınca özledim.
When the paper folded I missed it.
Gazetenin kapanması sarsmış olmalı.
Must have been a shocker when your paper folded.
Mac Wade ikinci rauntta pes etti.
Mac Wade folded in the second round. Come on, come on, come on.
Aşınmayı önlemek için kıyafetleri, kullandım.
I folded the cloth in quarters, the borders inside, to avoid fraying.
Elini cebine soktu ve sadece katlanmış bir kağıt çıkardı.
He put his hand in his pocket, but all he took out was this folded paper.
Kulüp kapandı.
Don't look now, but the joint's folded.
Petrol aramaya geldik.
Oil exploration has folded now.
Oynadığım kumpanya kapandı.
The company I was appearing with, folded here in the city.
Şirketim battı o yüzden her işi yaparım.
My company folded so I'll do anything
Burada aynanın arkasında katlanmıştı.
It was there, folded behind the mirror.
Aynanın arkasında katlanmış mı?
Folded behind the mirror?
At beni attı.
That horse folded with me.
İçindeyse 10.000 yenlik banknot vardı.
Folded inside were 10 brand-new 10,000-yen bills.
Peçetesini de katladı.
And she folded her napkin.
Peçetesini katladı mı?
Folded her napkin?
Oda harap oldu ama peçetesi katlı.
The room's a wreck, but her napkin is folded.
Peçetesini katlamış.
Folded her napkin...
Helen'ım peçetesini katlamış.
My Helen folded her napkin?
Peçetesini katlamış Yüzbaşı.
She folded her napkin, Cap'n.
İşte, geri döndüğümde pantolonum... çitin karşısında sanki katlanmış olarak... beni bekliyordu.
Well, when I went back, though... they were folded across the fence... sort of like they was expectin'me.
İsmimi açık açık yazdım, oy kâğıdını dörde katladım.
The names written clearly. The ballots folded four times.
- Katlanır kapaklıydı.
- It had a kind of folded-down flap.
Şık, domuz derisinden, katlanır kapaklı bir çanta.
So, an elegant pigskin bag with a folded-down flap.
Hava sirki kapanmıştı, bu yüzden Kartal Filosuna katıldım.
The air circus folded, so I joined the Eagle Squadron.
Sunset Hill, tam Folded Wings'in yanında.
Sunset Hill, right next to Folded Wings.
Burada böyle elimiz kolumuz bağlı oturacak mıyız?
Are we just going to go on sitting here with our hands folded?
Shooter papazı oyundan çekti.
Shooter folded a king.
- O son elde kazanan eli çektim.
- I folded winners in that last hand.
Bir parça katlanmış kâğıt gibi duruyor, değil mi?
It looks like a little piece of folded paper, doesn't it?
Hiç birşey yapmadan duramam
I just can't sit around on a side with folded arms!
Sonra beni kanatlarının arasına aldı... ve cennete götürdü.
Then the bird folded me in its wings and lifted me up to paradise.
Mats-chan kollarını bağlamış.
Mats-chan has her arms folded

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]