Fontaine translate English
237 parallel translation
"Yirmi iki, Matmazel Fontaine, Terzi."
"Twenty-two, Mademoiselle Fontaine, the seamstress."
Fontaine Caddesi.
Rue Fontaine
Affedersiniz, ama Bay La Fontaine aradı... bütün ayarlamalar tamamlanmış.
I beg your pardon, but M. La Fontaine of the concert bureau... has phoned to say that all arrangements are complete.
Nasıl, yoksa La Fontaine misin?
Why, you're not M. La Fontaine?
"La Fontaine misin?" de ne demek?
What do you mean, I'm not M. La Fontaine?
Ben sana "La Fontaine misin?" diyor muyum?
Do I go around saying you're not M. La Fontaine?
- Bay La Fontaine.
- M. La Fontaine?
- Bay La Fontaine, dikkatli olun.
- M. La Fontaine, please be careful.
"La Fontaine Masalları" nın bir kopyasını bulmak imkansız.
Impossible to find a copy of Les Fables de La Fontaine.
Anahtar kelime "La Fontaine".
The key is in La Fontaine.
Mösyö La Fontaine. Gelişiniz beni onurlandırdı.
Monsieur la Fontaine, I am honored by your presence.
Fontaine'in de oralarda bir yerlerde söylediği gibi, " İnsan aslında üç insandır :
As Fontaine says somewhere in there, " Each man is three men :
Fontaine caddesi 40 numarada 2 ceset bulacaksınız.
You'll find two bodies at 40 Rue Fontaine du But.
Ve bu da Harrisburg, PA'den Cindy Fontaine.
And, darling, this is Cindy Fontaine from Harrisburg, PA.
- Fontaine.
- Fontaine.
- Eee, Teğmen Fontaine.
So, Lieutenant Fontaine.
- Benimki de Fontaine.
Mine is Fontaine.
- Fontaine, orada mısın?
Fontaine, are you there?
Kancalara ihtiyacın olacak Fontaine.
You'll need hooks, Fontaine.
- Fontaine, olabildiğince çabuk gitmeliydi.
Fontaine should go as soon as possible.
- Fontaine çok fazla konuştu. - Bu hiç akıllıca değil.
That's not smart.
Fontaine, biraz mantklı ol.
Fontaine, use your head.
Tamam, Fontaine.
Okay, Fontaine.
Pekala, Fontaine.
Okay, Fontaine.
Onu atla, Fontaine.
Skip it, Fontaine.
Bu kadar, Fontaine.
This is it, Fontaine.
Peki, Fontaine.
Okay, Fontaine.
Bak, Fontaine.
Look, Fontaine.
Hapishane psikologuna sor, Fontaine.
Ask the prison psychologist, Fontaine.
Kısa kes, Fontaine.
Save it, Fontaine.
Bende bir şey deneme, Fontaine.
Don't try anything with me, Fontaine.
Bak, Fontaine,
Look, Fontaine,
Ve sen de öylesin, Fontaine.
And so have you, Fontaine.
"Oh, Fontaine, orada bavulda $ 50,000 olmadığını biliyorum"
"Oh, Fontaine, I know there's no $ 50,000 back there in a suitcase."
Stephen Fontaine'le kırsal manzaranın her yanına yayılmış bu pencereden kuğu dalışı yaparsa.
With Stephen Fontaine spread all over the landscape if he tries a swan dive through this window.
Pekala, Fontaine, senin blöfünü göreceğim.
All right, Fontaine, I'm going to call your bluff.
Bak, Fontaine, bir sonraki saatte Richmond'da duracağız.
Look, Fontaine, inside another hour we stop at Richmond.
İskelenin ucunda karaya çıkarız, Fontaine.
We land at the end of a jetty, Fontaine.
Aktris Joan Fontaine küçük kardeşiniz oluyor.
The actress Joan Fontaine is your younger sister.
- Sen, Jean de la Fontaine misin?
You're Jean de la Fontaine?
O, Jean de la Fontaine, bir fransız yazar.
It's by Jean de la Fontaine, a French poet.
La Fontaine onun ablasını tanıyordu, hem de çok iyi.
La fontaine knew his sister and knew her bloody well.
Chabrol hiçbir yerde durmuyor, ben tedavi görüyorum ve La Fontaine karışık olabiliyor.
The beast stops at swindon, chabrol stops at nothing I'm having treatment, and la fontaine can get knotted.
- Bay Villefort, 1817'de Auteuil köyünde 28. Fontaine sokağında bir ev kiraladı
In the year, 1817, M. de Villefort rented a house, at 28, Rue de la Fontaine in the village of Auteuille.
Ve de muhtemelen Noureev ve Fonteyn!
And probably Nureyev and Fontaine.
Ben en zeki sunucunuz, Vince Fontaine, güne müzikle başlayalım.
This is the main brain, Vince Fontaine, beginning your day the only way.
Vince Fontaine.
Vince Fontaine.
- Ya doğruysa?
Fontaine talked too much.
- Teğmen Fontaine.
Lieutenant Fontaine.
- Dikkatli ol Fontaine.
Watch out, Fontaine.
La Fontaine'in geyiği Tom Jones'a toslarsa lokomotif kafamız olmalı, yemek vagonu yemek borumuz kondüktör vagonu sol akciğerimiz, sürü vagonu inciğimiz birinci mevki kompartımanı ense derimiz hemzemin geçit de Simon adında bir elektrikli geyik.
If la fontaine's elk would spurn tom jones The engine must be our head, the dining car our esophagus The guard's van our left lung, the cattle truck our shins