Forsythe translate English
117 parallel translation
Yup.Ve onların olmayanlara da Forsythe Company sahiptir.
Yup. And what they don't hold, the Forsythe Company does.
George Forsythe'la birlikte Montana'daki en büyük ve en iyi çiftliği kontrol ediyoruz.
So together with George Forsythe we control the biggest and finest range in Montana.
Forsythe kim?
Who's Forsythe?
Forsythe'ı kastetmiyorsun?
You don't mean Forsythe?
Eğer Forsythe girerse, anlaşmaya ben de varım.
Well. If Forsythe's in, I'm all for the deal.
Forsythe yanımızdayken, kaybetmemiz mümkün değil.
With Forsythe on our side, I don't see how we can lose.
- Forsythe'ı ne zaman gördün?
- When did you see Forsythe?
Önce küçük adamlara Forsythe'n yanında olduğunu söylüyorsun.
First, you tell the little fellows you've got Forsythe on your side.
Şimdi de Forsythe'a gidip küçük adamların yanında olduğunu söyleyeceksin.
Now you're going to tell Forsythe you've got the little fellows lined up.
Söylesenize, Forstyhe'yı bu gece görmek çok geç mi olur?
Say, do you think it would be too late to see Forsythe tonight?
Bakın, Mr. Forsythe, size hulasa edeyim.
Look, Mr. Forsythe, here it is in a nutshell.
Forsythe'n bu partiyi vermesinin ardındaki niyeti öğrenmek istiyorum.
I'd like to know what's behind Forsythe's idea in giving this shindig.
Ciddi olamazsın, George Forsythe.
You don't mean that, George Forsythe.
Koyunlarını Forsythe arazisine yönlendirdiğini duydum.
I heard you aimed to get your sheep onto the Forsythe range.
Forsythe, Meredith.
Forsythe, Meredith.
- Teğmen Forsythe ne istiyor?
- What does Lieutenant Forsythe want?
River Junction ile burası arasındaki kısım kötü olduğu için mi altın görevini Teğmen Forsythe'a verdiniz?
Is it because from River Junction to here is the worst part of the trip that you gave the gold detail to Lieutenant Forsythe?
- Teğmen Forsythe nerede?
- Where's Lieutenant Forsythe?
Teğmen Forsythe'ı hatırladın mı?
Remember Lieutenant Forsythe?
- Forsythe ve ben kavga ettik.
Forsythe and I had a set-to. - Oh, him.
Bazı eşyalara ihtiyacım var ama Forsythe'la karşılaşmak istemiyorum.
Look, I need my things, but I don't particularly fancy meeting Forsythe.
Forsythe'ı bilirsin.
You know Forsythe.
Adım, Forsythe, Müfettiş.
My name is Forsythe, Inspector.
Felix Forsythe.
Felix Forsythe.
Verdiğiniz bilgi için, teşekkürler Bay Forsythe.
Thank you for your information, Mr Forsythe.
Verdiğiniz bilgi için teşekkürler, Bay Forsythe.
Thank you for your information, Mr Forsythe.
Arayan Forsythe'dı. Covent Garden'daki Globe Pub'ın işletmecisi.
That was Forsythe, manager of the Globe Pub, Covent Garden.
- Forsythe'la tartıştığınızı duydum.
I heard you argue with Forsythe.
Bu hemşire Forsythe.
This is a nurse. This is Nurse Forsythe.
Forsythe!
Forsythe?
John Philip Forsythe!
John Phillips Forsythe.
John Philip Forsythe, seni kim gönderdi söyle bakalım.
Okay John Phillip Forsythe, why don't you tell us who sent you?
Belki artık bizi baş başa bırakabilirsiniz, Bay Forsyhte.
Perhaps you might leave us now, Mr Forsythe.
Bay Forsythe, bir yabancıyla bir bağın olduğunu söyledi.
Mr Forsythe informs me that you... retain an attachment to a...
- Dikkatli baktığım için beni affedin ama Burt Reynolds'un Dinner Tiyatrosu'nda Hamlet'i oynayan John Forsythe'dan beri bugüne kadar Florida'da gördüğüm en çekici adam olduğunuzu söylemeliyim.
- Forgive me for staring, but I do declare, you're just about the most attractive man I've seen in Florida since Mr. John Forsythe performed Hamlet at the Burt Reynolds Dinner Theatre.
Bayan?
- Forsythe.
Bayan Forsythe, bu da ağabeyim.
Miss Forsythe, this is my brother.
Miss Forsythe, az önce yanınızdan bir prens geçti çok çalışan ama hiç takdir edilmeyen bir prens.
Miss Forsythe, you've just seen a prince walk by. A fine troubled prince. A hard-working, unappreciated prince.
- John Forsythe.
- John Forsythe.
- Bay John Forsythe.
- Mr John Forsythe.
Forsythe'ı hatırla.
Remember Forsythe?
- Emekli olmasına 5 dakika kalmıştı.
- Forsythe got 5 minutes to retirement.
Doktor ifadenize göre Bay Wiggins karısı ve Bay Forsythe arasındaki ilişkiyi öğrenince morali bozulmuştu değil mi?
If you've paid any attention to office gossip, you're right to avoid me. I'm trying to save you from wasting your time.
Bir tür tesadüf sanki, değil mi? Bu bir tesadüf müdür Bay Forsythe? - Sanırım olabilir.
I just thought you'd like to know by ordering or buying farmed salmon, you may be helping to wipe out the wild or rather real salmon stocks.
- Reddedildi. Artık evlilik anlaşmasını kafaya takmaya gerek yok değil mi Bay Forsythe?
I apologize.
Bu iyi bir fikir Bay Forsythe.
We need to pool our resources and stop the fish farms.
Jüriye hatırlatmak isterim. Bay Donnell sadece Bay Forsythe'ın avukatıdır.
Jose and Elena Pitino had those days coming.
Kesinlikle öyle bir karar vermedim. - Bay Forsythe'a gidip aniden, kocanızla birlikte olmayı istediğinizi söylemediniz mi?
Because lawsuits, in addition to money, are about allocating burden.
Douglas Forsythe, suçsuz bulduk.
Well, actually, both.
O, patronun kayın biraderi, öyle değil mi, Forsythe?
He's the boss'brother-in-law, isn't he, Forsythe?
Forsythe PS30.
The Forsythe PS30.