Fruit translate English
6,295 parallel translation
Helen, çatala ve tatlı için kaşığa ihtiyaçları olacak meyve salatası için gelmiyorlar.
Helen, they need forks as well as spoons for dessert, they're not having Fruit Corners.
- Birazdan meyve salatası getireceğim. - Çilek var mı?
I'II put the fruit salad out soon.
- Kahvaltı için meyve suyu almaya çıktım sanıyorlar.
They think I'm out picking fruit for breakfast. What?
Sahte meyveler!
Fake fruit!
Bize iki çorba... börekler için servis açalım, bira ve meyve suyu, lütfen.
Bring us two borschts, please, two servings of dumplings, beer and fruit juice.
Meyve suyu iyidir.
Fruit juice is fine.
- Meyve suyu öyleyse.
- Fruit juice then.
İki yüzlü yöntemlerin işe yaramaya başladı.
Your duplicitous ways have borne fruit.
Meyve yesene.
Why don't you get a piece of fruit?
- Meyve istemiyorum.
- I don't want fruit.
Şu meyveye baksana.
Look at this piece of fruit, huh?
Önünde böylesine şahane bir meyve dururken karamelli mısırı n'apacaksın?
How can you even want caramel corn over a gorgeous piece of fruit like this in front of you?
Meyve ye hadi.
Why don't you have a piece of fruit.
Meyve aldım.
I got fruit.
- Bence bu açıdan bir meyve gibi.
I think it's like a fruit that way.
Şimdi müsaadenle, bir düğündeyim ve düğündeki kadınlar toplamaya hazır olgun meyveler gibiler.
- Now if you will excuse me, I am at a wedding, and women at a wedding are like ripe fruit ready to drop.
Kadınların en mübareği sensin, ve mübarektir senin evladın İsa.
Blessed art thou amongst women and blessed is the fruit of thy womb, Jesus.
Kadınların en mübareği sensin ve mübarektir senin evladın İsa.
Blessed art thou amongst women, and blessed is the fruit of thy womb, Jesus.
Meyveler toplandı.
The fruit is picked. The tree is shaken.
İşin kolay tarafından başlar.
Get the low-hanging fruit first.
- Getirdim. Biraz makarna salatası, biraz meyve salatası ve biraz da patates salatası.
I brought a pasta salad, a fruit salad, a potato salad.
"Çocuğum DVD oynatıcısına şeker sokunca nasıl mutlu olayım?"
"Should I be happy when my child " shoves a Fruit Roll-Up in the DVD player? "
Belki çok iyi olursanız,... biraz meyve suyu getirebilirim.
And if you're very good, I may bring you some fruit.
Kadınların arasında seni beceriyle kutsamış ve kutsanmak meyvesidir...
Blessed art thou amongst women, and blessed is the fruit...
meyve gibi var ol ruhum, ağaç ölene kadar.
Hang there like fruit, my soul... till the tree die.
Meyve ister misin?
- Get some fruit? - Mmm.
Bu tahtası eksiğe güvenmiyorum.
I don't trust this fruit loop.
Neden ona biraz meyve götürmüyorsun?
Why don't you take some fruit for her?
- Meyve suyu, Elektrolitler ve bunun gibi şeyler.
Uh, fruit juice, electrolytes, that sort of stuff.
Meyve ve kakao aromasına oldukça yakın bir tadı var.
It strikes a lot of the same notes of fruit and cocoa.
Kadınlar arasındaki kutsanınsındır, senden çıkan da kutsaldır!
Blessed are you among women, blessed is the fruit of thy womb, Jesus.
Efendimizin fazileti seninle. Sen kadınlar arasında kutlusun ve rahminin meyvesi kutludur. Alo?
... Full of grace, the Lord is with Thee, blessed art Thou among women, blessed is the fruit of Thy womb, Jesus.
Bütün meyvelerimi saklama kabına koyacağım.
I'm putting all my fruit roll-ups in a ziploc bag.
- Domates bir meyvedir bir kere.
A tomato is a fruit.
Domates bir meyvedir.
A tomato is a fruit.
Sence Colt, bu markette yer alan her meyvenin üstündeki sayıları birer birer söyleyebilir mi?
Do you think that Colt... can name every fruit number... on every piece of fruit in the store?
O bölümdeki her meyve ve sebzenin ismini üstündeki SKU numarasını, kodunu ya da her neyse... - Bak Cal.
I mean he knows the name and the SKU number, the code or whatever... to every piece of fruit and vegetable over in your...
Bir bitkinin yaprağı beni yatağa düşürürken Başka bir tanesi beni iyileştiriyor.
Well, the leaf of one plant strikes me down, the fruit of another restores me.
... yasak meyveden yiyene kadar.
... and ate the forbidden fruit.
Her ağaç her zaman iyi meyve vermez.
Every tree that does not produce good fruit...
Renkli gevrekleri seviyorum.
Yeah, I like the fruit-colored O's.
Ağaç adam aslında meyve veriyor. Diyatomlar.
Tree man actually bears fruit.
İki meyve bonusu.
Double fruit bonus.
Bir kampüs haritası aldım ve Kıç Çatalı Haydutu'nun saldırdığı tüm yerleri belirledim.
I took a map of the campus and pinpointed all the locations... -... of the Ass Crack Bandit strikes. - You can't handle the fruit.
Meyve, meyve, meyve!
- Fruit, fruit, fruit!
Tuhon, nam-ı diğer Darth Vader'ın lafıyla hareket etmek insanları giysiyle öldürebilen bir manyağı takip etmek.
You know, acting on a tip from Tuhon, aka Dah Vader. Stalking on a psycho who's capable of killing people with Fruit of the Loom products.
Mateo'da meyve standında.
Fruit stand on Mateo.
Yüzünden o meyveyi alın.
Get that fruit out of your face.
Bankaya gidip çeki yatır. "
Get fruit. Go to bank and deposit check. "
- Sizin için birkaç meyve dizdim.
- Ma'am, I've laid out a line of fruit for you.
Tanrı seninledir.
Blessed art thou amongst women, and blessed is the fruit of thy womb, Jesus.