Gail translate English
1,697 parallel translation
Gail'in şüphelenmesinden korkuyorum.
Well, I'm just afraid that Gail suspects something.
Gail gidebilir.
- Come on.
İlk tercihin olmak istiyorum.
Gail's had her go. Now I want first dibs.
- Gail.
Gail.
- Gail, şimdi Elena'ya evlenme teklif etti.
- Gail just asked Elena to marry her.
- Gail ve Elena demin nişanlandı.
Gail and Elena just got engaged.
Seni seviyorum ve sen beni seviyorsun ve Gail beni seviyor.
I love you and you love me and Gail loves me.
Ve şimdiye kadarkinden daha çok seviyorum Gail'i.
And I'm more in love with Gail than I've ever been.
Gail'in kız kardeşinin evinde Quebec'te kalacağız birkaç ay.
We're going to house at Gail's sister's place in Quebec for a few months.
Gail ve Elena'nın Londra arkadaşları.
Gail and Elena's London friends.
Gail benimle ve gluten intoleransımla evleniyor.
Gail gets to marry me and my wheat intolerance.
Gail düğün için Hampshire'e geleceğini söyledi.
Gail said you're coming down to Hampshire for the wedding. See you there.
Gail ile Elena'nın büyük günü.
Gail and Elena's big day.
Elena ve Gail'leyim ama arabaları çalışmıyor ve bir taksi bulamadık.
I'm with Elena and Gail, but their car won't start and we can't get a taxi.
- Gail tamirci bulmaya gitti ama gerçekten hemen hastaneye gitmem lazım, sen götürür müsün?
Gail's gone to find a mechanic, but I need to get to the hospital right away. - So would you mind?
Gail çıktı, ben girdim.
Gail's out, I'm in.
Gail. Bana geri dönüyor.
Gail, she's coming back, down the road.
Eğer Gail beni burada görürse, her şey biter.
If Gail sees me here, everything's finished. Just go!
- Jeremy, bu Gail!
- Jeremy, it's Gail.
Çöp kovası kuzen, Salyangoz Gail.
Gail the Snail is the garbage pail cousin.
N'aber, enayiler? - Selam, Gail.
It sounds like a - What's up, suckers?
- Selam, Gail.
Hey, Gail.
- Babanın cenazesindeyiz, Gail. - Her ne boksa.
- We're at your dad's funeral, Gail.
Bence Salyangoz Gail'e çakmalısın.
I think you should bang Gail the Snail.
Tanrı aşkına, Gail.
For God sakes, Gail.
Sen değil. Sen burada oturuyorsun, Gail.
You live here, Gail.
Solucan Gail'i beceriyor olamazsın.
Because you can't be banging Gail the Snail.
Solucan Gail'i becermiyorum.
I'm not banging Gail the Snail.
En önemli müdahale, Salyangoz Gail'i hayatlarımızdan çıkarmak olmalı.
The most important intervention is the one we need to do on Gail the Snail... and getting her out of our lives.
Hayır sana müdahale ediyoruz, Salyangoz.
No, Gail. No. We're intervening on you, Snail.
Sen Gail misin? Donna Hines'ın kızı?
Are you Gail?
And then, Bir kedim var Tabby-gail Adams, tam grubun soytarısı.
And then, there's Tabby-gail Adams, the jester of the group.
Sana en azından üç kez söyledim bu gece kız arkadaşım Gail ile yemek yiyeceğimizi.
I've told you at least three times we're having dinner with my girlfriend gail tonight.
Gail ile öpüşmek gibi.
Like make out with gail.
Alan, bu benim arkadaşım Gail.
Alan, this is my friend gail.
Gail, bu da Alan.
Gail, this is alan.
Gail'i mutlu etmeni istiyorum.
I want you to make gail happy.
Sana temiz havlu getirdim, Gail.
I brought you some fresh towels, gail.
Ama Gail ne olacak?
But what about gail?
Gail'e odanı verdiğin için tekrar teşekkür ederim.
Thank you again for letting gail have your room.
Gail'in hikâyesi neymiş?
So, what's the story on gail?
Alan, inan bana, Gail gibi bir kızla takılman, ancak rüyalarında olur.
Alan, trust me, the only way you're gonna hook up with someone like gail is in your dreams.
Ne olursa olsun, Gail'i unut.
Well, regardless, forget about gail.
- Gail, sen iyi misin?
- Gail, you okay?
Pişman olacağım bir şey yapmadan önce Gail'i bu evden göndermeliyim.
I gotta get gail out of here before I do something i'm going to regret.
Gail'in kendiliğinden gitmesini sağlayacak bir yol bulmalıyım.
I gotta figure out a way to get gail to leave on her own.
Berta'ya Gail ile şansın olmadığı konusunda yanılıyor olabileceğimi söylüyordum.
I was just telling berta that maybe I was wrong about you not having a shot with gail.
Bu Gail.
- It's Gail.
Gail.
- ( PHONE BEEPS ) - Gail.
Tamam, her neyse, Gail. Evet, bunu yapacağız.
Whatever, Gail.
- Evet. - Salyangoz Gail'e mi?
Gail the Snail?