Garment translate English
348 parallel translation
"Prens size bu giysiyi gönderiyor"
"The Prince sends you this garment"
- Ne kadar güzel bir giysi değil mi?
- It's a gorgeous garment, isn't it?
- Omuzlarına mor bir şal atıverin hafiften alın size Saba Kraliçesi.
Throw a purple garment lightly over her shoulders. And she becomes the queen of Sheba.
Ben onun eteğini öpsem yeridir.
And I would that I had been worthy to kiss the hem of her garment.
Sanırım Luke'daydı şunu demez mi : "Kılıcı olmayan, abasını satıp bir kılıç alsın"?
You remember that verse, I think it's in Luke, where he says, "He that hath no sword, let him sell his garment, and buy one"?
- O zarif ufak büstiyer.
- That dainty little garment.
Ütü izi giysinin, bir rafta durduğunun ve hazır giyim olduğunun kanıtıydı.
The crease proved that the garment had lain upon a shelf and, hence, was ready-made.
Bilmecenin cevabını bilirseniz her birinize yeni bir kürk alırım.
If you guess the riddle, I'll pay each of you a new garment.
- Herkese bir palto parası. Biz gitmeden!
- A change of garment for each!
Bu kanlı elbise iyi bir sebep olurdu.
Well, this sanguinary garment would provide a very plausible reason.
Peder Logan, bu giysiye bakar mısınız?
Father Logan, will you examine this garment?
Bu teni değiştirip ölürsem de mutlu olacağım.
If I could shed this garment flesh... and die, too, I'd rejoice.
"Giysilerimi aralarında paylaşıyor, Giysim için zar atıyorlar."
"They parted my garment amongst them and upon my vesture, they cast lots."
Eğer örtüm düşerse,...
If that dropped from my garment, I'd...
Bayan Gravely, hiçbir şeye dokunmadan onu saklayacağım.
Miss Gravely, without cutting the hem off truth's garment, I'm gonna hide him, cover him up, forget him.
Kollarım onu tutmak için acı çekti ama giysisinin ucunu bile tutmaya cesaret edemedim.
And my arms ached to hold him, but I dared not even touch the hem of his garment.
Elbiseleri bayrağımız olsun.
His garment will be our flag.
En yumuşak giysilerden başkası tenime acı veriyor.
Any sort of garment other than the softest is agony to my flesh.
Kocama sormalıyım böyle pahalı bir elbisenin adil fiyatının ne olduğunu
I must ask my husband what would be a just price for such a costly garment
Av ceketine gelince, Bayan Fosgate'in erzak dükkanında görmüş olduğu tanıklığına rağmen Bu bölgede oldukça yaygın bir giysi bu.
As for this coat, despite Mrs. Fosgate's testimony that she saw it at the sutler's store, it's a fairly common garment in this district.
Erkekler için keçi derisinden elbiseler yaptı... Elena için de sade bir elbise.
She was able to make goatskins into clothing for the men and fashioned a trim garment for Elena.
Sevgili gençler, aşağıda giysi mağazam var.
My dear young people, I've got a garment business downstairs.
Elbise poşetlerinin içinde ne var?
Say! What's in the garment bags?
Modern tarzda bir giysi ticareti dergisi.
A garment trade magazine, but modern.
Neredeyse bir yıldır yeni kıyafet almadınız. Yeşil elbisenizin de dirsekleri aşınmış. Hayır kurumuna gideceği günü bekliyor.
You haven't bought a garment in more than a year and the green frock is bien usée at the elbow and ready for the Salvation Army.
Elbiselerin yırtıldığına göre, benim kürklerden birini giy, Barbarella.
Since your garment is torn, help yourself to my furs, Barbarella.
Dr. Duran, giyecek bir şey verebilir misiniz?
Dr. Duran, could you hand me a garment?
Ceketim olmadan çıkmamı istemezsin.
Ah, ah, ah, ah. You wouldn't want me to leave without my garment.
İşte yaz kreasyonumuzdan'Universal-69'takım elbise, Jitomir'de kurulan yerel modern giyim fuarından teşvik ödülü kazanmıştır.
Here is our summer combination outfit "Universal-69", which earned a prize of encouragement at the regional modern garment forum in Zhitomir.
Sizin kraliyet giysinizi çıkarmak için ben de acele ediyorum.
Yes. I will take the real garment from you.
Sende bende giyinelim.
Rapid, to put yourself on the garment immediately.
Öpmek için izin istiyorum
The nethermost hem of thy garment
Kıyafetinin en ücra yerini öpmek. "
Kiss the hem of thy garment. "
- Bu gülünç kıyafeti de nereden buldun?
Where did you get this absurd garment?
Öncelikle kanunlara aykırı başka bir olmadığını anlamak için giysilerden kurtulalım.
Now I'll help you. First we'll remove the garment that more than anything else violates the law.
Eğer 20 saniye içinde tüm giysilerinden kurtulmazsan... 20 saniye içinde kurtulacağımdan emin olabilirsiniz...
If you don't take off the final garment within 20 seconds... I assure that within 20 seconds...
Efendimiz, ben sadece size dokunmak istedim.
Lord, I only wanted to touch your garment.
Okyanusları bir örtü gibi örten sensin.
The ocean covered it like a garment.
Bıçak geçirmez pelerinim... olduğunu duymamış mıydın?
Have you heard... that I have a bullet-proof garment
Milyonlarca müridi var. Onun ceketine dokunabilmek için ülkeyi boydan boya sürünerek geçebilirler.
He's got millions of followers, who would crawl across the world... just to touch the hem of his garment.
Bir kumaş taciri söyledi bana!
A garment merchant told me
Eh, fakat anımsadığım kadarıyla, sipariş edilen elbisenin Bay Hayward'a ilk provasının yapılması, eh, ayın 16'sındaymış.
Uh, but as I recall, the garment that was ordered to be first fitted for Mr. Hayward was on the, uh, [paper rustling]
Bu yeni bir kıyafet, Lu-Lu.
That's a new garment, Lu-Lu.
Garment District'te ciddi bir temizlik yapacağız.
We're gonna make a very serious run on the Garment District.
Baksana, Garment Center gizli işi için Gus Levy'i sen tavsiye etmemiş miydin?
Didn't you recommended Gus Levy for that job in the Garment Center?
Dün sabah Madam Redfern'ü lobide gördüğümde üstünde boyundan bileğe her yerini kapayan çok abartılı bir elbise vardı.
When I saw Madame Redfern in the lobby yesterday morning... she was wearing a totally exaggerated garment which completely covered her from wrist to neck.
O hâlde olanları nasıl açıklayacaksın?
He wore the garment of a monk.
Ve kurbanların derileri yüzülürdü. Onların derileri yüzülldükten sonra. Yüksek rahip yüzülen cildi kendi üzerine koyar... bir giysi gibi onu giyerdi.
And the victims, you might call them a skin- - after they're skinned, the high priest puts the skin upon himself, wearing it as like a garment.
Lüks bir yüzme havuzunda bir şey adamı kapmış ve uzaklaşmış. Joseph Peadrian, boşanmış. Bir giysi firmasında iyi bir yere sahip.
Joseph Peadrian, divorced, has a firm someplace in the garment district.
İki hostesle kıyafet çuvalına daldığımız Kansas City uçuşunu da yazdın mı?
Did you put in that flight to Kansas City when we jumped in the garment bag with two stewardesses?
Evliliğinin kutsal giysisini parçalara bölmeden önce onu ara ve sesini dinle.
- Just call her and listen to her voice before you rend asunder the inviolate garment of your marriage.