Gece gündüz translate English
3,100 parallel translation
Motor 1 haftadır gece gündüz çalışıyor.
I've had the motor running day and night for a week now.
34 yaşındasın, gece gündüz çalışıyorsun. Üniversiteyi salla, git avukatlık yap.
You're 34, you work night and day, chuck the university, practice law.
Onu gece gündüz izleyin.
Watch him day and night.
Evet, anneniz gece gündüz ona bakıyordu.
Yeah, your mother looked after him round the clock.
Yoksa gece gündüz peşini bırakmam kalk hadi yürü
Listen, you better win this case, I'm warning you, or my highest priority will pursue you day and night this world and in hell, right?
Gece gündüz onunla birlikte olmayı kaldırabilir miyim bilmiyorum.
Being with him in all day and night... I don't know if I can take it.
O kaseti gece gündüz çalardın.
You played that record night and day.
Solo söyleme hakkını kim kazanacaksa, gece gündüz çalışması gerekecek.
Whoever gets this solo is gonna have to work on it day and night.
Gece gündüz bir Amerikalı ile fotoğraflanıyorsun?
Out day and night with an American, getting your picture taken?
Avukatlar- - bilirsiniz, gece gündüz demeden çalışırlar.
Lawyers- - you know, they work day and night.
Gece gündüz, evet.
Day and night, yep.
Gece gündüz size dua etti.
Praying for you day and night
Gece gündüz yüce anaya dua ediyorum evladınızı size geri versin diye.
I pray to the mother every morning and night that she return your child to you.
Gece gündüz beni takip ediyorlar.
They follow me 24 / 7.
Gece gündüz uyanık ve tetikte
Vigilant and alert day and night
Bebeklerim gelecekte gece gündüz Walt Whitman okuyup, ondan bişeyler öğrenebilirlerse, çok mutlu olacağım.
If my babies can read Walt Whitman day and night and learn from him, I'll be very happy.
Gece gündüz işte.
He's on call, day and night.
Ben çocukken, annem bir dava üzerinde gece gündüz çalışıyordu.
When I was a kid, my mother was working a case round the clock.
Cami gece gündüz izleniyordu.
The mosque is now under 24-hour surveillance.
- Gece gündüz çalışacağını söylüyor.
- He says he'll study day and night.
Bobby, McNamara, Bundy... Hepsi gece gündüz çalışıyor.
Bobby, McNamara, Bundy- - they've all been working around the clock.
Gece gündüz, yaptığım her şeyde bir sorun buluyor.
Day and night, she's always picking holes in everything I do.
Gece gündüz onun sağlığına kavuşması için dua ettim.
I have prayed for guidance, night and day!
Gece gündüz.
Day and night.
Gece gündüz!
Day and night.
Ona iyi bir avukat veririz ve gece gündüz onu korumaları için gardiyanlara rüşvet veririz.
We get him a top lawyer and bribe the guards to protect him round the clock.
Gece gündüz hayal kurardım.
Fantasized about it day and night. - Michael, talk to me.
Seksenlerinde olan hiçkimse Jiro gibi gece gündüz çalışmıyor.
Nobody in their eighties is working day and night like Jiro.
Gece gündüz Ash için çalıştım.
I worked night and day for the Ash.
Maalesef, gece gündüz izleneceksiniz.
Unfortunately, you're being watched round-the-clock.
Gece gündüz.
Night and day.
Bir kaç ay önce teşhisi konulmuş. Babası da, sigortası bitmesin diye gece gündüz çalışıyor.
She was diagnosed a few months ago, and the father has been working like a dog so their insurance doesn't lapse.
Aslanlar genellikle şafaktan önce avlandıkları için, takım gece gündüz onları takip etmek zorunda.
Because lions often hunt just before dawn, the team have to follow them both day and night.
Gece veya gündüz farketmez.
Day or night.
O görevlerini yerine getirir, gece ve gündüz.
♪ He fulfils the tasks, whether night or day. ♪
Şu an gece mi gündüz mü?
Is it night or day?
Paris'in gündüz mü yoksa gece mi daha güzel olduğuna karar veremiyorum.
I've never known if Paris is most beautiful day or night.
# Gündüz çıkıyor, gece çıkıyor. #
♪ dating in the day, dating in the night ♪
O halde, gece ve gündüz, günün her vakti çıktığı kişilerden telefonlar alıyor olmalıydı.
So, she must have been getting calls from dates, all hours of the day and night.
Önümüzde 4 ay boyunca, gece-gündüz onun yanından ayrılmayacaksınız.
For the next four months, you never leave her side. Day or night.
* Siyah, beyaza döndü bugünlerde, gündüz, gece oldu bugünlerde *
♪ Black's white today and day's night today ♪
Gece ya da gündüz.
Day or night.
Gündüz ve gece seni konuşuyorum.
" Day and night I talk about you.
İyi haber o yanlız kalacak, gece ve gündüz izlenecek.
The good news is he'll be in solitary, watched day and night.
Üç yıl gündüz, devamında da üç yıl gece.
Three years of daylight, followed by three years of night.
- Nerede olursan ol, gece veya gündüz ulaşmalıyım.
- Ok.
" Tanrı aydınlığı Gündüz, ve karanlığı da Gece diye adlandırdı.
'God called the light Day, and the darkness he called Night.
Gece ve gündüz.. .. ilk günündeydi.
And the evening and the morning... were the first day.
Gece ve gündüz, fark etmiyor.
Day and night. It's all the same.
Bütün gündüz ve gece yatağımın içi sağa sola dönemem.
I can't just be lolling around in bed all day and night.
Akasya ağaçları yola devam edebilmeleri için gerekli enerjiyi sağlar. Gece veya gündüz dinlenmezler.
Acacia trees give them just enough fuel to keep walking but they can't rest, day or night.
gündüz 49
gece vakti 17
gece ve gündüz 94
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
gece kuşu 17
gece yarısı mı 17
gece yarısı oldu 27
gece vakti 17
gece ve gündüz 94
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
gece kuşu 17
gece yarısı mı 17
gece yarısı oldu 27