Geciktiniz translate English
450 parallel translation
Niçin bu kadar geciktiniz? Altı kıratlık elmas yüzüğümü kaybettim.
I've lost a 6-carat diamond ring.
Kolumbo, biraz geciktiniz.
Columbo, it's about time you showed up.
- Neden geciktiniz?
- What's the delay here?
Geciktiniz.
You're late.
- Geciktiniz.
- You're late.
Bugün geciktiniz.
Kind of late today, general.
Çok geciktiniz.
You're terribly late.
- İyi akşamlar Bay Finsbury... geciktiniz!
- Good evening Mr Finsbury... you're late!
Evet, geciktiniz, değil mi?
Yes, you are late, aren't you?
10 dakika geciktiniz.
Ten minutes too late.
Çok geciktiniz, affedilmez bir davranış.
Rick Martin. You're unforgivably late.
Ayrıca beş ay geciktiniz.
Moreover, you've also been fined for the delay.
Geciktiniz, bayım.
You're late, sir.
Geciktiniz!
You're late!
Geciktiniz ama rahip çok iyi.
You're late, but the priest is very nice.
Neden geciktiniz?
What detained you?
Neden geciktiniz?
What kept you so long?
Geciktiniz.
You came too late.
Azıcık geciktiniz, Bay Ferrante, hemen yayına girmek zorundayız.
You're a little late, Mr. Ferrante, and we've gotta go on the air.
Dün gece biraz geciktiniz, bunu kabuledemeyiz, biliyorsun.
You were a bit late last night, we can't have that, you know.
- Bayan Marina, geciktiniz.
- Miss Marina, you'll be late. - What?
Günlerce geciktiniz.
- You are many days late.
- Geciktiniz, hem yorgunum.
- You're late and I'm tired.
Geciktiniz.
You're late, lady.
On yıl geciktiniz.
You're 10 years late.
- Epey geciktiniz.
- It took you long enough.
Eğer buradaysa bana birkaç dakikasını ayırabilir. 1 saat geciktiniz.
If he's here, he surely can spare me a few minutes.
Posta için geciktiniz, Bayan Benham.
You're late with the post, Miss Benham.
O yüzden mi geciktiniz?
Is that why you're coming home so much later than usual?
Bir saat beş dakika geciktiniz.
You should have been here one hour and five minutes ago.
- Evet, geciktiniz.
- Yes, it was Ιate.
Bayan Chester, neden bu kadar geciktiniz?
Miss Chester, what took you so long?
- Niye bu kadar geciktiniz?
- What took you so long?
Geciktiniz.
ANIMUS. ; You delay.
- Geciktiniz, Bay Kelly.
- You are late, Mr. Kelly.
Hey geciktiniz!
Hey, you're late!
Rapor vermekte geciktiniz.
Your check-in was overdue...
Geciktiniz, sizi bekliyordum.
You're late, I've been expecting you.
´ ´ - Güzelsiniz ama geciktiniz.
- You're beautiful, but you're late.
Geciktiniz.
You're too late.
Bir saat geciktiniz.
You're an hour late.
Bay Kirby akıl vermekte biraz geciktiniz.
Your advice comes a little late, Mr. Kirby.
- Neden geciktiniz?
- What made you late?
- Üç yıl geciktiniz.
- Three years too late.
Geciktiniz.
You took so long.
Geciktiniz.
You were gone so long.
- İki saat geciktiniz!
- You're two hours late!
İki saat geciktiniz! Bu kıyafetiniz ne?
- 2 hours late and what's that disguise?
- Merhaba. Biraz geciktiniz.
Seems like we're running late.
Dün 20 dakika geciktiniz.
Yesterday we ran 20 minutes late.
Geciktiniz.
You guys are late.
gecikme 24
geciktim 283
geciktin 152
gecikti 37
geciktim mi 32
geciktik 55
gecikiyoruz 26
gecikmem 16
geciktiğim için özür dilerim 58
geciktiğim için üzgünüm 64
geciktim 283
geciktin 152
gecikti 37
geciktim mi 32
geciktik 55
gecikiyoruz 26
gecikmem 16
geciktiğim için özür dilerim 58
geciktiğim için üzgünüm 64