English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ G ] / Gettin

Gettin translate English

4,577 parallel translation
* Bugün ise Cuma, Cuma * * Azacağız *
# Friday, Friday Gettin'down on Friday #
İyi anlaşıyoruz.
We been gettin'it on.
Ona kötü bir şey yapmamıza rağmen.
Even when things were gettin'ugly for them.
Endişelenmeye başlamıştık.
I was gettin'worried.
Şimdi zorbalaşıyoruz işte!
Now we're gettin'rowdy!
İnsanlar oynaşıyor
♪ People gettin'hot ♪
Her yeri gevrek yaptın, Louise.
Louise, you're gettin cereal everywhere.
- İstersen pencereden işe ama bu otobüsten aşağı inmeyeceksin.
- You piss out the window if you want. But you ain't gettin'off this bus.
Sevişerek para kazanıyorum.
Gettin'laid and gettin'paid.
- Anna olmasa hepimizin bahşişleri çalınırdı.
- If it wasn't for Anna, we'd all be gettin'our tips nicked.
* Bir evin çarpması, boğulmaktan daha da beterdir *
♪ Gettin'hit by a house is even worse than drowning'♪
sadece hasta olman konusunda endişeleniyorlar, balkabağı.
They're just Worried about you gettin'sick, pumpkin.
Hot Shot'taki manyaklara o boku satayım derken canımı zor kurtarmıştım.
Whoa, now. I gave my shit to those Deliverance extras over at Hot Shot, and it damn near cost my life gettin'out of there.
Sarhoş olmanın.
Gettin'drunk with y'all.
Bunca belaya bulaşmaktan vazgeçmemizi.
And stop gettin'into so much dang trouble.
Daha kendimi bile tam tanımıyorum.
I'm just barely gettin'to know myself.
Gafil avlanmayı hiç sevmiyorum sanırım.
Oh, it's not your fault. I guess I'm still not so good at gettin'snuck up on.
İkincisi, bebeği o yapmayacaksa neden soyunuyor?
And also, if he ain't part of the baby-makin', what's he gettin'naked for?
"Asıl sorumlu biz değiliz, Marie'dir" demeyi ve hepimizin götünü kurtarmayı.
Let him know it was Marnie and not us, and hopefully keep us all from gettin'killed.
Kızlarımız artık pek hamile kalmıyor.
Our girls ain't gettin pregnant much anymore.
Tecavüze uğrayan benim.
I'm the one gettin'raped.
Becky, ben hastayım ve daha da kötüye gidiyorum.
Becky, I'm sick, and I'm, I'm gettin'sicker.
O çocuktan kurtulmak verdiğim en iyi karardı.
Gettin'rid of that child's the best decision I ever made.
Kötülüğü kış kış etmesi için Tanrı'nın yolunda olan gerçek birinden bahsediyorum.
I'm talkin'about gettin'a real, live man of God in here to shoo the evil away.
Buradan defolup gidiyorum, Nay.
I'm gettin the hell outa here, Nay.
Crystal'ın ufak güzel kıçının peşine düşmüştüm ama kendimi bir barakada tecavüze uğrarken buldum.
With me chasing Crystal's cute little butt... And ended up with me in a shack, gettin'repeatedly violated.
Kendi kurtlarına bir vampirin hükmetmesine izin verip onları vampir kanı bağımlısı eden bir lider olamaz.
Lettin'a vampire overrun his wolves, gettin'him hooked on the blood, that ain't no leader.
Ne zaman hayatımız yola girse illa bir şey yapıp içine sıçacaksın!
Just when our lives were gettin'back on track, you gotta go and fuck it up!
Okulda onu korurdum.
I was sick of gettin'my ass beat sticking'up for her at school, you know?
Bir vampir tarafından yenmemize ramak kalmıştı.
We just came within a fingernail of gettin'eaten by a vampire.
En iyisi hiç karışmayayım.
I shouldn't be gettin'involved.
Marnie güçleniyor.
Marnie's gettin'strong.
Hiç üşümemeyi.
Never gettin cold.
Cadılar vampirlere bulaşmakla büyük gerzeklik yapmış.
Those witches are fuckin'idiots for gettin'mixed up in vampire shit.
Vampir olmamdan ötürü, benimle istediğin gibi birlikte olamıyorsun.
You aren't gettin'all of me, because of what I am, and you...
Senin yüzünden dayak yiyip durdum!
I've been gettin beat up for you!
Neler olacağını bilmiyordum ama parçası olduğum için bayram ediyorum.
I didn't know what I was gettin'into, but I'm pleased as punch that I'm in it.
Üçümüz kampa gidelim diyorum. Doğayla bütünleşiriz ve doğayla bütünleşmenin kaçmakla hiçbir şekilde alakası yok.
I'm talkin'about the three of us, goin'campin', gettin'back to nature, and getting back to nature is 100 % opposite of running away.
Sen ve Cassie iyi anlaşıyorsunuz değil mi?
You and Cassie gettin'along all right?
Acıkmış olmalısın.
You must be gettin'hungry.
"Gittikçe ağırlaşıyor muyum beyler?"
"Am I gettin'heavy, fellas?"
Fırtına gittikçe kötüleşiyor.
The storm's gettin'worse.
Yakında ne dediğimi anlarsınız.
He'll be gettin'wind of you soon and when he does...
Son gördüğümde, birisinin arabasına biniyordu.
Last I saw him, he was gettin in some guy's car.
İyiye gidiyor.
He's gettin'better.
Ona bir servet ödendi.
He's gettin'paid a fortune.
Bununla kas yapıyorum.
Just gettin'swole with it, brotha.
Yatarken ülke yönetmek zor.
Gettin'hard to lead the country lying'down.
Eski dostların avantajı bu. Aldatılacağız diye endişe etmeye gerek yok.
It's the good thing about old friends, you don't have to worry about gettin'a lube job.
Sadece saçlarımızı yaptırdık.
We were just gettin'our hair did.
Giderek güçleniyorsun.
Oh, you're gettin so much stronger.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]