Giriyoruz translate English
2,370 parallel translation
Her nesilde sonsuz şekillere giriyoruz... Hepsi mutasyon sayesinde.
Infinite forms of variation with each generation, all through mutation.
Giriyoruz.
Stepping.
213'e giriyoruz.
Stepping, 213.
Bütün birimler, içeri giriyoruz!
All units, move in!
Pekâlâ. İçeri giriyoruz.
All right, we're going in!
Tamam, kayda giriyoruz.
Okay, and we're rolling.
Kayda giriyoruz.
We are rolling.
Evet, yarın stüdyoya ilk albümümüzü yapmak için giriyoruz.
We're going in the studio tomorrow to make our first album.
Giriyoruz.
- We're goin'.
Havuza giriyoruz.
We're totally going in the pool.
Kesinlikle giriyoruz!
We're totally going in!
- Mülke izinsizce giriyoruz.
- We're breaking and entering here. - I know. Shh.
Bir adamın evine gizlice giriyoruz ve bu hayatımın en müthiş deneyimi oldu.
We broke into someone's house. It's the most amazing experience of my life.
İçeri giriyoruz dostum.
We're goin'inside, my friend.
Şimdi de origaminin bölgesine giriyoruz.
We're going into origami territory.
İçeri giriyoruz.
We're going in.
Eve gittiğimizde hiç zili çalmadan evimize giriyoruz.
when we return home. we don't ring the bell, we openthe door ourselves.
Tam teçhizatlı giriyoruz.
Full breach and blow.
Tam teşekküllü giriyoruz.
Full breach and blast.
İkişer ikişer gizli zulamıza giriyoruz.
Two-by-twos. Secret stash.
Şunu unutmayın ki çarpıtılmış sırlar ve entrikalarla dolu gerçek dışı karakterleri olan epik eserler dünyasına giriyoruz.
Look, bear in mind, we're entering into a world of epic drama with larger-than-life characters, each one teeming with twisted secrets and personal intrigue.
Ondan sonra tatile giriyoruz.
Then we're off to holiday.
İçeri bayağı bir giriyoruz, değil mi?
Long way in, hey?
- Umarım yoktur. Aynı tuvalete giriyoruz şurada!
I share a toilet with you!
Stüdyoya giriyoruz.
We're going to the studios.
Direk içeri giriyoruz.
We'll go in quick.
Madem Anson'dan kodu aldık, niye alt kattan giriyoruz?
If Anson gave us the access codes, why break in through the floor?
O noktada biz devreye giriyoruz, Mike.
That's where come in, Mike.
Zaman yolculuğu gibi tuhaf konulara giriyoruz artık.
This is getting into time travel. This is getting weird.
Galaktik ekvator ile hizalanmaya yaklaştıkça bu dev yıldızın çekim alanına giriyoruz.
Aligning with the galactic equator brings us into the dark stars gravitational field.
Hey, Fry! Başkan Taft'la yemek yeme yarışına giriyoruz.
Hey, Fry, I challenge President Taft here to a pie-eating contest.
Sarah'ın şifresini giriyoruz şu anda.
We're entering Sarah's code.
Kimse hapse girmiyor. Savaşa giriyoruz.
Ain't nobody going to jail.
Biz de burada devreye giriyoruz.
That is where we come in.
Ölüm kişisel, özel bir an ve biz davetsiz giriyoruz.
Death is a personal, private moment and we're gate-crashing.
Şimdi biz aileyiz, gayrimenkula giriyoruz.
Now that we're family, we're going into real estate.
Nesine iddiaya giriyoruz?
What do you bet?
Bir kaç merdiven... ve kızın odasına giriyoruz.
A few stairs and we enter... the girl's room.
Tüm birimler, hedef bölgeye giriyoruz.
All units entering the target area.
Lafayette, şu an çok derin işlere giriyoruz.
Lafayette, where we're goin right now, it's deep.
-... hazır olsan da olmasan da giriyoruz!
- ready or not, here we come!
( Amerikan adam ) Ve garaja giriyoruz.
( US man ) And here we go into the garage.
( Amerikan kadın ) Tamam, içeri giriyoruz!
( US woman ) OK, we're coming in!
Senin yüzünden sıkıntıya giriyoruz.
Thanks. We're joined at the hip now because of you.
Jan Egil, içeri giriyoruz.
Jan Egil, we're coming in.
Kula kontrol 87 numaralı hangara giriyoruz.
- Ground Control, I'm taking Gate 87.
- Küvete giriyoruz.
- We're there.
Burada biz devreye giriyoruz.
That's where we come in.
Alt atmosfere giriyoruz.
Entering lower atmosphere.
ARK'a giriyoruz.
We're entering the Ark.
Tamam ben ve Dean içeriye giriyoruz.
- Dean and me are gonna go in.