English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ G ] / Gluten

Gluten translate English

461 parallel translation
Benimki iki katı yumurta, bir dilim kızarmış ekmek ve bir kâse yoğurttur.
My usual is two soft-boiled eggs, gluten toast and a glass of yogurt.
Çok cin içtiğimde buğday tanesi kadar sert, çok votka içtiğimde de un gibi yumuşak olurum.
I drink a lot of gin and wheat germ. Regular vodka and gluten.
Mmm, eğer içinde ceviz, glüten, süt, yumurta, ve ya soya yoksa, hoşuma gidecektir.
Mmm, if there's no nuts, gluten, dairy, eggs, or soy in this, I'm gonna love it.
Özel Lisbon bifteği taşırılmış sosuyla bugün nefis görünüyor.
The nut Lisbon steak with the gluten gravy looks delicious today.
Oliver Dunne'nın üzerinde bulduğumuz unun besin değeri düşük bir yapısı var.
The flour on Oliver Dunne has a low gluten content,
Tofu ve buğday gevreği.
Tofu and gluten.
Seni, glütensiz sosislere de alıştıracağım.
I'm gonna get you on these gluten-free buns.
Pateler alev aldı.
My gluten patties caught fire.
Veya gluten içeren yemek yememe... Ben çok hassasım.
Or to eat foods with gIuten- - I'm too impressionable.
- Şey, gluten şeyi... sadece hazım yüzünden.
- well, not the gluten thing- - that's just digestive.
Kabarması ve çiğnenebilmesi için yüksek glutenli un kullanıyorum
I use high-gluten flour... for texture and chewiness
Ben çok galetalı un kullanıyorum.
I use high-gluten flour
Meyve suyu ve glütensiz kurabiyeler masada.
Juice and gluten-free cookies on the table.
Niye glütensiz şey ters gitmedi?
Why couldn't the gluten-free thing stick?
Ariel, Celeste diye bir kızla arkadaş olmaya çalışıyor. Kızın glütene alerjisi varmış.
Ariel's trying to make friends with this girl named celeste who is allergic to gluten.
O kadının evinden ayrılır aynlmaz video kiraladım. Sonra pizzacıya gidip glütensiz, kenarları kıtır pizza aldım.
By the time I left that lady's house, rented the videos, went to the pizza place and waited for "one gluten-free crust, please,"
Seitan, bitkiseldir.
Seitan's a form of wheat gluten.
Bu son zamanlarda yediğim en iyi yemekti.
This is probably the best damn gluten I've ever tasted.
Her şey glütensiz.
Everything's gluten-free.
- Glüten yemiyor.
- Oh? - She's gluten free.
- Buğday glüteni.
Wheat gluten.
İçinde glüten olmasın.
It's gluten-free.
- Glüten özü.
Gluten extract.
Yalnızca glütensiz yemek yiyor bense glüten nedir bilmiyorum ama glütene bayıldığımı biliyorum.
She only eats gluten-free foods, and I don't know what gluten is. But I know I love it.
- Korkunç bir kalça ağrısı var.
- She has gluten pains shooting out her eyeballs.
Yeşil olanlar glütensiz.
The greenish one is your gluten-free soy patty.
- Senin de mi glüten'e alerjin var?
Are you allergic to gluten too?
Şöyle nezih glütensiz bir şey bulmak çok zor.
And it is so hard to find a decent gluten-free soy patty.
Kadınlar buna bayılır. Tutkal mı, ben de!
Women love that. " Gluten!
- Ben glüten yemem Paul.
- I don't eat gluten, Paul.
Glüten.
Gluten.
Buğdaylı ve sütlülerin dışındaki şeyleri ve kabuklu deniz hayvanı gütleni.
Apart from wheat and dairy products and shellfish and gluten.
Oğlumun glütene alerjisi var.
Well, my son is allergic to gluten.
Bu hafta glütensiz yemiyor muydun sen? Teşekkür ederim Ziva.
- Isn't this the week you're gluten-free?
Artık glüten yemeyeceğini söylemiştin.
You said you were going gluten-free.
Evlerinde dırdırcı, sürekli şık giyinen, yediklerine dikkat eden birilerini görmek istemiyorlar.
They don't want to come home to PMT, a dressing gown and a gluten intolerance.
Kimsenin çimenli pastamdan yemediğini fark ettim.
Hey! I notice no one's eating the gluten-free wheatgrass cake.
... cep telefonlarında yapmacık bayağı boşboğazlık edersiniz beleş glüten kuruyemiş satın alırsınız henüz karbon ayak izinizin anlayışı yok!
You blab your precious banalities into cell phones, you buy gluten-free snacks, yet have no comprehension of your carbon footprint!
Çölyak hastalığı olduğunu ve gluten yemememi söylediler.
They thought it was celiac disease and told me to stop eating so much gluten.
Gluten yediğimi bilmiyordum bile.
I didn't even know I was eating any gluten.
Glütensiz yabanmersinli, Neruda şiirli ceviz ekmeği.
It's a gluten-free neruda cranberry walnut bread.
Müzeler, sergiler, tiyatrolar ve... Glütensiz ekmek.
Museums and galleries and theater and... gluten-free bread.
Glütenin ne olduğunu bile bilmiyorum, ama yememe seçeneğimin olmamasını seviyorum.
And I don't even know what gluten is, but I like the option of not having to eat it.
- Ekmek glütensiz.
- The bread is gluten-free.
Okulda biraz ekmek yemiş bugün ve bilekleri kesinlikle biraz şişmiş.
He ate some gluten in school today and his wrists are definitely a little bit swollen
Ya da diş eti iltihabı ya da şiddetli glüten alerjisi.
Or gingivitis. Or a severe gluten allergy?
Bir dilim, şekersiz, glütensiz, sütsüz çikolatalı kek yiyin.
No. Stay for a slice of sugar-free, gluten-free, dairy-free chocolate cake.
Glütenler daha az bağlanır, gnocchi hafif olur.
Less moisture, fewer gluten bonds, lighter gnocchi.
Gail benimle ve gluten intoleransımla evleniyor.
Gail gets to marry me and my wheat intolerance.
Tabii gluten intoleransı olur. Buğdayı tolere edemeyecek kadar önemli biri.
Of course she has a wheat intolerance - she's far too important to be able to tolerate wheat.
Glütensiz.
They are gluten-free.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]