Goat translate English
3,443 parallel translation
Pakistan Hükümeti Ladin'in orada olduğunu bilmez miydi sanıyorsun?
108 children and 7 favorite goat. If we believe there is the slightest chance, that the Pakis do not know?
Tüm zamanların en iyi peynirleri.
It's goat's cheese and cheddar.
İçinde fazladan keçi otu var azdırıcı.
I make a loose leaf tea with extra horny goat weed. What`s that?
- Azgın keçi otu ve bi kaç bitkisel şey
It`s horny goat weed and some other herbs. What is this?
- Yok azgın keçi yardımına gerek yok
You want me to get you some? That`s okay, I don`t need any horny goat help.
Felaket bişeydi bu..
Not the horny goat though ; that was a disaster.
Bu, keçi mi?
Is this goat?
Orada keçi peyniri de var mı?
Do you have any goat cheeses in there?
- Hayır, keçi peynirine çalışmam.
No, I don't - - I don't work in goat cheeses.
Birkaç sinek ekle, bir iki ölü keçi yap bir kazananımız olabilir.
Hey, add a couple of flies, toss in a dead goat or two, we might have a winner.
Hadi git ve komşunun keçisini çal.
"Go and get the neighbor's goat."
Azgın tekeler gibi niyetini belli ediyorsun.
You betray intent by bellowing like a crazed goat!
Yeter ki şu Ayhan davarını halledelim.
We just have to deal with that goat, Ayhan.
Chester Scroggins, seni yaşlı keçi!
Chester Scroggins, you old goat!
Ve de yatağımdaki keçiye.
And there's a goat on my bed.
Tüm izler keçiyi gösteriyordu.
All signs pointed to the goat.
Ya da keçi peynirli pasta hamurunu.
Or vol au vent pastry with herbed goat cheese.
Keçi veya tavşan da olabilir.
He also appears as a goat or a rabbit.
- Bir keçi öldürdüm.
- I killed a goat.
Kocakarı gibi gözükeceğim.
I'll look like an old goat.
Keçi peyniri ve incir.
Goat cheese and fig.
Bir keçinin boynundan akan kanı gördün mü hiç?
You ever see a goat bleed from the neck?
O keçiyi gülerken gördün mü peki?
You ever see that goat laughing?
Kobe eti, roka ve keçi peynirinden başkası anlamsız.
None of that kobe beef, arugula, and goat cheese nonsense.
Haber helikopterleri, yaşlı bir keçinin ölmesini bekleyen şahinler gibi Grayson Malikânesi etrafında dolanıyorlar.
News choppers are circling Grayson Manor like so many buzzards waiting for an old goat to die.
Umarım hepiniz keçi seversiniz.
Hope you all like goat.
Keçi.
Goat.
Çünkü bir çocuk ısırılmadan bir keçiye ellemeyecekse çiftliğin tüm sistemi alay konusudur.
Because if a child can't touch a goat without getting nipped, it makes a mockery of the entire petting system.
Keçi peyniri mi?
Goat cheese?
Bu gece dışarısı amma sıcak.
Whoa! It's hot as a goat's ass out there tonight.
Fakir birine keçi falan veriyorlar.
They give a poor person like a goat or something.
- Keçi gibi kokuyorsun.
You smell like a wild goat.
Yaşlı azgın teke.
The randy old goat.
Tanrım! Cildi bembeyaz!
God, a white goat.
Seni tam bir Dover'ın Keçisi gibi gösterdim.
I just made you look like the Goat of Dover.
2 ay çıktıktan sonra eve gelip onu yatak odasında 2 Kamboçyalı kız ve bir keçiyle sizi beklerken bulmak istemezsiniz.
You don't want to come home after 2 months of dating him, to find him waiting in your bedroom with 2 Cambodian girls and a goat.
Erkek keçi vajinası.
Billy Goat Muff.
Keçi aldığımı söylemiş miydim size?
Hey, did I tell you guys I got a goat?
İlk üçü domuz, sonraki keçi.
The first three, pig ; Next one, goat ;
sende o zaman keci gibi yaprak ye.
- Then, eat leaves like a goat.
demir yada altın bizim umrumuzda, degil bizim biriktirmemiz. için bize izin verin keçi gibi, Bellary'nin peşinde geziyorsunuz bu nedir?
We don't care if it is iron ore or gold, we need to eat, please leave us. Like a goat trusts the butcher, people believed Bellary's words. What's this?
Onderdonk, seni bunak keçi, zaten her sene bu piskoposluk bölgesine ondalık vergisi ödemeye zorlanıyorum.
Onderdonk, you old goat, I'm forced, each year, to pay a tithe to this diocese.
O geyikleri sağarken beni izlediniz mi?
Did you guys see me milk that goat?
Bir geyiği sağmak istediğini söylediğinde, çişinin geldiğini sanmıştım.
When you said you wanted to milk a goat, I thought you had to pee.
Çünkü şişman ve iğrenç görünüyordum. Ayrıca bir karton keçinin yanında durmak zorundaydım.
Good, because I look fat and hideous and I had to stand next to a cardboard goat.
Deli zırvası deneyleri devam ettirebilmek için vergilerimi sömüren unutlmuş bir hükümet ajansı.
Some forgotten government agency sucking away my tax dollars to carry out goat-staring experiments. Let me explain.
Çok kötü bir durum.
It is a goat fuck.
İplerin benim elimde, Gently.
You are my tethered goat, Gently.
- Peki ya keçi peyniri?
How about goat cheese?
Keçi peynirine bayılırım!
I love goat cheese.
Ona zorla keçi kanı içirtmiş.
He with a evil man who made him drink goat blood.