English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ G ] / Gracious

Gracious translate English

1,488 parallel translation
Evet Marcy, en son silahımı ortaya çıkarmadan önce nazik olup sana ve sahte sütçülerine buradan gitme şansı vereceğim.
Now, Marcie. Before I unleash my ultimate weapon I'm going to be gracious and give you and your Milk Duds there a chance to hoof it on out of here.
Sadece çok değerli ev sahiplerine olan minnettarlığımızı göstermek istedim.
Well, I'm just expressing my gratitude to our gracious host.
Çok canayakınsın Homer.
That's very gracious of you, Homer.
- Tanrım.
- Gracious.
Sabah olmuş.
Good gracious, it's morning.
- Aman Tanrım.
Good gracious me.
Ama izniniz olursa süsleyip püslemeden anlatayım âşkımın hikayesini :
Yet, by your gracious patience I will a round, unvarnished tale deliver of my whole course of love :
Saygıdeğer Dük hazretleri...
Most gracious Duke...
- Oh Tanrım!
- My gracious.
Ulu Tanrım.
Goodness gracious.
Rosings'ten mahrum kalacağına kim üzülmez ki? Ayrıca hakikaten zarif...
Who indeed would not be sad to be deprived of Rosings, and indeed of the gracious...
Aman Allah'ım daha giyinmemişsin bile!
Oh, gracious, you are not half dressed!
Dost canlısı olalım.
Let's be gracious.
Merhametli davran.
Be gracious.
- Benim de umudum bu.
Oh, my goodness gracious!
- Oh! Yüce tanrım!
Goodness gracious!
Konuklarınızı ne güzel ağırlıyorsunuz böyle.
You are the most gracious hostess.
Tertemiz olurmuş geceler ne yıldızlar ne cinler çarparmış insanı ne de cadıların büyüsü tutarmış. Öylesine kutsal, uğurlu günlermiş onlar.
Then no planets strike no fairy takes, nor witch hath power to charm so hallowed and so gracious is the time.
Ah yüce kralım, inanın bana, hizmetlerim gibi ruhum da bir sizin, bir de Tanrı'mın emrine amadedir.
Have I, my lord? Assure you, my good liege, I hold my duty as I hold my soul both to my God and to my gracious king.
Kralım buyrun, bizde saklanalım şöyle.
Gracious, so please you we will bestow ourselves.
Nur yüzlü kralım ne istiyorlar?
What would your gracious figure?
Tanımadığın iyi, ruhun temiz kalıyor böylece.
Thy state is the more gracious, for'tis a vice to know him.
İyi günler dilerim hazretleri.
- Good time of day unto my gracious lord!
- Haşmetmeap.
- My gracious sovereign?
Haşmetmeap... Devonshire'da, arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre...
My gracious sovereign now in Devonshire, as I by friends am well advertised.
Ey kendimi askeri addettiğim Tanrım... Ordularımdan lütfunu esirgeme.
O Thou whose captain I account myself look on my forces with a gracious eye.
Bu sıcak karşılamadan gurur duydum.
I'm honoured by this warm and gracious welcome.
Hoş ve olumlu ima. "
Gracious and favorably inclined. "
Aman Allah, hayır.
Good gracious, no.
Helal olsun bana, bu kurnazca hileye kalben inanmıştım Bay Vandemar.
Good gracious me, I find myself utterly taken in by his cunning ploy, Mr. Vandemar.
" Cana yakın Duncan uyuyor geçidin yakınlarında,
" The gracious Duncan, asleep by the gate.
Daha minnettar olmalıydım.
I should've been more gracious.
Madam, çok nazik bir hostessiniz.
Madam, you have been an extremely gracious hostess.
Nazik ev sahibimiz, Jal Minnis, görüşmelerimiz esnasında memnun olabilmemiz için yiyecek ve içecekler hazırladı.
Our gracious host, Jal Minnis, has provided food and drink to make our discussions more pleasant.
Bizimle buluşmayı kabul ederek, çok ince davrandınız.
It's very gracious of you to agree to meet with us.
Kaptan Janeway'e ve nazik mürettabatına.
To Captain Janeway and her gracious crew.
Kesinlikle hayır.
Oh, my goodness gracious! No.
Kibar bir kazanandan daha popüler bir şey yoktur.
Still, there's nothing more popular than a gracious winner.
Dünyamıza hoş geldin kibar kız Lisa.
Welcome to our world, most gracious Lisa.
- Ellerin ne kadar soğuk. - Beni şaşırttın.
Gracious, what cold hands.
Gracious!
Gracious!
Tanrım.
Goodness gracious.
Seni Tanrı'nın şefkati ve merhametine teslim ediyoruz.
Unto God's gracious mercy and protection, we commit you.
Efendimiz'in yüzü üzerinde parlasın ve sana şefkat göstersin.
The Lord make His face to shine upon you, and be gracious unto you.
Efendimiz'in yüzü üzerinde parlasın ve sana şefkat göstersin.
The Lord make His face to shine upon him and be gracious unto him.
Ama senin gibi zavallı bir yaratık tutup böyle lüks bir şeyi... bana gönderme inceliği gösteriyor.
Save what I can scrape together, is so gracious as to send me... This luxury.
Pek anlayışlı sayılmam.
It wouldn't be very gracious of me.
Kibar ol, arkasından konuşup durma. İyi bir galip ol.
Would you stop going on about him and be a gracious winner.
... ciddi ve iffetli sessizlik, saf ve hassas kalplilik, temiz, kibar bir ruhun işareti ürkek bir küstahlık, uysallık, sakin bir hava, hava sirenleri uzun ve söz dinleyen itina,...
"a quiet, ashamed vivacity ; " such grave and modest repose ; " a pure, tender-heartedness, sign of a clear, gracious soul ;
Aman Allah'ım, Şu Galler isimleri yok mu?
Goodness gracious, these Welsh names.
Ne kötü düştünüz!
Good gracious, what a tumble.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]