English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ G ] / Groaning

Groaning translate English

1,188 parallel translation
[öksürme, inleme]
[Coughing, Groaning]
İkimiz de içten içe inliyor ve çatırdıyoruz.
We ´ re both rumbling and groaning and creaking and crumbling inside.
- Ew!
- Ew! - [All Groaning]
Bu adam, Dr. Greene'in endişelendiği, söylenen adam mı?
This is the groaning guy in Exam 2 that Dr. Greene was concerned about?
Ondan sızlanmıyorum Sayın Yargıç.
I'm not groaning about that, Your Honor.
Saat yedi. Daha erken olmaz.
- [All Groaning] - 7 : 00 a.m., no earlier.
Dur!
Stop! [Yelping, Groaning]
Sadece iki sinekkuşu, inilti ve inlemelerin arasında birbirlerinin vücutlarını okşamaya izin verirler.
Just two hummingbirds moaning and groaning and letting their bodies caress and touch each other in ecstasy.
Yakaladım!
- [All Groaning] - Got ya!
Sana yatağa git demiştim.
[Groaning] I thought I told you to go to bed.
N'oluyor lan -
[Groaning] What the fudge -
Sen Lisa'nın olabilirsin.
[Groaning] You can be Lisa's.
Methiyeler düzülüyor, baksana şu kızıl parıltıya korkunç inlemeleri duysana, gizli işlerini çevirirken.
[Singing ] the eulogy is droning, you see a reddish glow you hear a dreadful groaning, and down the hatch you go [ chorus singing]
- Ne yaptığına bak!
- Look what you did! - [Groaning]
- [Groaning] - Thank you.
Thank you.
Cehennem çok güzel bir ziyafet salonudur ve günahkârlar masanın etrafında oturmuş, Konfüçyüs'ün şimdiye kadar gördüğü en nefis yemeklere bakarak inlemektedirler, Konfüçyüs buna çok şaşırır.
He was very surprised to see that hell was a beautiful banqueting room... with the damned sitting around the table, groaning under the weight of the most delicious food he had ever seen.
Arabalarımızın sular altında kaldığını mı söylüyorsun?
- [Patrons Groaning] What areyou saying, that our cars are underwater?
Clint Eastwood ve Lee Marvin'in oynadığı bir western!
- A Clint Eastwood, Lee Marvin shoot -'em-up western! - [Both Groaning]
Nasıl bir şey, Bart?
[Groaning] What's it like, Bart? Bart?
Başım.
[Groaning] Oh, my head.
Dışarıya bu kılıkla çıkamam.
- [Both Groaning] - But I can't go out dressed like this.
Sizin ağaç eviniz de berbat görünüyor.
[Groaning] How are they, Ralph?
Zengin ve- -
Rich and - [Groaning]
Gerzek filmler.
[Groaning] Stupid movies.
Hiç bir gezi Edison'un çocukluk çağı hediye mağazasına uğramadan tamamlanmış olamaz.
- [Groaning] Now no tour would be complete without a visit to Edison's boyhood gift shop.
Neden siz de Maggie ve benimle "Şaka mı Şeker mi" yapmaya gelmiyorsunuz?
[Groaning] Why don't you kids come trick-or-treating with Maggie and me?
Yeraltından gelen hafif bir ses. Bir kemirgenin sesi gibi. Kendi kefenini kemiren yaratığın sesi.
A faint groaning - the sound of manducation, of the creature eating its own death shroud.
..
[People groaning, shouting]
Vicky!
- Vicky! - [Groaning]
Üç numara!
- [Groaning] - Number three!
Buna deniz bile dayanamaz.
[Wind Gusting ] - [ Men Groaning] - The sea won't stand for this.
Uyanıyor!
- [Homer Groaning] - He's waking up!
Üç dakika önce yemek yapsaydı, böyle bir karışıklık olmazdı.
[All Three Groaning] If she started dinner three minutes earlier, we wouldn't be in this mess.
Wesley, annenin kaldıracını getir.
[Groaning] Wesley, get mama's pryir bar.
Bu canını acıtır.
- [All Groaning] - That one hurt him.
Senin oğlun seçildi. Oğlun ölmeli. Yoksa gölgelerin iniltilerini dindiremeyiz.
To this your son is marked... and die he must to appease their groaning shadows that are gone.
Çalışıyor!
I'll go this way. [Groaning]
Nasıl olsa vaktin bol.
It's not like your social calendar's exactly groaning.
Pekala...
- [Groaning Continues] - Okay.
Walter ikimiz de hatalıydık.
- Oh, no, no, no. We were both wrong. - [Flesh Smacking, Groaning]
Sadece evimde gerçekten eğlenceli bi parti vermek istiyorum.
[Groaning]
Yardımınız için çok teşekkürler.
[TRUMAN GROANING] THANK YOU BOTH SO MUCH FOR YOUR HELP.
- Galiba sonumuz geldi, Wendall. - Wendall o.
[Children Groaning]
Siz gördüğüm en alçak çöpçülersiniz!
[Panting, Groaning] You guys are the lousiest garbagemen ever!
Sonumuz geldi, Bart!
- [Tires Screeching ] - [ Groaning ] [ Gasps] We're done for, Bart.!
Hareket etmemeye çalış baba.
[Groaning] Try not to move, Dad.
- Yeah!
[Grunting, Groaning] - Yea!
G2, bu müzisyenlerde şüpheli bir şey fark ettin mi?
[Screaming, thudding ] That hurt! [ Groaning, coughing]
Gelemiyorum.
[GROANING] I can't.
Tamam, tamam, nefes al, derin derin hadi.
You're okay. Okay. - [Groaning]
Hadi.
- [Morrie Groaning]

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]