Groupon translate English
60 parallel translation
Bana kampüs te bir eşcinsel ve lezbiyenlerden oluşan bir gruba katıldığını söyledi.
And he told mehe just joined the gay and lesbian groupon campus.
İndirim kuponunu al, ben anahtarları alırım.
Get the groupon, I'll get the keys.
King Putt, süresi geçmiş ikisi bir arada kuponunu kabul eder mi? Evet veya hayır.
Will King Putt honor an expired, two for-one Groupon?
Kampanya filan mı varmış yoksa peşin mi ödedi?
Was that a groupon thing, or did he pay upfront?
Kendimi rahatlamış hissediyorum ve grup kuponunu iyi kullandık bence.
Well, I feel very relaxed, and I think this was a good use of a Groupon.
Jess, az önce hipnoz dersleri için Groupon indirimi buldum.
Ooh, Jess, I just found a Groupon for hypnosis lessons.
Groupon'a linki var.
It links to groupon.
Lucky Louie vidyosu Groupon linki veriyor.
The viral video from lucky louie links to groupon.
Bir tane daha, süresi geçmiş dört kişilik yemek kuponu.
Another expired groupon for a dinner for four.
Zizzi'den yer ayırttım.
I've got a Groupon for Zizzi's.
Baksana, Henry Youngman'nin eskiden metreslerini götürdüğü Catskills'deki bir resort için kupon aldım.
Say, I bought a groupon for a couples'massage at a resort in the Catskills where Henny Youngman used to take his mistresses.
Gitmeyeceğim çünkü gerek yok, ayrıca gidemem çünkü bu akşam kullanma tarihi dolan bir kuponum var.
I'm not gonna leave. I'm not gonna leave because I don't have to, and also I can't because I have a Groupon for this evening that expires tonight.
- Kupon, içecekleri kapsıyor mu?
Does the Groupon cover drinks? Nope.
Aslında, Groupon * kullanabileceğimiz bir yer de var.
In fact, there's one here where we can use a Groupon.
Groupon Botox, Melanie?
Groupon Botox, Melanie?
Groupon'u bastır, Melanie, bastır.
Print that Groupon, Melanie, print it.
Onun gibi bir kız azıyla yetinmez.
Girl like that's not gonna go for a Groupon.
H.P.V. grubuyla çalışmalara başladım. İşim muhteşem gidiyor.
I just started this groupon for H.P.V. Vaccinations, and business has been blowing up.
- Grup indirimi kuponum var.
I got a Groupon.
Az önce bana Groupon'dan 1 fiyatına 2 tane Tayvanlı orospu aldın.
You just bought me two Taiwanese hookers for the price of one on Croupon. Hm?
Sadece Ladysmith Black Mambazo konseri için indirimli biletim var.
I just have a groupon for a Ladysmith Black Mambazo concert.
İşte bu yüzden estetik cerrah bulmak için asla "Şehir Fırsatı" nı kullanmamalısın.
That's why you should never use Groupon to find a plastic surgeon.
Ve evet, biz eziğiz, biz Hintli'yiz. Burritoları kuponla aldık. Bizim de hayattaki nasibimiz bu ve bunu seviyoruz.
And yeah, we're lame, we're Hindu, we used a groupon for burritos, but you know what, that's our lot in life and we love it, so why don't you just leave the Lahiris alone,
Akvaryumda yunuslarla yüzmek için bir indirim kuponu var.
There's a groupon at the aquarium to swim with the dolphins.
Diyorum ki, Alex indirim kuponunu alacak ve hiç kullanmayacak.
I predict that Alex buys the groupon and never uses it.
Yani çömlek kuponunu kullanamadın?
So you never used your pottery groupon?
Köpek dükkanındaki kadın kirpik ektirme kuponu var dedi.
- 12. The puppy store lady said that there was a groupon for eyelash extensions.
Kaş şekillendirme kuponumuz 10 numarada.
Our brow-shaping groupon is in 10.
Bugün Alex'in yunus kuponunu alabileceği son gün.
Today is the last day that Alex's dolphin groupon is available.
Sadece bir kupon kaldı o da Büyük Sporcu Acemi Birliği'nde askeri engelli koşu dersi.
There's only one groupon left, and it's the military obstacle course - at the Major Fitness Boot Camp. - Okay.
Engelli koşu derslerinde kullanılmak üzere bir indirim kuponumuz var.
We have a groupon to use the military obstacle course.
İşte yunus kuponun.
Here's the dolphin groupon.
Pardon Kuponlarımı unutmuşum.
Oh, I forgot my Groupon. Oh.
Hayır, Groupon'dan Hint yemeği satın aldım.
No, I bought a Groupon for Indian food.
- Chez Magique'için Groupon kuponum var 5 YILDIZ! Allyson Aradığın o kırmızı ayakkabıları bulmana yarar.
It can help you find that red pair of pumps you need.
Aradım, planladım, Groupon kuponu aldım, rezervasyon yaptım.
Look, I scouted, I planned, I got the Groupon, I made a reservation.
- Groupon'um vardı.
- I had a Groupon.
Tamam belki tuhaf bir karışımdı ama burası çok ucuzdu.
Okay, maybe it was an odd combo, but the groupon was so cheap.
- İndirim kartım var.
I got a groupon.
İşte bu yüzden tatil günleri hariç Pazartesiden çarşambaya kadar geçerli Jasper'daki Cennet Ruhu Spa Merkezi'ne bilet aldım.
And that is why I have splurged on this groupon valid Monday through Wednesday, holidays excluded, for the Heavenly Springs Hot Spa down in Jasper.
İndirim kuponuyla yaptırdığım göğüslerimi görmek ister misin?
Would you like to see my boobs I bought with a groupon?
10. kez söylüyorum, Groupon'du o.
For the tenth time, that was a Groupon.
Masaları boş kalır Groupon falan kullanmaları gerekir.
Their tables be empty, have to offer Groupons and shit.
Groupon mu diyorsun?
Are you thinking "Groupon"?
Hayır soy ismim Groupon değil.
No, my name's not "Groupon."
Bu akşam bizim Michelle ile indirim kuponumuz var.
Michelle and I have groupon.
Groupon'dan 1 alana 1 bedava prostat testi alıyor.
He ordered a Groupon for two-for-one prostate exams.
Mahrem yağı için kuponum olması, yeterince berbat bir şey zaten.
It's bad enough I have a Groupon for intimacy oil.
Bak, elimde bir "zip line" kuponu var.
Look, I've got a Groupon here for a zip line adventure.
Carl'ın yeni yemek çeki mi var?
Does Carl have another Groupon?
Maalesef olmaz.
We're fully booked tonight due to a Groupon deal.