Guero translate English
77 parallel translation
Bizim için fidye isteyeceğinizi zannediyorsanız Estelle'nin babası polis ofisinde çalışıyor.
Well, if you're figuring on ransoming, you know, - The world doesn't spin only on money, pinche guero. Estelle's father works in an office.
Flaco, arakçı beyaz burada!
Flaco, the pinchi guero's here!
Hey, ondan hoşlandın mı ahbap?
Hey, guero, you like her?
Küçük Mousy kardeşlerimden biriydi.
Guero. Little Mousy was one of my brothers.
Herkes sana "beyaz çocuk" diyor.
everyone calls you guero.
Guero'nun yerinde margarita ve Meksika yemeği.
Margaritas and Mexican food at Guero's.
Öyleyse Guero'nun yerinde margarita ve Meksika yemeği Chris ve Jesse ile takılma, sonrasını da anlatın ve geleceklerinden emin olun.
So, margaritas and Mexican food at Guero's, touch base with Chris and Jesse, tell them about later, and make damn sure they come.
Guero'nun yerine varmadan önceki son panon!
That's your last billboard before Guero's!
- Guero'nun yerinin dışında görmüştüm.
- I saw him outside of Guero's.
Ben de seni orada gördüm.
And I saw you outside Guero's, too.
Guero'da margarita içip Meksika yemeği yedikten sonra Chris ve Jesse ile konuşup, sonrası için bizimle gelmelerini sağlayacağız.
Margaritas and Mexican food at Guero's, touch base with Chris and Jesse, tell them about later, and make damn sure they come.
Bütün söylediğin en mantıklı şey. Oh, hey! Guero'dan önceki son reklam panon.
Oh, hey, that's your last billboard before Guero's.
- Guero'nun dışında gördüm.
- Outside of Guero's.
Ben de seni Guero'nun dışında gördüm.
And I saw you outside of Guero's, too.
Göründüğünden daha zordur.
It's harder than it looks, guero.
Ee, evli misin?
So, guero, you married?
Ne istiyorsun?
What do you want, guero?
Kum zencileri, guero zırhını delmek için kullanıyor onları.
The sand-niggers use them to blow up güero armor.
Neredeler bilmiyoruz.
We ain't got no idea, guero.
- Sarışın.
- Guero.
Güzergah sarışın.
Linea, guero.
Çok fazla arıyorsun, Guero.
You call a lot, guero.
Onun gibi kocaman bir Guero kendini koruyabilmeli.
Big Guero like that should be able to handle himself in a fight.
Guero! Aç kapıyı!
Güero, open the door.
Senin gibi adam affedilmez guero.
But there is no forgiveness for men like you, güero.
Bana guero deyip durma.
Don't call me güero.
Guero ne demek ki?
What's güero mean, anyway?
Guero!
Güero, man!
Bir puştun ve sikik bir yem torbasının operasyonu yürütmesine izin verdiğin zaman bu olur.
This is what happens when you let a pinche guero loco And a fucking feed bag run an operation.
Adı Guero'ydu.
His name was Güero.
Tanrım! Guero!
Oh, my God, Güero.
Guero, kuzeni Chino ve Brenda.
Güero, his cousin Chino, and Brenda.
Eskiden tanıdığım bir adam bana bok gibi davranmıştı ama Guero sanki beni anladı, beni korudu.
The men I knew before treated me like shit, but Güero... I felt like he saw me, protected me.
Ama benim için Guero'yla birlikte olmak ilk defa biriyle bağlantı kurmak demekti.
and think drugs and guns, but for me, being with Güero was the first time I felt connected to someone. On our first Christmas,
İlk Noelimizde Guero beni vaftiz babası kartelin başı Don Epifanio'yla tanıştırmaya götürdü.
Güero took me to meet his godfather, Don Epifanio, the head of the cartel.
Don Epifanio ve Batman seni soruyordu, Guero.
Don Epifanio and Batman are asking for you, Güero.
Guero'dan hakkında pek çok iyi şey duydum.
I've heard a lot good things about you from Güero.
Guero kartel içinde hızlıca yükseldi.
Güero moved up the ranks of the cartel fast.
Guero öldü.
Güero's dead.
Ne? Guero'yu öldürdüler.
What?
Ee söylesene, ne kadar zamandır Guero'yla patronun arkasından kendi kokaininizi satıyorsunuz?
Ahora sí estamos hablando. So, tell me, how long exactly have you and Güero been running your own coke on the boss's dime, huh?
Guero bir şey olursa ona gitmemiz gerektiğini söylemişti, tamam mı?
Güero told me we could go to him if anything happened, okay?
Guero'ylayken en sonunda öleceğimi düşünürdüm.
When I was with Güero, I thought I was finally out of the cold.
Guero'yu soruyor.
She's asking about Güero.
Ay, Guero. Ay, ay, ay.
Ay, Güero.
Guero, Guero, Guero.
Ay, ay, ay. Güero, Güero, Güero.
Hayır, tıpkı Guero'nun söylediği gibi onu sana getirdim.
No, I just brought it to you like Güero told me to.
Guero bana yardım edeceğini söylemişti.
Güero said you'd help me.
Guero'nun kız arkadaşıydım.
I was Güero's girlfriend.
- Amerikalı mı?
A guero?
Guero bizden biriydi.
- Güero was one of ours.