Gülme translate English
1,314 parallel translation
- Gülme!
- Don't laugh!
Sürekli gülme zorunluluğu hissetmek.
Being forced to laugh over and over.
Bana gülme!
Don't laugh at me!
Eski dostumuz Noah Webster, "kahkaha" yı "gülme eylemi ya da sesi" olarak tanımlar.
Good evening. [Nelson] Ha-ha.!
Gülme.
Don't laugh.
— Hey, bana kocagöt deme! — Anne, gülme.
Hey, don't call me fat!
Gülme, ama emlakçılık yapıyorum.
Well, don't laugh, but I'm working as a real-estate agent.
Gülme.
Stop laughing.
Gülme, çok iyi gelir.
Don't laugh, it works.
Gülme kırışıklıkları bunlar.
These are laugh lines.
Baksana, gülme taklitleri, su fışkırtan çiçekler, aptalca!
I mean, joy buzzers, squirting flowers? Lame!
- Gülme.
- Don't laugh.
Gülme yoksa kanamaya devam eder.
Don't smile or it will bleed.
Alfredo, gülme.
Alfredo, don't laugh.
Gülme!
Don't laugh!
Gülme, Dani.
Don't laugh, Dani.
Gerçek olabilir, gülme.
It could be true.
Sakın gülme, tamam mı?
Don't laugh, okay.
Çok ciddiyim, gülme.
I'mserious, don't laugh.
Bana gülme, domuz!
Don't laugh at me, you pig!
Ama benim için... - Benim gülme tarzımı sevmedin.
- You don't like the way I laugh?
Arka taraftan gelen gülme sesleri duydum.
I heard laughter from the back.
Ally, ben gülme kırışıklıklarını severim.
Ally I happened to love smile lines.
Tabii bir de gülme döngüsü var.
And there's a Giggle Loop, of course.
Hayır. Gülme döngüsünü öğrenmek, gülme döngüsünün..... bir parçası olmak demektir. Sormayın.
Don't ask.
Gülme döngüsüne hazır değilsiniz.
You're not ready for the Giggle Loop.
Derken, gülme döngüsü başlar. Durup dururken aklına, bir dakikalık saygı duruşunda olabilecek... en kötü şeyin gülmek olduğu gelir.
The Giggle Loop begins suddenly out of nowhere this thought comes into your head :
Bunu düşünür düşünmez kendiliğinden gülme tepkisi gelir. Ama gülmez, kendini tutarsın.
And as soon as you think that you almost do laugh, automatic reaction, but you don't, you control yourself, you're fine...
Sonra bu büyük kahkahayı atmış olsaydın ne kadar korkunç olacağını düşünürsün ve gülme geri döner.
And then you think how awful this bigger laugh would have been. And so you nearly laugh again, only this time it's a very big laugh.
Buna gülme istifi diyemem, öyle değil mi?
Well, I couldn't call it a Giggle Stack now, could I?
Ona gülme, o benim boğulan moronum.
Hey, don't laugh at him. He's my drowning moron.
Sen hiç gülme Fidel.
- [Chuckling] - Don't you laugh, Fidel.
Bence gülme Grace.
I wouldn't joke, Grace.
Gülme, çok ciddiyim.
Don't laugh, I'm serious.
Gülme, gülme.
Don't laugh, don't laugh.
Oh, aman tanrım, gülme krizine girdim.
Oh, my God, I got the giggles.
Almanya dışındaki meslektaşlarının gülme kaynağı haline... gelmeleri nedeniyle, bu konu ile ilgili büyük bir alaka vardı.
Germany because of this this type of lunatic fringe research.
Toplam kaç gülme kulübü var?
So how many laughter clubs have you got?
Hindistan'da 600'den fazla gülme kulübümüz var.
We have over 600 laughter clubs in India Really?
Bu gülme seansları, güne daha zinde başlamanızı sağlıyor.
This 15 to 20 minutes of laughter session makes you feel fresh throughout the day
Şimdi yeni bir gülme çalışması. Lütfen hep birlikte yapalım.
We'll do laughter, please, you have to drink
Gülme egzersizlerine önce sahte gülüşler olarak başlarız. Bir tür zorlama gülüşler. Ama grup olarak güldüğünüzde, göz teması sayesinde gerçeğe dönüşür.
In laughter exercises we do start with fake laughter, a kind of forced laughter, but when you laugh in a group, you have good eye contact, it turns into real
- Bev, gülme.
- Bev, stop laughing.
O hırıltı değil, gülme sesiydi.
That wasn't a gasp. That was a laugh.
— Anne, gülme.
- Mom, don't laugh.
- O halde gülme.
Well. then stop smiling.
Gülme.
[Bronagh laughing] Don't laugh.
- Üzgünüm. Gülme! Kes gülmeyi!
The Jiknya star in the heavens, even when the Milky Way blocks it, the Gyunwoo star can always see it once a year.
Gülme döngüsü nedir?
- What's the Giggle Loop?
Gülme döngüsü.
It's a Giggle Loop.
Hemen gülme.
Don't laugh so fast.