English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ G ] / Gülüşmeler

Gülüşmeler translate English

223 parallel translation
Ağaçlıktaki korttan gelen gülüşmeler.
The laughter from the courts beyond the trees.
Eve döndüğünüz o gece, kapının önünden geçerken duyduğunuz sesler ve gülüşmeler televizyondaki bir erkek ve kadının sesleri olabilir mi?
Wasn't it possible when you returned home and passed the door, what you really heard was the television and a man and woman's voices and laughter?
Birlikte bir hayatımız yoktu. Ne sohbet, ne gülüşmeler, ne de...
We had no life together, no dialogue, no laughs, no...
( Psychedelic müzik, gülüşmeler )
( Psychedelic music, laughter )
Mmm. [Gülüşmeler]
Mmm. [Chuckles]
[Gülüşmeler]
[Laughing]
[Gülüşmeler] Neyin var?
[Laughs] What's the matter?
[Gülüşmeler]
[Laughs]
- [Çığlıklar ] - [ Gülüşmeler]
- [Screams ] - [ Laughs]
Her yerde, mutluluk, neşe... sükunet, gülüşmeler ve anlayış vardır.
E v erywhere, there is happiness, joy... tranquillity, laughter and understanding.
[Gülüşmeler]
[Chuckling]
[Gülüşmeler]
[Laughter]
- Ve hala anlayamıyorum. - ( gülüşmeler )
And I still can't figure it out.
Gülüşmeler ve sarılmalar.
Laughter and cuddles.
( gülüşmeler ) Birinin fantezilerini dinlemek için değil, politik ve ekonomik gerçeklik yüzünden buradayız.
Well, ladies and gentlemen, we're not here to indulge in fantasy, but in political and economic reality.
- Ve hala anlayamıyorum. - ( gülüşmeler ) Bildiğim tek şey kağıt şirketimiz geçen yıl 110 milyon $ kaybetti.
One thing I do know is that our paper company lost $ 110 million last year.
Ne tartışmalar, ne gülüşmeler kalmış, her şey gitmiş.
No more arguments, laughter and all the rest.
( öksürme ve gülüşmeler )
( choking and coughing )
( gülüşmeler )
( giggling )
- İlk defa haklıydın : ) - ( gülüşmeler )
- You were right the first time. - ( laughter )
( Arapça gülüşmeler )
( laughing andshouting in Arabic )
- [Gülüşmeler]
- [Laughing]
benim çocuklarım biri ben gerek yok doğru sertifika almak. [Gülüşmeler]
No kid of mine is gonna do better than I did in school. [Chuckles]
- [Gülüşmeler]
- [Laughs]
- [Gülüşmeler ] rahibeler için bana bir şey ver, bir hatıra olarak. [ Gülüşmeler ] [ kahkahalar]
- [Laughing ] Give the nuns something to remember you by. [ Laughing ] [ Laughing]
Sesler, gülüşmeler gizli fısıltılar
" that stars and sands and smiles and secrets whisper.
Susun! Gülüşmeler mi duyuyorum?
Quiet!
Bu pisliği ve çöplüğü temizlemeliyiz Gülüşmeler ve eğlence yokolmalı
The smut and trash we must bash The laughs and fun must be undone
nerede olur, yemek masasında gülüşmeler...
Where there's laughter on the dining table..
Gülüşmeler hatırlıyorum.
I remember laughing.
Buradan gülüşmeler ve bazı ağzı bozuk sözler duydum da. Gelip bir araştırayım dedim.
I heard laughter and some rather ribald comments coming from here, so I thought I would investigate.
Güzel bir gündü, şakalar, gülüşmeler ve sonra o korkunç filmi gösterdiler.
Maybe civilization's overrated. Good night, Leutnant.
Şairin de dediği gibi, " Arkadaşlığın tatlılığı içinde gülüşmeler olsun, zevkler paylaşılsın.
As a poet once said, " In the sweetness of friendship... Let there be laughter and sharing of pleasures.
( gülüşmeler, bağrışmalar )
( laughter, shouting )
- ( gülüşmeler )
- ( laughter )
Cezalandırılması gerekecek. Çünkü ceza söz konusu olduğunda, gülüşmeler bir süreliğine kesilir. Gülüşmeler her yerde olsa bile.
Well, he will have to be disciplined because when the disciplining has to be done, then the laughter stops for that amount of time, then continues, rehabilitation notwithstanding.
Hey, az önce Pinciottilerdeydim... çitlerden atlayarak yandaki eve geçtim ve açıkça gülüşmeler duydum.
Okay, so I was over at the Pinciottis'... crouched behind the hedge next to the house, and I distinctly heard laughter. Laughter!
Gülüşmeler!
Well, I will tell you what.
[Konuşma ve gülüşmeler]
[Chattering]
[Gülüşmeler sürmektedir] Bize aldırmayın.
[Chattering Continues] Don't mind us.
[Konuşma ve gülüşmeler]
[Chattering, Laughing]
[Gülüşmeler]
- # I fell in love # - [Laughing]
[Gülüşmeler] - Tanrım!
- [Laughing] Oh, my God.
[Gülüşmeler]
- [Laughing]
[Gülüşmeler]
[Laughing, Chattering]
[Gülüşmeler] Eğlenmek.
[Laughs] "Fun."
[Gülüşmeler] Evet!
[Laughing] Yeah.
[Gülüşmeler]
Hey. Yeah! [Laughing]
[gülüşmeler] tamam. şimdi... tersten sayıyoruz... bir yedi... görüyorum.
Okay, okay, okay. Here you go. Enjoy.
Gülüşmeler.
Laughs.
- Ve gülüşmeler.
And laughing.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]