English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ G ] / Güneyde

Güneyde translate English

987 parallel translation
Güneyde Albay Cameron'un kızını misafir etmeyecek tek bir ev yoktur. Doğru.
Why, there isn't a home in all the South that wouldn't welcome the daughter of Colonel Cameron.
- Güneyde bir yer.
- Way down south.
Joe, biraz güneydesin, biraz güneyde.
Joe, you're a little south, a little south.
Ama kızları ve atları eşsiz olan Güneyde yaşamak kesinlikle bir nimettir.
But the gals and the horses can't be beat To live down South is sure a treat
Earl Williams'a benzeyen biri güneyde görülmüş.
A man answering the description of Earl Williams boarded a southbound...
Güneyde olmadığımız ve kız kardeşi olmadığım için şanslı olduğunu söyledi.
He said you're lucky it isn't the South, and that I'm not his sister.
- Hayır efendim, güneyde.
- No, sir. South.
- Güneyde!
- South!
Güneyde.
It is south.
- Keşke Güneyde doğmuş olsaydım.
I wish I'd been born in the South.
Bu gözlemler doğrultusunda yaklaşık bir hafta sonra Güneyde meydana gelecek.
According to observations, this occurs approximately one week later than in the south.
Güneyde, Swanee Nehri boyunca...
( SINGING ) Way down upon the Swanee River
Kısa süre önce yıldızımız olan hanımefendi lütfetti güneyde hit yaptığı şarkıyı söylemeyi kabul etti.
As a favour, the lady who was our star attraction has agreed to give us the song she made the sensation of the South.
18 blok güneyde ve dört blok batıda.
Eighteen blocks south, four blocks west.
Salt Fork'ten ayrıldığımızdan beri güneyde kalan toprakları izliyorum.
I watched the land south of here since we left the Salt Fork.
Nehrin karşı kıyısındaki evinde. 600 km güneyde.
At his home across the river, 600 kilometres south.
Ne iş, ne para var çünkü güneyde bir sığır pazarı yok.
There's no money and no work... because there's no market for beef in the South.
Güneyde, 500 km uzaktaki Belfort'ta Fransız Birinci Ordusu var.
Down at Belfort, over 300 miles away, is the French First Army.
Güneyde inşaat sektöründe çalıştım.
Did construction work down south.
Bu kadar güneyde ne işleri var?
Well, what in blazes would the Cheyennes be doing this far south, Sergeant?
Kuzeyde Danimarka'dan, güneyde lafu Five'a kadar... ... birlikler yola çıkarıyorlar.
They're ordering down units from as north as Denmark... and as far south as lafu Five.
Güneyde mi?
Down south?
Albay Sharpe, buradan birkaç mil güneyde devam eden bir savaş var.
Colonel Sharpe, there's a war going on a few miles south of here.
Ben güneyde iken, hiç yerleşimci aldınız mı güneyden?
Say, while I was south, did any settlers get in from the north basin?
Bazen kara o kadar kuru ve sert olurki, insanlar güneyde ki şehirlere göç ederler.
Sometimes the land is so dry, so hard, people migrate to cities in the south.
Güneyde Panama'ya, kuzeydeyse...
As far south as Panama.
Güneyde çok okurduk...
We had books in the South...
Güneyde bir adaya uçarız, belki Avustralya.
Fly to a south island, maybe Australia.
Güneyde.
Due south.
Güneyde satın almıştım.
I bought it in the south.
Güneyde yaşayan bir Hinkleman ailesi hatırlıyorum.
It seems I recollect a nester family that lives south of here named Hinkleman.
- Güneyde dik kayalıklarda.
- Around the south butte.
Daha güneyde.
Further south.
Dosdoğru güneyde değil mi?
Due south, ain't they?
Sen hiç güneyde güney aksanıyla oynanmış bir Macar oyunu duymadın, değil mi?
You never did hear a Hungarian play played in a southern accent, did you?
Güneyde veba çok kötü.
The plague is worse in the south.
- Güneyde mi? Güneye gitmiyorum.
Pineville's south.
Balayımı güneyde geçireceğim.
But I ain't goin'south on no honeymoon.
Hayır, ben güneyde yaşadım.
No, I lived south.
- Sahil boyunca güneyde ilerliyorlar.
- They're advancing south along the coast.
Kuzeyde nasıldır bilmiyorum ama Güneyde kadınların arada bir yalnız kalmaya ihtiyaçları vardır.
I don't know how it is up North, of course, but down South there are times when Southern women feel the need for privacy.
Daha güneyde duymuştum.
I heard it farther south.
Tüm mal varlığım güneyde olmasa senden yardım ister miyim hiç?
Can I help it if all my assets are down south?
- Güneyde sıkılıyorum.
- I got bored down south.
Güneyde, memleketimde, sonbahar fırtınaları, yedi gece ufku kaplayan, uçsuz bucaksız kıpkırmızı bulutlar ile ayan olurdu.
In the south, where I come from the autumnal storms are announced by an immense crimson cloud which sits on the horizon for seven nights.
Rüzgar perdesi olarak kenarda bir sıra ağaç ve nehir sınırı olarak güneyde birkaç ağaç bırakacağım.
I'll leave a fringe for a windbreak and some in the south quarter for a watershed.
Güneyde kalıyor.
That's to the south.
Güneyde iş arayacağız
We'll look for work in the south
Güneyde o kadar uzağa ordularınızı indirmektense, daha kuzeyde yapmalıydınız bunu. Bir kaç şehri bombalamalıydınız.
Instead of landing your armies so far south you should have landed much further up, you would have bombed fewer cities.
Güneyde bir kasaba var.
THERE'S A LITTLE TOWN TO THE SOUTH
Güneyde, güneyde! Hiç duymadım bir bunlar eksikti zaten!
- Down South.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]