Güneş doğdu translate English
173 parallel translation
# Güneş doğdu, rüzgar esti #
The sun shone and the wind blew
- Güneş doğdu.
- It's sun-up.
Güneş doğdu doğacak.
The sun is about to rise.
Güneş doğdu ve harika bir gün.
The sun is shining and it's a beautiful day.
Artık güneş doğdu, Johnny Rob ve hepimiz mantıklı düşünebiliyoruz.
Now, it's full daylight, johnny rob and we can all think with clear heads.
Güneş doğdu.. her günkü gibi.
The sun, like every other day.
Bataklıkta güneş doğdu.. Yoksa fark etmediniz mi?
It's daylight in the swamps.
Güneş doğdu.
The sun's up.
Güneş doğdu, iş zamanı!
Rise and shine, time for work!
Güneş doğdu bile.
It's already sunup.
Güneş doğdu!
Sun is up!
Güneş doğdu.
The sun has risen.
Herneyse buradasın güneş doğdu yeni bir gün ve tanrının yeşil dünyasında her şey yolunda.
However, you're here, the sun's up, it's a new day, and all's well on God's green earth.
Uyan, Bart. Güneş doğdu heryer ışıl ışıl, küçük adam.
Wake up, Bart. Rise and shine, little guy.
Güneş doğdu demek.
It means the sun is up.
Güneş doğdu.
Well, the sun is up.
Güneş doğdu.
Sun's out.
- Güneş doğdu.
- Rise and shine.
Güneş doğdu. Git.
The sun is up.
Güneş doğdu, kuşlar uçuyor,... işte benim ağabeyim kendi iyi işine gidiyor.
The sun's out, birds is flying, here's my big brother on his way to his good job.
Güneş doğdu.
Rise and shine.
Güneş doğdu da.
It got kind of sunny.
Güneş doğdu.
The sun came up
Güneş doğdu, okul sizi bekliyor.
- Rise and shine! - School's a-waitin'.
Bir bulutun arkasından bütün adayı atdınlatan ikinci bir güneş doğdu.
From behind a cloud another sun came out that lit up the whole island.
Güneş doğdu.
The sun just came up.
Katie? Güneş doğdu.
Katie, rise and shine.
- Güneş doğdu.
- The sun came up.
Sonunda güneş doğdu.
Sun is up at last.
Yine güneş doğdu.
Sun came up again.
Eve geldim, kanepeye oturdum ve bir gün boyunca kıpırdayamadım. Güneş doğdu...
I came home and sat on my sofa and I didn't get up again for days.
Güneş doğdu, kendi ayaklarım üzerinde durdum ve kendi kulaklarımla işittim.
The sun came out, and I walked on my feet and... heard with my ears.
Kalkın, güneş doğdu.
Rise and shine.
Güneş doğdu.
The sun is up.
Güneş doğdu!
The sun has risen!
Güneş doğdu ve beni ısıtmaya başladı.
The sun came up, and it started to warm me.
- Ve güneş doğdu.
- And here comes the sun.
Güneş çoktan doğdu.
The sun is up, you guys!
Güneş doğdu.
Come on.
Ayın 20'si güneş her zamanki gibi doğdu.
The morning of the 20th dawned like any other.
- Güneş henüz doğdu.
- The sun's up already.
Lordum, güneş arenanın üstünde doğdu.
My lord, the sun is upon the field.
Güneş doğdu hanımefendi.
Sun's up, Miss.
Güneş neredeyse doğdu değil mi?
At this hour?
Güneş doğdu ve parlıyor.
Time to rise and shine!
Güneş doğuda doğdu mu?
Did the sun rise in the east?
Niye... güneş, batıdan doğdu herhalde!
Why, the sun must've risen in the west!
- Güneş ne zaman doğdu?
- When'd the sun come up?
Güneş çoktan doğdu, Melinda.
- Rise and shine, Melinda.
Sonra aniden, al yanaklı güzel bir kız çıkageldi. Çiftliğimize güneş gibi doğdu.
Then you came along, a ruddyһfaced girl fresh off the farm
Ve sonra bir gün, güneş yeniden doğdu.
And then one day, the sun came up.