Hallettik translate English
1,547 parallel translation
Sanırım bunu tamamen hallettik.
I thought he was completely contrived.
Bir kaç sorunumuz vardı ama, hallettik.
Well, we were having a few problems but, well, we worked them out.
Hallettik o halde.
Then it is settled.
Tamam o halde, hallettik.
Well then, it is settled.
- Neyse ki çekimi hallettik.
- At least, we got the shot.
- Her şekilde hallettik.
- Either way we're covered.
Neredeyse hallettik, efendim.
We're almost there, Sir.
Sanırım sonunda hallettik.
I think we finally figured it out.
Pompacını hallettik, şimdi sıra sende.
I've dealt with your fuck. Now it's your turn.
Evet, sanırım hallettik, teşekkürler.
Yeah, I think we got that covered, thanks.
- Hallettik.
What happened?
Onları hallettik.
We got'em.
Birini zaten hallettik, diğer ikisi de sorun olmaz, değil mi?
We already took out one ship, what's another two, right?
- CTU ekibini hallettik.
- We took out the CTU team.
Hallettik.
It's done.
Sanırım, işi hallettik.
I think I'm getting the hang of it.
Yemeğin temasını neredeyse hallettik.
We're almost done with the main course.
Tamam, müzik işini hallettik. Çiçeklerin kalanı bir saate kadar gelecek.
Okay, so, we're all set with the music, and the rest of the flowers should be delivered in about an hour.
Galiba hallettik.
- I think we got it.
Karımla ben her şeyi hallettik.
My wife and I got it all worked out.
Hallettik.
We're through now.
Öncelikli yaralarını hallettik fakat, Annenin şiddetli bir beyin travması geçirmiş.
We've managed to stabilizeher immediate injuries, but your mother suffereda severe head trauma.
- Öğrencileri hallettik.
- They've been dealt with.
İşi hallettik.
It's done.
Biz kendi aramızda hallettik.
We've, uh, we've worked it out.
Bu konuyu hallettik biz.
I just brokered this thing.
Yani son seansta hallettik.
So we're done with our last session.
Yeri kontrol ettik, ayrıntıları hallettik.
We check the place out, we finalise details.
Bunu kötü bir şekilde hallettik ve gerçekten üzgünüm.
We handled it badly, and I'm sorry.
Hallettik.
Done.
Ve hepsini hallettik. Chuck ve Olive aynı anda gizli bir şüpheye düştüler. Kendi kendilerini kandırıyorlardı.
Chuck and Olive had simultaneous and sneaking suspicions that they were fooling themselves.
Sanırım hallettik.
Think we got it.
Neredeyse hallettik.
We're almost there.
- İşi hallettik.
- We took care of that.
Ooh, bunu çok kolay hallettik. Ne?
- Ooh, I slid that one right by her.
Her şeyi hallettik.
All sorted.
Hallettik.
We got it.
İşimizi hallettik.
Okay, Roz, we've got what we need.
Chuck, görünüşe göre Ned ve ben her şeyi hallettik.
Well, Chuck. Looks like Ned and I worked the whole thing out.
- Biz hallettik. - Bir de ben baksam?
- Yeah, we got it covered.
Hallettik.
Pull!
Hallettik.
We've got it.
Tamam. Hallettik.
I've got it.
Hallettik.
I've got it.
Biz o kadar her şeyi güzelce hallettik ki sizler...
We wrapped everything up so nicely so that you guys could...
Bununla ilgili sorunumuzu hallettik sanıyordum.
I thought we'd been through this.
Ama bu öğleden büyükannemin mezarına ziyaretime benimle geleceğine.. söz verdi, yani sanırım hallettik.
But he promised he'd go with me to put flowers on my grandmother's grave this afternoon, so i guess it's all right.
Çoktan hallettik bile.
Already covered.
Öyle bakma, işin zor kısmını biz hallettik.
Hey... Don't look at us - we did the hard part.
Hallettik.
Scotty wasn't expecting them.
Tamam, hallettik.
Okay, don't overdo it, though.
hallelujah 92
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğim 67
halledeceğiz 34
hallediyorum 27
hallederim 113
halledebilirim 49
hallettin mi 27
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğim 67
halledeceğiz 34
hallediyorum 27
hallederim 113
halledebilirim 49
hallettin mi 27