Hamster translate English
788 parallel translation
- Hiç yararı olmuyor, canım.
Look, do you want that little hamster to live or not?
Şimdi hamster gibi tıkınıyor.
Now he's stuffing it away like a hamster.
Hamster'ım mı?
Look, a hammer! - My hamster?
Hayır, hamsterını değil.
- No, not your hamster.
Hamster'ınla nasıl çivi çakabilirim ki?
How can I knock a nail in with your hamster?
Senin annen bir hamster... ve baban da çürümüş vişne kokuyor!
Your mother was a hamster... and your father smelt of elderberries!
Nedir o? Hamster mı?
What is that, a hamster?
- O bir hamster.
- It's a hamster.
O bir köpek değil, hamster.
Not a dog. Hamsters.
- Hamster yemi.
- Hamster food.
- Hamster kafeslerimiz var.
- We have hamster caskets.
Hamster'ım. "Güverçin."
- Is my hamster. "Piggy-on."
Hamster mı?
- Hamster?
- Yok, yok, hamster.
- No, no, is hamster.
Hayır, hamster o.
No, is hamster.
Özel bir hamster türü bu.
Is a special kind of hamster.
Sibirya'Suyolu'Hamster'ı. "
Is Filigree Siberian Hamster. "
Sibirya'dan gemilerle gelen... bir sürü'soylu'hamster vardı.
A lot of pedigreed hamsters came over on ships from Siberia.
Hamster olmak!
- No, no!
- Hamster olmamak.
Is hamster!
Hamster'lar küçüktür ve okşarsın.
- Is not hamster. Hamster are small and cuddly.
O, hamster'ımı almak.
He take my hamster!
Sibirya hamster'ı... Suyolu.
Is Siberian Hamster, Filigree.
Yok birşey... yalnızca bir Sibirya hamster'ı.
It's all right, it's only a Siberian Hamster. Just getting rid of it.
Polly, Polly! O, hamster'ımı almak.
- Polly, Polly!
Ne?
He take my hamster. - What?
Bay Fawlty hamster'ımı almak!
Mr Fawlty take my hamster!
O kadar üzüldü ki, sarhoş olup çocuğunun hamster'ını yedi, tadı uskumru gibiymiş.
Got so upset, got drunk, ate his kid's hamster, said it tasted like a mackerel.
Hamster tipi fare beslemek büyük sorumluluk taşır.
Hamsters are a big responsibility.
Ve kimse hamsterımı beslememiş!
And nobody's fed my hamster!
Bence "Özel Devriye Ekibi" bir hamster için aptalca bir isim.
I think Special Patrol Group is a stupid name for a hamster.
Bu hamster'ı daha sık beslemelisin.
You should feed that hamster more often.
Çocukluğumdaki hamsterimi hatırlatıyorsun bana.
You remind me of this hamster I had when I was a kid.
- Sana bir hamsteri mi hatırlatıyorum?
I remind you of a hamster? Yep.
Çünkü Faceman, makinelerden ancak bir kafes dolusu hamster kadar anlar.
Because Faceman, he's about as mechanically inclined as a cage full of hamsters.
Evet. Ona hamsterıma bakabilir mi diye sordum ve bakabileceğini söyledi.
I asked her if she could look after my hamster and she said she would.
Erica ve hamster nasıl?
FACE : How's Erica and the hamster?
Bu bir Hamster.
it's a hamster.
- Biliyorum ve hatta hamsterın da.
- I know, and your hamster.
Şey gibi... hamster.
Only, it's more like... A hamster.
Kuş Bertie, şişman hamster Neville hariç hepsi.
Bertie the bird, everyone except Neville the fat hamster.
- Hamster.
- Hamsters.
Kobayımdan alışkınım.
I practiced on my hamster.
- Benim fare kapanım.
- My hamster cage.
Bir Numaralı Hamster'a bir staphylococci virüsü enjekte edilidi.
Hamster Number One has been infected with a staphylococci virus.
İki Numaralı Hamster ise kontrol hamsterı.
Hamster Number Two is the control hamster.
Selam küçük kontrol hamsterı.
Hi, little control hamster.
İğrenç Amerikan kahvesi geceleri bir fareyi bile uyanık tutamaz.
Lousy American coffee couldn't keep a hamster up at night.
Çocukken Mika adında bir farem vardı.
When I was a kid I had a hamster named Mika.
- Ne?
The sodding hamster's dead!
Tekerleðin içindeki küçük fare bazen uyuyakalabiliyor.
Sometimes the little hamster falls asleep in the wheel.