Head translate English
109,630 parallel translation
İdrak etmekte bile zorlanıyorum.
I... I can't even wrap my head around this.
Başını yastığa koy.
Head on the pillow. Head on the pillow.
- Zika kapıp küçük kafalı olmak istemem.
- I don't wanna get a Zika head.
İyi sabahlar şişkin, sersem kafa.
Good morning, woozy-oozy head.
Başına dikkat edin.
Whoa, whoa, whoa, watch his head.
Siktir et başını.
Fuck his head.
YIK'nın başkanı, rehineleri salıverip isyanı bitirirsem bana izin verecek.
Head of MCC say he will give me furlough if I released the hostages and ended all of this.
Önünde koca bir tas spagetti, başının üzerinde bir köfteyle şirin fotoğraflarını çekemeyeceğim.
Take those cute photos of him with a big bowl of spaghetti, with a meatball on top of his head and... and...
Kendisi satın alma müdürü, nerenin dersiniz?
She's the head of purchasing for, wait for it...
Ve başmüfettişten başsavcıya kadar kimse Dr. Dominico Scarpa ismini ciddiye almadı öyle mi?
And you're saying that everyone from the lead investigator to the head prosecutor dismissed this Dr. Dominico Scarpa's name out of hand?
Roan yine de başını istiyor.
Roan will still want her head.
Kafana dikkat et.
Watch your head.
Belki omzunuzda ağlarım.
Suppose I burst out crying and put my head on your shoulder.
Parlak zihnini kasvetli düşüncelerle doldurma.
Don't fill your brilliant head fill with gloomy thoughts.
Hepsi kafanda.
It was all in your head.
Kafamda milyarlarca dolar değerinde bilgi var.
I have information in my head worth billions of dollars.
Ellerini kaldır.
Hands on your head.
Mahkeme beş ay sürdü. 20'den fazla kelle avcısı peşindeydi.
Trial lasted five months, no less than 20 bounties on his head.
Hepsi kafasında.
It's in his head.
Kafanda o kadar para varsa.
You got all that money in your head.
Kafandaki.
What's in your head.
Kafanızda terfi hayalleri dans ederken ünlü Doktor Albert Einstein'ı sorgulamanız istendiği için koltuklarınız mı kabardı?
- Albert, please. - Flattered to be asked to interrogate the famous Dr. Albert Einstein with visions of promotion in your head?
Doktor Einstein... Bayan Frothingham diyor ki görelilik, bir iğne başında dans eden meleklerin sayısından daha çok pratik öneme sahip değilmiş.
Mrs. Frothingham suggests here that relativity is of no more practical importance than the number of angels dancing on the head of a pin.
Size veya Bayan Frothingham'a göre bir iğne başına kaç melek sığabilir ve yine de dans edecek yerleri olur?
How many angels do you, or Mrs. Frothingham, imagine could fit on the head of a pin... and still have room to dance?
Ellerini başını üstüne koy!
Hands on your head!
Doğruca çıkış noktasına.
Head to the extraction point.
Orası, Connor güvenliğin başından emekli olduktan sonra geçici haydutların yol geçen hanına döndü.
It's been a revolving door of interim thugs ever since Connor retired as head of security.
- Ama Mary dedi ki, Bobby Dean'in akıntıda yüzen kafasını görmüşler ve şöyle sallanıyormuş...
Yeah, except Mary said that... they just saw Bobby Dean's head floating in the water, just bobbing all like...
Bir silahı sırtıma, bir diğerini de kafama dayadılar.
I mean, Wendy, they... they had a gun at my back. Another one on my head.
Yoksa kalın kafanda tutamayıp unuttun mu?
Or did your thick head just forget?
Önce FourSeasons tatil köyündeki bir evi göstereceğim, sonra da Cedar Crest'e gideriz.
So, I'm gonna take you to see a place at the Four Seasons, and then we'll head over to Cedar Crest.
Onları doğrama kütüğüne götürdüğünde kafalarını olabildiğince uzatırlar.
When they feel their head on the chopping'block, they actually stick their fuckin'necks out.
Sürekli düşüncelere dalıp gidiyorum ve devasa büyüklükte...
I'm just in my head all the time, and... I'm just...
Katılacakların sayısı belli mi?
Did you decide on a head count?
Her konuda herkesin kafasını karıştırmaya çalışıyor.
Fucking plays head games with everyone about everything.
Salak mısın sen?
What are you, soft in the head?
Başını buraya koyacaksın.
You just put his head here.
Başını tam ortaya koyarsan onu bu taraftan sarabilirsin.
If you just put his head there in the middle, you can... kinda... wrap this one side around him.
Başına mı vurdun?
In the head?
Keskin olmayan bir cisimle kafasına vurulmuş.
Blunt force head trauma.
- Oturup başını dizlerinin arasına koy.
Place your head between your knees and sit down.
Var ya, başım öldürüyor beni.
Oh, God, my fucking head is just killing me.
Kafamı boşaltmak için arabayla dolaşmaya çıkmıştım sadece.
Just went for a drive to clear my head.
Kafası ezilmişti.
His head was crushed.
Marco'nun kafası paramparça olmuştu.
Marco's head was smashed to shit.
Polisler kafama çok sert vurdu.
The cops fucking bashed my head.
Of, başım.
Oh, my fucking head.
Gerisini sen kafanda kuruyorsun.
The rest of it is going on inside your head.
- Geri dönmemiz gerek.
- We gotta head back.
Battaniyeyi kafasına kadar çekmiş.
And he pulled the blankets up over his head.
Şans Kurabiyesi, Ethel'i ringin dışına atıyor.
Fortune Cookie just head-scissored Ethel out of the ring.