English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ H ] / Healthy

Healthy translate English

8,245 parallel translation
İlk olarak narkoz verip, ölü dokuyu aldıktan sonra elastik ligatür ve McGraw yöntemiyle sağlıklı bölgeleri birleştireceğiz.
Once the patient is anesthetized, we'll remove the necrotic areas and then, using elastic ligatures and the McGraw method, unite the healthy areas.
Sürece sağlıklı ve doğduğunda orada ı'm olarak, Bu ilgili tüm ı bakım var.
As long as it's healthy and I'm there when it's born, that's all I care about.
Vitaminlerle ve sağlıklı yağlarla dolu.
It's loaded with vitamins and healthy fats.
Sağlıklı şeyler.
Something healthy.
İsviçreliler çok sağlıklı insanlardır.
The Swiss are a very healthy people.
Şimdi de sağlıklı karaciğer dokusunun tümöre değen kısmını kesip buradaki tüm damarları bağlayacağız.
We will now bisect the healthy liver tissue leading to the tumor and tie off all blood vessels contained within.
Ya da sadece tümöre giden damarları boğup sağlıklı dokuyu ellemeyebiliriz.
Or we could simply strangle the vessels leading to the tumor and not bother the healthy liver.
Şimdi tümörü çevreleyen sağlıklı karaciğer dokusunu kesip bölgedeki tüm damarları bağlayacağım.
I will now bisect the healthy liver tissue leading to the tumor... and tie off each blood vessel contained within.
Sağlıklı olduklarına emin oluyorum.
I make sure they're healthy.
Prosedür doğru uygulanırsa zararlı hücreleri öldürmekle beraber, sağlıklı dokuya zarar vermez.
But if done correctly, the procedure claims to kill all the malignant cells without disturbing the healthy tissue.
SağIıklı.
Healthy.
Ama sen sağIıklı görünüyorsun.
But you... you look healthy.
- Sağlıklı beslenmeye söz verdin.
- You agreed to eat healthy.
Senin sağlıklı beslenmeni kabul ettim.
I agreed you should eat healthy.
Haftalardır tek bir sağlıklı insan görmedik.
We haven't seen a healthy human being in weeks.
Bu kombinasyonun neresi sağlıklı?
What part of that combination is healthy?
Sabah sağlıklı olanlar geceleyin ölüyordu.
People who were healthy at sunrise were dying by nightfall.
Bir seri katile takıntılı olmanın sağlıklı bir şey olduğunu cidden düşünüyor musun?
I mean, you really think it's healthy to have an obsession with a serial killer?
Hiç sağlıklı değil.
It is not healthy.
Bu konuda hiçbir şey sağlıklı değil ki.
Nothing about this is healthy.
Sağlıklı ve zinde olmalısın.
You gotta stay healthy and sharp.
Sağlıklıydı.
Healthy.
Uzun ömürler, Nathan.
You stay healthy, Nathan.
Burada bulunan bir parçam, iyileşen bir parçam, dış dünyayla temas etmem gerektiğini düşünüyor.
Part of me being here, part of me getting healthy is they think I need to have contact with the outside world.
Ve sen mutlu, sağlıklı bir çocuktun.
And you were a happy, healthy child.
Sizce bu kadar ön yargı barındıran ve çete savaşlarını kutlayan ifadelerin Hip-Hop'ta bu kadar yaygın kullanılması genç vatandaşlarımız için sağlıklı mı?
Do you think that the misogyny and celebration of gang warfare that's so prevalent in Hip-Hop music is healthy for our nation's youth?
Anayasamızın birinci değişiklik maddesine uyan her şey ülkemiz için faydalıdır.
Well, anything that expresses the first amendment is healthy for our country.
Sağlıklı birlikteliklerin anahtarı iletişimdir.
Communication is the key to any healthy relationship.
İşte dalağı, sağlıklı görünüyor.
There's the spleen. Looks healthy.
Detroit'in kendisi gibi sağlıklı ve canlı.
As healthy and vibrant as Detroit itself.
Şimdi izin verirseniz, gözümün ucuyla sağlıklı bir şişman aşağılanmasını hakeden bir şişman gördüm.
Now, if you'll excuse me, out of the corner of my eye I see a fatty who could use a good, healthy fat shaming.
Bu bir emirdir, hastalığı kapanlar sağlıklı olanlardan ayrı tutulmak zorunda.
This is an order, infected and the healthy people need to be separated.
Sence de geldiğimiz şu noktada birbirimize haddinden fazla bel bağlamış değil miyiz?
Don't you think we've got to the place Where we rely on each other too much for it to be healthy?
Pekala, bunun sağlıklı olduğunu düşünmüyorum.
Okay, I don't think this is healthy.
Bu sağlıklı bir ilişkinin göstergesidir.
That's a sign of a healthy relationship.
Çok sağlıklısın.
YOU LOOK VERY HEALTHY.
İyileşmesi için dua edin ve onun başına gelenler hepimize ibret olsun.
Pray for her to get healthy and let her example be a reminder to us all.
Biftek demir bakımından zengin. Sağlıklı olmak için demire ihtiyacımız var.
Steak is rich in iron, we all need iron to stay healthy.
Sağlıklı bir alışkanlık değil.
It is not a healthy habit. Well...
- Yok ya turp gibiyim.
- Yes! I'm healthy as a horse.
Sağlıklı değil yani.
I.E., not healthy.
Sağlıklı görünüyordu.
I mean, she sounded really healthy.
Ve iyileştim, tekrar sağlığıma kavuştum, ve ne biliyor musun?
And I got better, and I got healthy again, and you know what?
Saðlýðýn yerinde.
- That's good, Dad. Healthy.
Sıra dışı bir tahminde bulunup sağlıklı beslenmediğini söyleyeceğim.
And I'll just go out on a limb here and guess that your diet isn't particularly healthy.
Şu anda kızımı iyi ve sağlıklı tutabilmek için yapabileceğim her şeyi yapıyorum, ve senin sorununla ilgilenmiyorum.
Right now I'm doing everything I can to keep my daughter well and healthy, and I'm not getting involved in your trouble.
- Bu sağlıklı değil.
- It's not healthy.
Vejetaryen ve sağlıklı.
Vegetarian and delicious. Healthy too.
Sence burası çocuğun için sağlıklı bir yer mi?
Do you think this is a healthy place for your child'?
- Raporu imzalayın, ben iyileştim.
Please write the report that I am healthy.
Boris, onayına ihtiyacım var İyileştim. İmzala!
Boris, I need a referral I'm healthy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]