Hears translate English
2,299 parallel translation
Perdenin arkasına saklayacaksın. Tıpkı hamlet'teki Polonius gibi dostum.
Until she hears everything, just like polonius in hamlet, my friend.
Benim FBI dediğimi duydu, panikledi, ve o da güzel ve eski Nick Caddesi'nde havaya uçtu, ama onun izini sürmemizin hiçbir yolu yok.
He hears me say "FBI," he panics, and he blows up good old St. Nick, but there's no way to trace it back to him.
Sadece duymak istediklerini duyuyor.
He hears what he wants to hear.
Mcellon bir ses duyuyor ve buraya geliyor.
So, mcellon hears a noise, then he comes in.
Eğer halk bunu duyarsa büyük çaplı bir paniğe neden oluruz.
If the public hears about this, we'll have a full-scale panic on our hands.
Siren seslerini duyar ve Bernie'nin işini bitiremeden oradan ayrılır.
He hears the sirens, and he leaves before he can finish Bernie off.
Annen Jack konusunu öğrendiğinde kızacaktır.
Your mother will be very upset when she hears about this, Jack.
Yani onları kimsenin duyamayacağı bir yere sakladı.
So he hid a family where no one hears them call for help.
Sizi herkes dinliyor. Odama gireceğinizi daha önceden bilseydim, duyuru sistemini devre dışı bırakırdım.
Everybody hears you, but next time I wish you'd warn me before you come in so I could turn off the PA system.
Böyle konuşup şımartıyorsun kızı.
She hears such things and she thinks she is special.
Ne kadar başarılı olduğunuzu duyunca gelmeyecek anlamına gelmez tabii bu.
That's not to say he won't, when he hears how well you're doing.
Onu uyandırmak istemem.
If he hears us talking will it disturb him?
Herkesin duyduğu her zamanki hikaye budur.
'That's the usual story one hears.
Bay Mitchell bunu duyarsa başım büyük belaya girer.
Mr. Mitchell hears about this and I'm in big trouble.
O halde, Go Mi Nam'ın durumunu duyup anlarsa kötü hissetmemesi olası.
Then, if he hears Go Mi Nam's situation and understands, it's possible he won't feel bad?
Herkes, her zaman seni duyuyor!
Everyone always hears you.
Eğer kimse bilmezse, bir savaş başlamayacak.
It won't start a war if nobody hears about it.
O ise müziği çok yakından duyar.
He hears the music up close.
Ben hala kız arkadaşı, eski arkadaşı ile yatınca çıldıran Amerikan erkeklerindenim.
I'm still this dumb American who freaks out when he hears his lover having sex with someone else.
uyandırıldığımda nasıl olduğumu bilirsin.
Cary, baby hears. I was sleeping, I just wake up, you know how I am.
Herkes hikayeler duyar.
Everybody hears stories.
Hep sıradışı şeyler duyarım.
One always hears the most extraordinary things.
Tanrı'nın Cennet'ten duyduğunu biliyorum.
I know God in Heaven hears.
Sadece delirmiş insanlar sesler duyar.
Just-insane hears voices.
Düşüncelerimi duyuyor.
He hears my thoughts.
Ve eğer duyarsa?
And if it hears?
Allah kendisine hamd edenleri işitir.
Surely Allah hears whoever praises Him!
Seni görür ve duyar.
He sees and hears you.
Duyarsa- -?
If he hears?
Samarpreet'in hıçkırıklarını duyan kişi Pawan'ı çok seven biri.
The one who sobs when she hears about Samarpreet.. And the one who loves Pawan a Iot!
Ya birisi duyarsa?
What if somebody hears?
Bir şeyler duyan sadece Wendell değil.
Wendell is'int only one who hears things.
Kimsenin duymadıkları duyup, görmediklerini duyduğum için mi?
It's'cause I see an'hear what nobody else sees an'hears?
İşine geleni duyar anca.
She hears what she wants to hear.
Kulakları duyuyor sonuçta, niye dinlemesin ki?
She hears just fine so why wouldn't she listen?
"Beni sadece dinleyen değil söyledikleri anlayan birini istiyorum" gibi. Doğru.
So, Iike, I want someone who hears me, not just listens, but actually gets what I'm saying.
Son olarak jürinin, Spencer Hightower'ın... söylediklerini dinlerken yüzünü görmelerini istiyorum..
I want the last thing the jury sees and hears... is to be Spencer Hightower's face and what he has to say.
Bunu duysa anında sutyenini çıkarır!
When she hears that... Her bra will fly right off!
- Bizi duyuyor.
~ He hears us.
Stan bunu duyana kadar bekle.
Wait'til Stan hears about this.
Koridorda duyduğu her ufacık seste muhtemelen ne zaman içeri gireceğimi merak ederek küçücük başını sağ sola sallıyordur.
At every little noise that she hears... in the hallway, she's probably cocking her little head... to the side... wondering when I'm gonna come in.
Bu sesi duyduğunda, 20 km'den koşup geliyor.
He hears that sound, he'll come running 50 miles away.
Bir gün eve geldi ve yatak odasından gelen o garip sesi duydu.
She comes home one day... and she hears this strange sound, coming from the bedroom
Ve kızının odasından gelen... aynı cızırtıyı o da duydu.
And hears thame same buzzing sound coming out of his daughter's room...
Dişi olanlar bunları duyar, ama eğer onları kabul etmiyorsa, duymamış gibi yaparlar.
The female hears their return sounds, but pretends not to hear them if they don't want to accept them.
Ve eğer sesimi duyan birisi varsa kapıyı açsın içeri geleceğim... "
"And if any man hears my voice and open the door, I will come in..."
Ve eğer sesimi duyan birisi varsa kapıyı açsın yanına geleceğim ve onunla akşam yemeği yiyeceğim.
"And if any man hears my voice and open the door, " I will come in to him, and will sup with him, "
Bizi duyuyor.
It hears us.
Başkalarıyla beraber olduğumu duyarsa kıskançlıktan çıldırır.
if he hears I'm with other men, he just gets wildly jealous.
Eve hırsız girdiğini ve bunu duyduğunu düşünsene.
Imagine when a burglar comes over and hears that.
Hergün bu yoldan geçtiğini ve seni iki sesli şarkı söylerken duyduğunu söyledi.
He says that he passes this way everyday.. .. and hears you singing in two voices.