Hearts translate English
6,816 parallel translation
â ™ ª Kalplerimizi çok uzun zamandır arıyoruz â ™ ª â ™ ª İkimiz de biliyoruz... â ™ ª
♪ Searching our hearts for so long ♪ ♪ Both of us knowing ♪
Allah yardımcıları olsun.
Oh, bless their hearts.
Hiç o kadar kırılgan damar görmemiştim. Kalp hastalıklarıyla o kadar uğraşmama rağmen.
I've never seen vessels that friable, and I've been around a lot of diseased hearts.
Kalbimizin istediğini şimdi yapmamıza engel olan ne?
What is there to stop us from declaring our hearts now?
Bir az önce 12 tane başparmak ve 4 tane kalple birlikte evet dedin.
Well, you just said yes with 12 emoji thumbs-ups and 4 hearts.
İşin doğrusu beyler, burada kurban bizleriz. Kalpleri çiğnenen ve kırılan bizleriz.
The truth here, gentlemen, is that we are the victims, we are the ones that had our hearts tromped upon and broken.
Kırık kalplerini onarabiliriz.
We could fix their broken hearts.
Kalpleriniz üzülmesin.
" Let not your hearts be troubled.
Kalplerini sana vermeye hazırlar, Gerçek kraliçeye.
They are ready to give their hearts to you, the true queen.
Bizi, kalplerimiz nereye yönlerdirdi.
Look where our hearts have led us.
O Tanrı'nın yanında artık Bayan Mirga, ve de bizim kalplerimizde.
He lives on with God, Mrs. Mirga, and in our hearts.
Onlara tam destek veriyorlar. Eğer biri bunu çalıştırabilirse bu baraj lanet olası Helmand'ın yarısına elektrik tedarik edecek.
Talk about hearts and minds this joint would supply electricity to half of bloody Helmand if someone could work out how to turn it on.
Birbirimizin kalbini kırarız.
We break each other's hearts.
* Gösteriyoruz *
♪ Hearts ♪
Tüm kalbimizle.
With all of our hearts.
Dünyanın her köşesinden kalp uzmanları getirttim.
I brought in people from all over the world just to study hearts.
Kral James onların kalplerine korku salmam gerektiğini emrediyor.
King James commands that I should strike terror into their hearts.
Algernon Sidney'in sözlerini yüreğinizde tutun ki, sonsuza dek yaşasınlar.
Hold Algernon Sidney's words in your hearts and they will live forever.
Birçok madalya, iki tane mor kalp dahil.
Multiple decorations, including two Purple Hearts.
Kalp şeklinde yapmışsın.
Oh, look, you made hearts.
Kar eridi, fakat new yorkluların kalpleri erimedi.
Well, the snow's melted, but not the hearts of new yorkers.
İnsanların özünde iyi olduklarına inanmıştır.
He believed that, in their hearts, people were basically good.
Üç kız, üç kavga ve iki kırık kalp. Matty ile kavga etmekten yorulmuştum.
Three girls, three fights, and two broken hearts.
Kalplerini kazanmalı ve akıllarına girmeliyiz.
We got to win over their hearts and minds.
# Kalbin nasıl çalıştığına yabancı değilim. #
"I'm no stranger to how hearts work"
# Nereye gidersem gideyim, kırık bir kalbin izi var. #
"There's a trail of broken hearts wherever I go"
# Kalplerimizin yolu bir. #
"Our hearts'paths are one"
Sizinle iş yapmayı tercih ettim,... çünkü artık bana dedektif olarak verilen İngiliz dönmelerin ve süslü tiplerin,... kalplerine ve ciğerlerine güvenim kalmadı.
I decided to use you men because I couldn't trust the hearts and the livers of the English pansies and posies they'd given me as operatives.
Kalpler.
Hearts.
Küçük kalp süslemeli.
With little hearts.
Kalpler elektriksel nabızla çalışır.
Hearts work on electrical pulses.
Çünkü aklınız hazır değil, ve kalbiniz temiz değil.
'Cause you minds ain't ready and your hearts not open.
Birçok katille tanıştım. Benim zamanımda çoğu sulu gözlü korkaklardı. Ama zamanı geldiğinde hepsi kalplerinin içindeki karanlığı kabul ederlerdi.
I have met many a craven killer, many a sniveling coward in my time, but every one of them could admit the blackness in their own hearts when the hour came.
Ruhları şâd olsun.
Bless their hearts.
Sonra da her zamanki gibi kadınları incitebilmeye devam edeceksin.
And you'll go on just like before, breaking hearts.
Ve kalbimi anca dört gözlü ve iki kalpli bir kız bularak geri verdi.
And it took a woman with the vision of four eyes to find it, and the love of two hearts to give it back to me.
Seni temin ederim ki her hamile kadın iki yürek taşır mabedinde.
To the shore, you In the ocean, we And every pregnant woman carries two hearts
Ama daha az ahlâki amaçlarımın ötesinde egomun ötesinde, hatta mirasımın ötesinde kalbimin derinliklerinde Daniel Holden'ın bu kızı öldürdüğüne inanıyorum.
But beyond the less pure motives I may harbor... Beyond my ego, my legacy even, in my heart of hearts, I believe Daniel Holden killed that girl.
Ayrıca Ted, şuna da inanıyorum. Kalbinin derinliklerinde bir yerde bu düşünce bir kere bile olsa aklına geldi.
And I also have to believe, Ted, that somewhere in your heart of hearts, you've at least entertained that notion.
Kalbinin derinlerinde.
In your heart of hearts.
- Göz bebeklerin kalp şekline döndü de.
God, your pupils have turned into cartoon hearts.
Kalbi, balonları ve şu mumları da alın.
Now! No hearts or balloons.
Kalplerimiz size karşı sevgiyle dolu hâlâ.
We still have love in our hearts for you.
Brezilya'nın bütün hayvan aileleri içinde özellikle bir tanesi Vahşi Brezilya ekibinin kalbini kazanmıştı.
Of all Brazil's animal families, one in particular captured the hearts of the Wild Brazil team.
Ryan ve Jay ikisini de yürekleriyle savaştılar.
You know, Ryan and Jay both fought their hearts out.
Sizleri üniversiteye zihniniz, kalbiniz ve ruhunuz açık bir şekilde hazırlamak için.
To get you ready for college with open minds, open hearts, and open souls.
Yani yurt dışındaki kadın analistlerin kafasını ve kalbini karıştırmayı bırakıp önemli işler yapmak için geri döndü.
Back from his busy life of corrupting the hearts and minds of female analysts abroad to doing so domestically.
Kanıtlara hitap eden davalar vardır ve bir de insanlığımıza hitap eden, karar verirken kalbimize seslenen davalar.
There are cases that speak to evidence, And then there are cases that speak to our humanity, Begging our hearts to decide.
Sineklerin kalbi nasıl çalışır biliyor musunuz?
Do you know how fly hearts work?
Buradaki stratejik amaç, bu rejime meydan okumaya niyetli herkesin yüreğine korku salmak.
The strategic goal is to strike fear into the hearts of anyone contemplating a challenge to this regime.
Kafamızla düşünmeliyiz.
We can't think with our hearts.