Heh heh translate English
5,236 parallel translation
Ne zaman uyusan onu tavlayıp ona şekerleme getiriyorsun oğlum.
Heh heh! You chat her ass up and bring her candy every time you do a drop-off, man.
Kayboldum.
I got lost. Heh heh.
Bunlara ihtiyacım olacak.
I'm gonna need these. Heh heh.
Çünkü resmen adı konana kadar hâlâ umut vardır ve umut... Umut seni her türlü gerçekçi olmayan senaryoya sokabilir.
Well, because until it's officially out there, there's still hope, and hope--heh heh heh- - hope can trick you into all sorts of hilariously unrealistic scenarios.
Gözünü çıkarır vallahi.
Heh heh. She'll shoot your eye out.
Heh.
Heh.
- Heh.
- Heh.
Heh-heh-heh.
Heh-heh-heh.
Heh!
Heh!
Heh...
Heh...
Homer, bu durumda yapman gereken... en iyi şey içmeye devam etmektir. Heh.
Homer, the best thing for you to do in this situation is keep drinking.
Her şeyimi sana borçluyum.
I owe you everything. Heh. ♪... a bottle of gin is a rose of a different name ♪
Alice nerede? FBI'da aynı soruyu soruyor.
Where's Alice? Unh! Heh.
Seni internette araştırdım.
I searched you online. Heh.
Kendimle ne yapacağımı bile bilmiyorum.
I barely know what to do with me. Heh.
Artık uyanıksın Şef.
Heh! Well, you are now, Chief.
Çok şirinsin.
- That's very cute. - Heh.
Thea!
Heh.
Fazlasıyla... Hah, fazlasıyla kayıtsız görünüyor.
It seems so... heh, it seems so indifferent.
Regal belki.
Heh. Regal, maybe.
Belki de haklısın.
Heh. Maybe you're right.
Çok geç dostum.
- Heh. Too late, fancy-pants. You got it.
Eğer ben ölürsem sen de ölürsün.
If I die- - heh, heh, heh- - you die.
Korkarım romantikliğimizi mahvettin, Ryan.
Heh. I'm afraid you've ruined our romance, Ryan.
Tamam, oldu işte.
Okay. Here. Heh.
Bilirsin işte kanserojen maddeler var ya.
Well, you know, all those carcinogens. Heh.
Ben de tam seni arayacaktım.
Hey! I was--heh--just about to call you.
- Belki sen onları teşvik edebilirsin.
Maybe you can inspire them. Heh.
Haklısın aslında.
Heh. You know, you're right.
Tamam, 1806 teknik olarak doğru olabilir ama imparatorluğu tam anlamıyla bitiren Vestfalya Antlaşması'ydı.
Heh. Well, 1806 may technically be right, but it was the Peace of Westphalia that truly ended the empire, and that was in 1648.
Hayır.
No. Heh.
Endişelenme, detayları kendime saklarım.
Heh. Don't worry.
Yani bana.
Heh.
Elena hep istediğim bir hayata sahip oldu.
Elena had the life I always wanted. Heh.
Sen de öyle.
Heh. Yeah.
taamam.
Ok. Heh.
Caroline burada olsa yolun kenarında garson hizmeti de veren bir büfe olurdu, bir de gökkuşağı.
Heh. If Caroline was here, we'd have a fully catered buffet on the side of the road and a rainbow.
Olur, neden olmasın.
Hmm. Heh. Yes.
Daha onunla 5 dakika bile yalnız kalamadım.
Heh. I haven't spent 5 minutes alone with him.
Yapsana.
Heh. Do it.
Gitmeliyiz.
Heh, we should go.
Pekala.
Heh? All right.
Bunların emici olduğuna şüpheliyim, heh?
I doubt these are super-absorbent, huh?
Bu sarmalar kaçtan gidiyor, heh?
How much these little rollies goin'for, huh?
- Bu çok saçma.
- Heh.
Ve sana...
I mean, I had this... Heh.
Haruyama yine sinirlenmiş.
Heh. Haruyama's pissed off again?
- Phonthong Hapishanesi'nde 4 ay geçirmemiş miydin?
Heh. Didn't you spend like four months in Phonthong?
Bu rol tam olarak senlik yani.
You are perfect for this part I'm casting. Heh.
Ben de kendime hep aynı şeyi soruyorum.
I was just asking myself the same thing, heh.
Tanıştığıma memnun oldum.
Nice to meet you, heh.