Helo translate English
366 parallel translation
Sibella'nın yalan söyleme becerisinin dahi sınırlarının zorlanabileceğini düşünmekten kendimi alamadım.
I could not helo feeling that even Sibella's capacity for lying was going to be taxed to the utmost.
- Merhaba Gervaise.
- Helo, Gervaise.
Phil, seni helikopterle hemen oraya göndereceğiz.
Phil, we can get you out there by helo immediately.
Teğmen Bloome Bana kalkış güvertesinde Acilen rapor versin.. Peki efendim.
Have Lieutenant Bloome report to me on the helo-deck immediately.
Atlamamız lazım, yoksa helo ile yere çakılırız.
The engine was hit, we'd better jump in the water.
"Hello-733"'ün pervaneleri dönüyor.
Helo-733, rotating.
Helikopteri kaybettim!
I lost the helo! - What?
Görevimiz, helikopterden küçük bir koya atlayıp... piyadeler gelmeden önce keşfe çıkmak.
Our mission is to helo-cast into a small bay and recon before the Marine landing force.
Uçuş güvertesi, helikopter kalkışına hazır olun.
Flight deck, prepare to launch helo.
Bravo Altı, bilginize, İkmal helikopteri şu anda başlangıç mevziinde.
Bravo Six, Bravo Six, be advised, re-supply helo is inbound at this time.
Alo?
Helo?
Burası Birleşik Devletler Donanma helikopteri size doğru geliyoruz! Beklemede kalın!
This is United States Navy helo approaching your position!
Kuveyt Yıldızı, Burası ABD Donanma helikopteri.
Kuwaiti Star, this is US Navy helo.
Helo gelene kadar güvertede toplanmış olacaksınız.
You are to report to the mess deck prior to the helo's arrival.
Güvertede bir heli var, galiba.
Looks like one helo on deck.
- Alo?
- Helo?
Ordu helikopteri-1, burası Atlanta toprakları.
Army helo-1, this is Atlanta Ground.
- Merhaba?
- Helo?
- Alo.
- Helo.
- Selam, Morty.
- Helo, Morty.
- Alo, Morty?
- Helo, Morty?
Tae Kuk, Tae Kuk. 1350 arıyor.
Tae Kuk, Tae Kuk, this is Army Helo 1350.
Şu merdivene tırman ve helikopterin kontrolünü al.
Climb up that ladder and commandeer that helo.
Evet, burası 505 NM.
This is Helo 505 November Mike.
Merhaba, ben Jerry Seinfeld.
Helo, this is Jerry Seinfeld.
- Alo?
- Helo? - Hello?
Bayan Oneacre?
- Helo? - Miss Oneacre?
- Biri helikopter kapısını açtı.
Sir, someone's opened the helo hatch. - Well, shut it.
- Merhaba, Mr. Kramer?
- Helo, Mr. Kramer?
Golem'in kontrol gözlüğü çatıda bulunmuş.
The Golem's control helo was found on the roof top.
Tess, annenin uyumasına izin verdin mi?
Helo, Tess. Did you let your mommy sleep for a change?
NATO helikopteri 6. mahale iniyor.
NATO helo landing spot six.
Bravo çevreyi teşkil edecek, ardından emrimle ganimeti alıp kıçınızı geri helikoptere getireceksiniz...
Bravo will establish a perimeter, then haul ass back to the helo on my command...
Ve helikoptere binmedin!
And no helo rides!
- Helikopter hedefi kapatıyor.
- Helo is obstructing target.
Burası Helo 1.
This is Helo 1.
Helikopter geliyor.
The helo's inbound.
Helo, ne zaman öğreneceksin?
Helo, when are you gonna learn?
- Helo, yalan mı söylüyorum?
Helo, am I lying?
- Helo?
Helo?
Helo... hey!
Helo? Hey!
- Helo- -
Helo...
Helo, uçuş kılavuzunu getir ve sayfaları kopart.
Helo, get your flight manual and tear out the pages.
Sharon, şu bulutlara bak ve her şeyin sonunun gelmediğini söyle bana. - Helo.
Sharon, look at those clouds and tell me this isn't the end of everything.
- Helo- -
- Helo.
Helikopteri kaldırın!
Scramble the helo.
- Onu helikopterde tutamıyor musunuz?
You can't get a woman on a helo?
Helo, ne zaman öğreneceksin?
Oh, Helo. When are you gonna learn?
TİYANŞAN DAĞLARI'NIN TEPESİ, ÖZBEKİSTAN Burası Helo 1. Hodaddy'nin görsel teyidini veriyorum.
I have visual confirmation on Hodaddy.
- Helikopter mi?
- Helo?
Merhaba.
Helo.