Heywood translate English
215 parallel translation
- Binbaşı Heywood.
- Mayor Heywood.
- Binbaşı Heywood...
- Major Heywood.
Binbaşı Heywood'da iplik olacaktı. Haydi.
The Navy's got to have some thread, come on.
- Bu Morgan Heywood.
- This is Morgan Heywood.
Floyd, Heywood R.
Floyd, Heywood R.
- Heywood, ne hoş bir sürpriz!
Heywood, what a surprise.
Bu, arkadaşım, Dr. Heywood Floyd.
This is my friend, Dr. Heywood Floyd.
Biliyorum ki hepimiz, Ulusal Uzay Bilimleri Konseyi'nden saygıdeğer dostumuz ve meslektaşımız Dr. Heywood Floyd'u aramızda gördüğümüze çok sevindik.
Well I know you will all want to join with me in welcoming our distinguished friend and colleague from the National Council of Astronautics, Dr. Heywood Floyd.
Merak etme, Heywood.
Don't worry about it, Heywood.
Şimdi git yemeğini ye, Heywood.
Now, you have a nice lunch, Heywood.
HEYWOOD :
HEYWOOD :
Heywood, çeneni kapalı tutacaksın. Anladın mı?
Heywood, you keep your mouth shut about this, you hear?
Heywood, banka kapanırsa, işsiz kalırsın.
Heywood, if the bank closes, we're out of a job.
Heywood, bunu senin için yaptım...
Heywood, I did it for you...
- Heywood, açıklayabilirim!
Heywood, listen to reason!
Heywood, aç şunu.
Heywood, open it.
Heywood'u acımasızca öldürdüler.
They killed Heywood in cold blood.
Heywood Bruin.
Heywood Bruin.
Siz Dr. Heywood Floyd musunuz?
You are Dr. Heywood floyd?
İyi akşamlar, Bay Heywood.
Good evening, Mr Heywood.
Deniz mi tuttu, Mr Heywood, efendim?
Seasick, Mr Heywood, sir?
Hayır. Ama Bay Heywood mutlaka içsin.
Make sure Mr Heywood has some, though.
Bay Heywood geliyor. Efendim.
Coming up for sup, Mr Heywood.
Bay Heywood'un bunu açıklaması gerekecek, biliyorsun.
Mr Heywood's going to have to answer for this, you know.
Zavallı Heywood.
Poor Heywood.
Dün gece, Bay Heywood nöbetçiyken üç kişi gemiden firar etti.
Last night. Three men of Mr Heywood's watch deserted ship.
Bay Heywood, nasıl oldu da onları görmediniz?
Mr Heywood, how is it you did not see them?
Albay Heywood'un sunuşyla, Dünyanın en küçük albayı!
Introducing Colonel Heywood, the World's Smallest Colonel!
- Albay Heywood, ne alırsınız?
- Colonel Heywood, what are you having?
Bu bir Heywood-Wakefield.
That's a Heywood-Wakefield.
Selam Heywood.
Hey, Heywood.
- Sağ ol Heywood.
- Thank you, Heywood.
- Heywood.
- Heywood.
Heywood?
Heywood?
Heywood, o şey sabuntaşı değil!
Heywood, that isn't soapstone!
Heywood'u incitemezsin.
You won't hurt Heywood.
- Değil mi, Heywood?
- Right, Heywood?
Adam 50 yıldır burda, Heywood, 50 yıl!
The man's been in here 50 years, Heywood, 50 years!
NOT : Heywood'a söyle, Boğazına bıçak dayadığım için üzgünüm.
P.S. Tell Heywood I'm sorry I put a knife to his throat.
Heywood.
Heywood.
Lu Ser ve Haywood Gablome
Lou Sur, and Heywood Jablome.
Sana cevap vermek zorunda değilim, Heywood ya da bu odadaki herhangi birisine.
I'm not answerable to you, Heywood, or anyone else in this room.
Hadi, Bay Heywood.
Come on, Mr Heywood.
Bırak beni, Heywood. Pis herif.
Get off me, Heywood, you yob.
Marcus Heywood.
Marcus Heywood.
- Elbette, Bay Heywood.
Very good, Mr Heywood.
Daniel'i yakalamıştım, topu da ondan almıştım sonra arkadamdan o uyuz Heywood üstüme atladı.
I caught Daniel, got the ball off him, then that creep Heywood jumped me from behind.
Heywood üstüne atladıktan sonra sen ne yaptın?
So what did you do after Heywood jumped you?
- Daniel ve Marcus Heywood arasında.
Between Daniel and Marcus Heywood.
Heywood, Daniel'ı kasabalılar ile arkadaşlık yapmakla suçlamış.
Heywood accused Daniel of fraternising with the villagers.
Charlie Meynell, burada Daniel'ı yakaladı ve topu ondan aldı sonra Charlie, Marcus Heywood tarafından engellendi.
Charlie Meynell catches Daniel about here, gets the ball off him, then Charlie is tackled by Marcus Heywood.