Hooking translate English
979 parallel translation
Eğer iliklediğim sizin elbiseniz değilse nedir peki?
If it isn't your dress I'm hooking up, it's something else.
Önce bilek, sonra ayak bilekleri. Birkaç düğümle de birleştir.
Wrists first, then ankles and a few loops hooking them together.
Kız her şeyini David'e kanca takmaya yatırdı.
She's banked everything on hooking David.
Sakıncası yoksa benim için yerine takabilir misiniz?
Would you mind hooking it up for me?
- KıIıcımı takıyorum.
- Hooking up my saber.
Meğersem bir amatörle takılmıyormuşum.
I wasn't hooking up with an amateur.
Canlı yayına bağlanmak istiyorlar.
Now they're hooking up live.
Bunu bizim mıntıkamızda iş atarken enseledim, eh azıcık çaktım ağzına.
I caught her hooking in our territory, so I shook her up a little.
18 yaşında, nehrin sağındaki otellerde fahişelik yapmaya başlayan manikürcü kızlar mı yoksa?
The manicurists on the Champs-Élysées who start hooking at age 18 at the big Right Bank hotels?
- Ben de biraz uzanmıştım.
- I'm hooking just now.
- Artık fahişelik yapmak yok.
No more hooking.
Takıldığınız son eğlence yeri orası mı?
Is that the latest hot spot for hooking up or something? !
Claude, şu pisliği tek başına kalacağı bir yere at.
Hey, Claude, put this old black hooking'son of a bitch... in by himself somewhere.
- Kanca atmaya geldim!
- Hooking.
Aslında seni makinaya bağlamak yerine geleneksel yollarla yapmana izin verselerdi muhtemelen asla geri dönmezdin.
You know, if they'd just let you have your way with the blushing brides instead of hooking you up to a machine, you'd probably never come back up!
Öğretmenlik yaptım, hizmetçilik yaptım garsonluk yaptım striptiz yaptım, fahişelik yaptım ve bol bol tekneyle gezdim.
I taught school, I kept house I waited tables I did a little stripping, I did a little hooking and I trod a lot of water.
Bu şeyi, yeni klimamız haline getirmeye çalışıyorum.
I'm hooking up this heavy-duty outlet here for our new air conditioner.
Şimdi eğer en ufak silah görürsek, hiç takılmaya çalışmıyoruz.
Now, If there's any sign of guns, don't bother hooking'this up.
Bu işin fahişelikle ilgisi yok.
This isn't about hooking.
Yedek jeneratörü bağlamaya çalıştık fakat hiçbir şey elde edemedik.
We tried hooking up an auxiliary pump to a backup generator and we're still only getting a trick.
Takıyorum.
I'm hooking on.
Burada mı çalışıyorsun?
You're hooking'here?
Şu anda fahişelik yapmaya başlıyor, tam da kendi evinin önünde.
She's gonna start hooking any second, right in front of her own home.
İnsan çalıp çırparak... iyi ve kazançlı bir iş kuruyor.
Man builds a good, sturdy trade by hooking and crooking.
- Bonnie bana bir iş ayarlayacak.
Bonnie's hooking me up with her business.
Arabanı tefeciye vermek pek akıllıca değildi ama.
Well, I wouldn't call hooking your car a sound business.
Para için vücudumu satıyorum.
So's hooking.
Bence Jerry Lee ile takılmak başımıza gelen en iyi şey.
I reckon hooking up with Jerry Lee is about the best thing ever happened to us.
- Bağlıyorum.
- Hooking it up.
İki dakika kamçı için, iki dakika asılı kalmak için... ve tabii ki benim favorimi de unutmak yok... iki dakika yükseğe yapıştırma için.
Two minutes for slashing, two minutes for hooking... and let's not forget my personal favorite... two minutes for high-sticking.
Kuzey Vietnamlılar Ho Chi Minh Geçidi boyunca, Saigon istikametinde Laos'a girip oradaki komünist dostlarıyla buluşacaklar.
The North Vietnamese are pouring into Laos heading to Saigon along the Ho Chi Minh trail hooking up with their Commie buddies.
Onun için caddede orospuluk yapan onüç yaşında kızları vardı.
He had thirteen-year-old girls hooking for him on the street.
Şirketler, karmaşık sistemleri kurması için onu dünyanın her yerine gönderiyorlar.
Companies send him all over the world hooking up these complex systems.
Bunlar Tim ve Bobby, videomu bağIıyorlar.
This is Tim and Bobby, they're hooking up my VCR.
Onu Tyler'a mi ayarlamayi düsünüyorsun?
You thinkin'of hooking'her up with Tyler?
Şimdiye kadar olduğu gibi güzel görünüyorsun Ramada.
You're hooking beautiful as ever, Ramada.
Sizin aç karnınızı doyurmaktan bıktım.
I'm tired hooking your sorry ass up.
Bir de onlar var tabii. Bunu onlar ayarladı.
They were hooking us up.
Niye bana paramı ödemedin?
Why didn't pay me after hooking?
Scolex adındaki organlarıyla, dört tane kanca gibi iğnesi olan emici bir ağız.
They have what's called a scolex, a sucker-like mouth with four hooking spikes.
- Doğrudan sizin frekansa bağlanıyorum.
- Uh, Cobra, Buttermilk. - Hooking direct to your 12.
Brown'dan randevu istediğinizde telefonda konuştuk.
Spoke on the phone about hooking up with Tanny Brown?
Güç ızgarasından enerji alıp yarısını aktarmaya çalışıyoruz.
We tried hooking them to the power grid and we ended up blowing out half the relays.
Cincinati yakınında bir Kanada yolcu treniyle birleşecek.
It's hooking up with a Canadian train outside Cincinnati.
Bambleweeny 57 Alt-Mezon Beyin'in devrelerini
'The principle of generating small amounts of finite improbability,'by simply hooking the logic circuits of a Bambleweeny 57 Sub-Meson Brain'to an atomic vector plotter,'suspended in a Brownian Motion producer-say, a nice cup of tea -
Bağlanıyor.
Hooking up.
- Hayır. - Ne zamandır fahişelik yapıyorsunuz?
How long have you been hooking?
- Büyüyle.
- You're hooking with Mick
Fahişelik yapmıyor, değil mi?
- If she got eyes, she do. - She ain't hooking, is she?
Niye fahişeliği bıraktın?
Why did you stop hooking?
Fahişelik yaparken.
Hooking.