Horrors translate English
678 parallel translation
Hutter, şafak vakti, önceki gecenin korkularını araştırmaya koyuldu.
At dawn Hutter set out to investigate the horrors of the previous nights.
- Bay Parker lütfen beni bu çocukça korkulara bulaştırmayın.
- Mr. Parker, spare me these youthful horrors, please.
Sonuçta bu savaş korkusunu biraz abartmıyor muyuz?
Oh, well, after all, aren't we exaggerating the horrors of war?
Norman olduğum için, Saksonlara uyguladığınız vahşetin haksız olduğuna inanmak istemedim.
Because I was a Norman I wouldn't let myself believe that the horrors you inflicted on the Saxons weren't just.
Türlü şekil ve boyutlardaydılar, bir tavuk boyutundaki korkunç ufak sürüngenlerden... yüz tonluk kabuslara kadar.
They came in all shapes and sizes, from little, crawling horrors about the size of a chicken to hundred-ton nightmares.
Simdi, bize iki tane uzun yesil korkuluktan ver.
Now, two of those tall green horrors of yours.
Savaşın korkunç yönlerinden biri.
That's one of the horrors of war, my boy.
Tatlım, gerçekten o boş odamızı bir korku odasına çevirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
I really think we'll have to turn that spare room into a chamber of horrors.
uyanık tutsun diye.
This chamber of horrors.
Kabuslar, korkular, küçük düşmeler hakkında unutmak istediğim her şey hakkında.
About nightmares, horrors, humiliations... all the things I want to forget.
Burada bulduğum iç huzuru savaşın ortasındaki korku ve felaketlerle kaybetmiştim.
Here I've found that peace of mind that I'd lost amid the horrors and misfortunes of war.
Neden bu işkenceleri izletiyorsunuz?
Why do you want me to look at these horrors?
Elinizde McDougal Korku Evi adresine iki sandık var mı?
Do you have two crates addressed to the McDougal House of Horrors?
Korku Evi'min adresine iki sandığım var, hemen teslim edilmesini istiyorum.
I have two crates here addressed to my House of Horrors, and I want immediate delivery.
Korku Evi'nin sahip olduğu en mükemmel eğlence, işte bu var.
Just the greatest attraction the House of Horrors ever had, that's all.
Bunları Korku Evi'me götürecek ve orada açacaksın.
You're gonna take those down to my House of Horrors and uncrate them.
Ayrıca da McDougal'ın Korku Evi'nden kaçtığınızı söylüyor.
Uh-huh. Right out of McDougal's House of Horrors.
Öyle yürekler acısı bir bakışı vardı ki, cehennemden kaçıp gelmiş sanki gördüklerini anlatmaya. Bu hâliyle yürümez mi üstüme!
as if he had been loosed out of hell to speak of horrors, he comes before me.
Korkuları yemiş doymuşum artık.
I have supp'd full with horrors.
Böyle korkunç bir şey için açıklama yapmak yersiz.
Horrors like that don't need to be blue-pencilled. They speak for themselves.
Doğanın dehşetini görmenin korkusundan, asla bodrumlara saklanmadık.
We'd never been to the basement, for fear of seeing nature's horrors.
Bu, toplumun suçu. Aynı böyle trajedilere hep izin veren toplumun suçu.
It's society's fault, as it allows such horrors to happen.
Korkuların Meclisine koyardım cinayet, işkence, infaz... dışarıdaki insanları korkutur.
I'd put in a Chamber of Horrors : Murder, torture, executions... scare the life out of people. I don't care for that kind of patronage!
Korku Meclisi'ni görün
See the Chamber of Horrors.
Korkuların Meclisi.
The Chamber Of Horrors.
Korkular Meclisimizi görün... ve geçen zamanda nam salmış katillerle... halatla, bıçakla ve baltayla öldüren.
Visit our Chamber of Horrors. And pass the time of day with notorious murderers... who killed with the rope, the knife, and the axe.
Korkuların Meclisini görene kadar bekle.
Wait till you see the Chamber of Horrors.
Korkuların Meclisini görün ve kendinizi bir yıl sürecinin dışında korkutun.
See the Chamber of Horrors and scare yourself out of a year's growth.
"Derinlerde yaşayan dehşet, Paris Ulusal Müzesi'nden Profesör Arronax tarafından işte böyle resmedildi."
"Living horrors of the deep were described today by Professor Aronnax of the Paris National Museum."
Almanların yaptığı korkunç şeyler saymakla bitmez.
I couldn't attempt to describe to you the horrors committed by the Germans.
Savaşın korkunçluklarını bilenler- -
Those who have known the horrors of war -
Kehanetler ve korkunç hikayeler var.
There's talk of omens and other horrors.
Bak Jonathan, cerrahiyi böylesine korkunç yöntemlerden arındırmadan dinlenemem.
I tell you, Jonathan, I can't rest until we find some way to rid surgery of such horrors.
Korkunç hatıraların esiri olarak ölüp gitti yıllar geçtikçe küllenmektense giderek büyüyen korkunç anılar ve aklı o kadar kötü durumdaydı ki..... ölümün gelmesi onun için ilahi bir özgürlük oldu.
She was destroyed in the end by dreadful memories : A recollection of horrors that did not dim as the years went on, but instead grew monstrously, and left her mind shocked and unsteady so that death, when it came, was a blessed release.
Yok, daha çok terör estirecek bize.
Not, he will get us out of other horrors yet.
Korkularınızın bir sonu yok mu?
Is there no end to your horrors?
Beni bütün bu korkularla baş başa bırakma!
Don't leave me alone with all these horrors!
Bu uğursuzlar ne istiyormuş öğrenmeye çalışmalıyız.
We must try to learn what it is these horrors want.
Dehşetli konuşmalar.
Talking horrors.
Albay Lawson'ın kendi şahsi korkuları.
Colonel Lawson's private chamber of horrors.
Dehşet verici!
Horrors!
Korkunç bir canlı hayvan koleksiyonu.
A menagerie of horrors.
Cihazı tanımıyorum ama, sizi, doktorun korku bölmeleri yaratmadığına temin ederim.
I'm not acquainted with this equipment, but I can assure you he has not created a chamber of horrors.
Westie dehşete düşmüş.
Westie's got the horrors.
Mumya Müzesi.
Chamber of Horrors.
# Eyvah, bu korkunç bir şey!
Horrors! No!
Sana savaşın dehşetini gösterdim.
I've given you back the horrors of war.
Geçmişin dehşeti bugünkü aldığım kararlarımı etkiliyor mu?
Am I letting the horrors of the past distort my judgement of the present?
İşgalin en kötü korkularından korunmuşuz gibi görünüyordu.
It seemed we were to be spared the worst horrors of the occupation.
Hesap günü geldiğinde senin için korkmuyoruz.
May the Day of Judgement... hold no horrors for you.
Unutulmuş korkulara meyil vermek niyetinde misin?
Are you bent on reviving forgotten horrors?