Hover translate English
424 parallel translation
İkiz kardeş olduğunu saklayarak niye etrafımda dolaşmaya başladın?
Why did you keep the secret about you being her twin sister? Why did you hover so close around me?
Havuzun üzerinde dur.
Hover over the pool.
Ona geri dönmesini ve ve taraçanın üstünde kalmasını söyledim.
I told him to go back and to hover over the patio area.
- Hepinizin peşinizden çırpınmak zorundayım.
- I have to hover over you.
Bir süre etrafta bir horoz gibi dolaşacağım en azınan Dr. Edwardes listeye kesin olarak girene kadar.
I shall hover around for a while like an old mother hen. At least until Dr. Edwardes is firmly on the list.
Pervaneler ve daha bir sürü çirkin böcek, bir mumun etrafında dönüp durur.
Moths and all sorts of ugly creatures hover about a lighted candle.
Koruyun beni göklerin koruyucu melekleri, gerin üstüme kanatlarınızı.
Save me and hover over me with your wings, O heavenly guards.
Başlarının üstünde, insanüstü bir şey gezinip duruyor gibiydi.
Above their heads something superhuman seemed to hover
Gemiyi 90 metreye indirip asılı kalın.
Hold her at 300 feet and hover.
Selamlama yüksekliğine in ve havada asılı kal.
To within hailing distance, and hover.
Asılı kalın.
Hover.
Havada kalmamıza yetecek kadar tamir edilmiş pervane palimiz var mı?
Have enough of the overhead blades been repaired so that we can hover?
45 metrede asılı kalın!
Hover at 150 feet!
.. elde edilen özgürlük belirsiz bir süre içindir. Kesin bir özgürlük sayılmaz.
Lift it from your shoulders for a time but it does hover around up there above you.
Tamam, Dempsey. Ana caddenin üstünde kal ve merdiveni sal.
Okay, Dempsey, hover over the main street and drop the ladder.
Aşağı indiğimizde, 1000 fite yüksel ve güvenli mesafede kal.
When we climb down, lift off to 1,000 feet and hover at a safe distance.
Delip geçelim şu sisli pis havayı.
Hover through the fog and filthy air.
Şeyle ilgili Don Cirilo dediki ruhun evin etrafında ve içerisinde olacakmış.
Regarding that matter... of Don Cirillo, who said that your soul, your spirit, must hover in our house,..
Gemilerimiz, canları sıkılan bir grup bakım mürettebatıyla gezegenin yörüngesinde dönmeye devam ediyor.
The ships continue to hover over the planet, supported by small maintenance crews whose spirits are as depleted as their numbers.
Gemiler, moralleri sayıları gibi tükenmiş olan küçük murettabatların bakımıyla desteklenerek gezegeninin etrafında dolaşıp duruyorlar.
The ships continue to hover over the planet, supported by small maintenance crews whose spirits are as depleted as their numbers.
Kes şunu! Erkekler etrafımda bekleşir durur, alevin etrafındaki pervaneler gibi
Stop it! With the collaboration of Men hover'round me like moths'round a flame
Bunları koyuyorum.
I'll hover with these.
Bunları koyuyorum.
I'll hover with this.
Bunlarla duracağım.
I'll hover with these.
Bununla duracağım
I'll hover with this.
Ne istersen onu yaparız.
Kind of just go and hover? We'll do any goddamn thing you want.
Havada kalma sabitleme devrem bitik.
My hover stabilization's gone.
Ayak bağı olduğum için üzgünüm.
I'm sorry. I'm very sorry to hover like this.
Konuşup durma.
Don't hover.
Evimin üzerinde gezer, onun kafasına pislerim.
Hover over my house... and shit on her head.
Ona doğru havalanıp, sonra konuyorum.
I hover then lower myself into her.
Hâlâ bu dünyada dolanan Baudelaire, Michaux ve Prevert'in ruhlarına adanmıştır...
Dedicated to those ghosts of Baudelaire - Michaux and Prevert who still hover on this Earth...
Uçalım siste ve puslu havada.
HOVER THROUGH THE FOG AND FILTHY AIR!
- Koruyucu kalkan önerilir,
- Protective hover is advised.
- Tam üstünde dur, Barf.
- Put her in hover, Barf.
- Tam üstünde duruluyor.
- Putting her in hover.
Wilson Uçuş Dönüşüm Sistemleri'nden Goldie Wilson 3.
Goldie Wilson III for Wilson Hover Conversion Systems.
Eski arabanızı bir uçan arabaya dönüştürüyorum Kafe 80'ler hem de sadece 39.999,95 dolara.
I'll hover-convert your old road car into a skyway flier for only $ 39,999.95.
Belki tepede bir helikopterle gezinip dursa daha iyi olur.
Maybe he can just hover overhead in a helicopter.
Hâlâ havatopu oyununu beceremiyorum.
I've yet to master the art of hover ball.
Evet. 21. yüzyılda uçuş tadilatı yaptırdık.
Yeah, we had a hover conversion done in the early 21st century.
Bokların üstünde uçuşurlar.
They hover over the feces.
"I'll hover"
I'll hover
Ey yüksek muhafızlar esirgeyin beni. Kanat gerin üstüme
Save me, and hover over me with your wings, you heavenly guards.
Adamlar ateş etmeyi bırakana kadar bir süre aşağı doğru sallanıyor.
He'd hover a while until they stopped shooting.
Rose, sallanıp durma.
Rose, don't hover.
Onları serbest bırakacağım ve havada uçtuklarını göreceksiniz.
I shall release them so you may see them hover and fly about me.
Biz korktukça, kabuslarımızda var olan gece yaratıkları üzerimize örtülür.
These night creatures that hover on the edge of our nightmares are drawn to us when we radiate fear.
- Hover.
- What is this?
Bununla duracağım.
I'll hover with this.
Lambadaki ateş gibi.
"die those who hover too close"