English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ H ] / Hoştu

Hoştu translate English

1,563 parallel translation
Seninle tanışmak çok hoştu.
It was nice to meet you.
- Evet, o çok hoştu.
- Yeah, she's very nice.
Biliyorum, bu seneki kaşmir modası çok hoştu.
I know, cashmeres this season were just so cute.
Gerçekten çok hoştu.
That's - - that's really sweet.
Çok hoştu.
That's very sweet.
- Hoştu.
- It was pleasant.
Ziyaret etmeniz çok hoştu.
It was so good of you to visit. Oh.
Annemin sesini tekrardan duyabilmek çok hoştu.
It was really nice hearing my mom's voice again.
Evet, miranda hoştu, ama her ihtiyacı.. olduğunda Katolik yortusuna gidemem ki.
Yeah, miranda was nice, but I'm not driving to corpus christi every time she needs a light bulb changed.
Çok hoştu.
He was so... lovely.
Çok hoştu.
Ah, that was lovely.
Seni görmek çok hoştu, Yarbay Mitchell.
It was good to see you, Colonel Mitchell.
Evet Kelso, gerçekten hoştu.
Yeah, Kelso, real nice.
Hoştu, Davies.
That was nice, Davies.
Kendini tanıtman çok hoştu.
That was very nice of you to introduce yourself. That was very nice of you to introduce yourself.
Evet, evet, arayı kapatmak hoştu.
Yes, yes. It was... It was so nice catching up with you.
Çok hoştu.
He was really nice.
Yardım etmen oldukça hoştu.
It was really nice of you to help.
Shmoo'yu yemesi çok hoştu.
The Shmoo loved to be eaten.
- Oh, bu çok hoştu.
- Oh, that was very nice. - ( Mr. Clayton clears throat )
Bugün Crystal için yaptığın şey çok hoştu.
I thought it was really cool what you did for Crystal today.
- Topa vurdum. Hoştu.
- I hit a foul, dude, it was sweet.
- Teşekkür ederim, Bu hoştu.
- Thank you, it was lovely. - Uh-huh.
Çok hoştu, temizdi.
It was very nice, very clean.
Bu çok hoştu.
Well, this has been lovely.
Ve... hoştu.
We talked... and it was... It was nice,
Bay Davies'e söylediklerin, çok hoştu.
That was nice. What you said to Mr. Davies.
Bence hoştu.
It was nice to me.
O gece, seni görmek çok hoştu.
It was funny seeing you the other night.
Sizinle tanışmak çok hoştu.
It was nice to meet you.
Bu hoştu.
It was nice.
- Seninle konuşmak çok hoştu.
- Well, um, it was nice talking to you.
Gerçekten çok hoştu.
It was really nice.
Hastaneye gelmeniz çok hoştu.
When you came to the hospital... That was great.
Ailenin seninle gurur duymasını izlemek hoştu.
It was fun watching your parents be so proud of you.
Bu çok hoştu.
Oh ho ho. That's very sweet.
O çok... çok hoştu.
She was, uh... very pretty.
Rex'i öldürdüğüm şüphesinden vazgeçmesi hoştu.
Well, once he stopped suspecting me of murdering rex he was delightful, but, um...
Arayı kapamamız hoştu. Ama gitsem iyi olacak.
Listen, lovely to catch up but better be off, eh?
Başarılı bir gün geçirdiğinizi sanıyorum. Evet, çok hoştu.
I take it you've had a successful day.
Çok hoştu!
Oh really nice!
Bu çok hoştu değil mi?
That's delicious, isn't it?
Evet, sen iyiydin. Hoştu.
Yeah, you were good.
Sizinle tanışmak çok hoştu!
Jolly nice to meet you.
Sizinle tanışmak çok hoştu çocuklar.
Gosh, it was really fun meeting you guys,
Sadece burası çok yoğundu. Luke'la paramızın cebimizde kalması çok hoştu. - Para her şey değildir.
It's just been crazy around here, and, well, it was nice to save a little money with Luke.
Çok hoştu.
It was very nice.
Çok hoştu.
That was... that was lovely.
Çok hoştu.
Hi!
Onunla tanışmak çok hoştu.
It was just nice to meet him.
- Sizinle tanışmak çok hoştu.
- So nice to meet you. - All right, all right.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]