English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ H ] / Hungry

Hungry translate English

21,718 parallel translation
Karnın aç olmalı.
You must be hungry.
- Aç değilim.
- I'm not hungry.
Aslında çok açım.
I'm actually very hungry.
Ben daha çok "Hungry Hungry Hippos" oynamayi severim.
I'm more of a "Hungry Hungry Hippos" guy.
- Aç değilim.
I'm not hungry, and I-I don't want to...
Hala aç mısın?
Are you still hungry?
Aç değilmiş ama fark ettim de domuz sucuğu saklamışsın ben de dayanamadım.
She's not hungry, but I noticed you packed some bratwurst and couldn't resist.
Aç mısın?
You hungry?
Umarım açsınızdır beyler.
Okay, boys. I hope you're hungry.
O aç alırsa onu beslemek.
Feed her if she gets hungry.
Biri açtı.
Somebody was hungry.
Biz acıktık, baba.
We're hungry, Daddy.
Böyle durumlarda herkesin intikam istediğini, bir günah keçisi aradığını biliyorum.
Now, I understand, in these situations, everybody is hungry for blood, everybody is looking for a scapegoat.
Açıklık Oyunları.
Hungry Games.
Acıktım.
I'm hungry.
Acıktım.
I got hungry.
Valarie ben açım.
Valerie, I'm hungry.
Acıkmış olmalısın.
You got to be hungry.
Bundan sonra aç suaygırlarını besleyeceğim.
We're gonna feed those hungry hippos next.
Kızlar, aç mısınız?
You girls hungry?
Aç mısın? Çünkü ben açlıktan ölmek üzereyim.
Are you hungry,'cause I'm starving?
Ama tam oyunu oynamaya gelince altına edersin kıçındaki aç bir zombiden ötesi yoktur.
But when it comes to playing full-on, pant-soiling terror, nothing beats having a hungry zombie on your ass.
Aç olan var mı?
Is anyone hungry?
Bu, aç yırtıcıların olduğun anlamına mı geliyor?
It means that you are hungry predators?
Kapana kisilmisti. Ac ve yalnizdi.
She was trapped... hungry, alone.
Hangi cehennemde bilmiyorum ama, Lucille aç.
I don't know where the hell he is, but Lucille is hungry.
Aç mısın, canım?
You hungry, mijo?
Aç olmadığına emin misin?
You sure you're not hungry?
- Anne, acıktım.
- Mama, I'm hungry.
- Ama şimdi açım.
- I'm hungry right now.
- Anne, acıktım.
- Mom, I'm hungry.
Aylarca. Tek başıma, aç bir şekilde.
- Alone, hungry.
Karınları aç.
They're hungry.
Evet, sırf aç olduğu için adamı gönderemeyiz, tamam mı?
Yeah, well we can't send the guy away because he's hungry, ok?
Aç görünüyorsun.
You look hungry.
Yeterince acıktığında beslenecektir.
She will, when she's hungry enough.
Aç olduğunu biliyorum.
Eat. I know you're hungry.
- Çok açım. - Aynen.
- So hungry.
- O çok aç.
- She's hungry.
Koca şehri canavarlardan kurtarmak insanı acıktırıyor.
- Hey! Taking out a city full of monsters makes a man hungry.
- Aç mısın Nicholas?
- Are you hungry, Nicholas?
- Çok açım hem de.
- I'm very hungry, yeah.
- Sen aç mısın peki?
- So you're hungry?
Buranızın aç olmasını istiyorum. Burasının değil.
I want you hungry here, never here.
Aç olabilirim.
I could be hungry.
Acıkmışsındır.
You must be hungry.
Oğlun acıksaydı onun karnını doyurmaz mıydın?
If your child was hungry, would you not feed him?
Ben acıktım.
I'm hungry.
Aç değil misin?
You aren't hungry?
Aç mısın?
Are you hungry?
Açtım ama.
I was just hungry.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]