Ilginçtir translate English
480 parallel translation
Ev bu nedenle ilginçtir mimari açıdan bir şaheser başka türlü de olamazdı.
And as for the house being interesting an architectural chef-d'oeuvre, it could not be otherwise.
Bir sanatçının kendi eseri hakkında ne kadar yanılabildiği ilginçtir.
You know, it's funny how wrong an artist can be about his own work.
Cinayet vakaları ilginçtir.
There's one thing about a murder case.
Orkideler çok ilginçtir.
That's a funny thing about orchids.
Çocukluğum da hayli ilginçtir, ama uğrama sebebin biyografim olmasa gerek.
I had an interesting childhood, too, but you didn't drop in to get a biography.
Ve bakın tam şurada ilginçtir ki ilk tüpten kalma başka bir siyah boya lekesi var.
And look. Just here... curiously enough, there used to be another smear of black paint from the first cylinder.
Bill, ilginçtir, başta oyunu yönetmeyi reddetti.. Eve varken.
Bill, oddly enough, refused to direct the play at first, with Eve in it.
Sizinki, ya da sizinki, çünkü nerede karşılaşırsanız karşılaşın, insanlar çok ilginçtir.
Or yours or yours, because people are fascinating wherever you find them.
Bir kurukafa çıplak bir kadından daha ilginçtir.
A skull is more interesting than a naked woman.
Önemli bir pazarlık olmayabilir, fakat bahse girerim, ilginçtir.
It may not be an important deal, but I'll bet it's interesting.
Karıncalar çok ilginçtir.
Ants is interesting.
Eminim ilginçtir.
It will be interesting.
Bahse girerim, tadı da ilginçtir.
I'll bet you it tastes interesting too.
Çok ilginçtir aslında, O ve ben baş başayken, Dünyanın en şirret kadını O kadar uysal olur ki, şaşarsınız.
'Tis a world to see when she and I are both alone... how tame a milksop wretch can make the cursest shrew.
Ben Araplara bayılırım. - Araplar çok ilginçtir.
- Well, the Arabs are very inter...
- O her açıdan ilginçtir.
- Everything about him is interesting.
Bu yüzden ilginçtir ama aradığım kişinin o olduğunu sanmıyorum.
Which is why, in a curious way, I don't think he's the man I'm looking for.
İkiz gibiler ama ilginçtir ki birbirlerine katlanamıyorlar.
They're like twins, but oddly enough they can't stand each other.
- Dedikleri ilginçtir.
- They're interesting.
- Evet, biraz uzun sürebilir belki, ama ilginçtir.
It may be a bit long, but it's interesting.
Duygusal rahatsızlığı olan kadınlar ilginçtir.
Emotionally disturbed women are interesting.
Konuyu anladığında, ilginçtir.
If one understands the subject, it's interesting.
Çok ilginçtir ki Gaullist yayınları dinleyince Moskova yanlısı çetecilerin ihanetlerindeki monotonluk dikkat çekiyor.
It's amazing, listening to Gaullist broadcasts... how serenely consistent these partisans of Moscow are in their treachery.
Oldukça ilginçtir.
It's quite interesting.
Onun mektupları çok ilginçtir.
His letters are so amusing.
- Çok ilginçtir ki... - Evet.
- lt's very interesting...
Bu çok ilginçtir, çünkü bu basit ve bariz bilgi olmadan, dünya üzerinde meydana gelmiş hiçbir şeyin en ufak bir anlamı olmayacaktır.
'This is very odd, because without that obvious piece of knowledge,'nothing that happened on Earth'could possibly make the slightest bit of sense.
Bronx'tan gelen bu parçalar bayağı ilginçtir.
These Bronx parts are mighty interesting.
Çok ilginçtir.
Is very interesting.
O dizide de ilginçtir.
He's interesting there too.
Sapkın davranış ilginçtir. Tıbben ve klinik olarak, öyle değil mi?
Aberrant behaviour is fascinating, medically and clinically, isn't it?
Çok ilginçtir.
It's interesting.
Dünyanın işleyişi hayli ilginçtir.
It's amazing how the world works.
Oldukça ilginçtir.
It's really entertaining.
İlginçtir ki bir başkasının endişelenmesini sağladığınız an kendiniz endişe etmeyi bırakıyorsunuz.
Funny, the minute you get someone else worrying, you stop worrying yourself.
İlginçtir ki kontes, Avrupa'da puro içen ilk kadındır.
It is interesting that the countess is the first woman in Europe to smoke cigars.
- İlginçtir ki Carroon -
- Very interesting.
İlginçtir, bir süre önce siz lastiği değiştirirken de görmüştüm.
Funny, I saw him a little while you were changing the tire.
İlginçtir, bir süre önce siz lastiği değiştirirken de görmüştüm.
IT'S OKAY, MISS. HAVE A N ICE, SAFE TRI P.
İlginçtir ki hiç korkmadı.
He's a strange one, though. He showed no fear.
- İlginçtir evet. Gelecek dönem halk egemenliğini ve temel özgürlük haklarını tarihsel ve sosyo-politik perspektiften de tartışıyoruz olacağız.
- Well, next semester we'll be discussing the sovereignty of the people and basic liberal rights, from an historic point of view,
Evet, belki de gerçekten ilginçtir.
Yes, maybe it is interesting.
İlginçtir konuşacak ne çok şey buldum oysa eskiden birbirimizle çok az konuşurduk.
I'm surprised I find so much to say to you, whereas before we talked so little.
İlginçtir ki, bu olaya bağlı skandallar ortaya çıkmış. Çünkü işin içindeki şirket iflas etmiş.
Interestingly enough, there was quite a scandal attached to it... because the company involved went bankrupt.
İlginçtir ki işte burası bu iskeleti bulduğum kayalıklar.
The strange thing is that I found this skeleton in these rocks here.
İlginçtir ki, bir şekilde... ben de biliyordum.
Strangely enough, somehow,... so did I.
İlginçtir ki Roosevelt ve Churchill'e Stalin'le bir anlaşmaya vardılar gibi geldi.
It is interesting to see that as much Roosevelt as Churchill they had found that they had an agreement with Stalin.
İlginçtir, general, buraya girdiğimde kimse beni aramadı.
Incidentally, general, when I first came in here, nobody searched me.
İlginçtir ki, her iki kurbanın adı da aynı.
Incredibly, the names ofthe two victims are virtually identical.
İlginçtir, bazen onu çirkin bulduğum bile oluyor.
It's strange. Sometimes I even find her ugly.
İlginçtir. Hayatımın eserini başardığım zaman nihayet gerçek bene kavuştum.
Interestingly, when I achieved what will prove to be my life's work I've become the real me, finally.