Ilse translate English
96 parallel translation
Gece yarısı size getirilen kadın, güya Thames'den çıkarılan ve hafıza kaybına uğrayan llse von Hoffmanstal, en hünerli ajanlarından.
The woman who was brought to your house in the middle of the night, apparently fished out of the Thames and apparently suffering from amnesia, is in fact Ilse von Hoffmanstal, one of their most skillful agents.
Sen, Kilise ilse oğullarının arasını açmak istedin.
And you wish to separate the Church from its sons?
- Ilse'ye evlenme teklifi etti.
- He's proposed to Ilse.
- Ilse mi?
- And Ilse?
Ilse!
Ilse!
Bu Ilse.
This is Ilse.
Bu Ilse'nin annesi...
That's Ilse's mother...
Ilse işi bıraktı.
Ilse's given up her job.
Bu Ilse için doğru olabilir.
That may be true of Ilse.
Alo? Bayan Ilse Salomon ile görüşebilir miyim?
Hello, can I speak to Mrs. Ilse Salomon?
Ilse, kahveyi iki kişilik yap.
Ilse, make coffee for two!
Çok teşekkürler Ilse.
Thank you, Ilse.
Ilse, birkaç dil balığı al yarın için. Ne şekilde sevdiğini biliyorsun.
Ilse, buy some flounder for tomorrow, you know how he likes that.
Ilse ve çocuklar da öyle.
Ilse and the children, too.
- Bu ba? ka bir doktor de? ilse.
- If it isn't another doctor.
O zaman eve de? ilse o al? kanl?
If he's not home in time he wont get food.
1938 yılının Mart ayından beri yanımızdaki evde oturuyor.
" Ilse Sonja Totzke is a resident next door to us in a garden cottage.
Ilse?
Ilse?
Evet, güzel, ben llse.
Yes well I'm Ilse.
Ilse ve ben... ve ağzın doluyken değil!
- No. Ilse and I... And not with your mouth full!
Özür dilerim, llse.
Sorry Ilse. I know.
Ilse, niçin bazıları delidir de bazıları değildir?
Ilse why are some people crazy and others not?
Ilse, onunla ilgilen, olur mu?
Ilse take care of her won't you?
"... nazik ellerini öpmek için, ve belki boynunun yukarısını... bir gül kadar derinden. " Çok kötü değil mi, değil mi, llse?
"... Anything to kiss your gentle hands and perhaps above your neck... As deeply as a rose. " Not too bad is it Ilse?
Ilse, sadece eğlence içindi.
Ilse it was just for fun.
Tanrım!
God! Ilse.
Ilse, nasıl görünüyorum?
Ilse how do I look?
Çıkın oradan. Ilse!
Get out of there.
- Efendim?
Ilse! - Yes?
Ilse otelde.
Ilse is in the hotel.
Ilse, hadi.
Ilse come on.
- Ilse bize, sizden çok bahsetti.
- Ilse has told us so much about you.
Ilse bize öyle harika şeyler anlattı ki... ve...
Ilse has told us such wonderful things and...
Ilse, sokaktayız.
Ilse we're in the street.
- Seni incitmek istemedim, llse.
It's my domestic year. - I didn't want to hurt you Ilse.
Beni alan araba yok, bana yardım edecek Ilce yok, ve "teşekkür ederim" yok. Ona hergün söylemek zorundayım.
No car that picks me up no Ilse to help me and no "thank you" I have to tell her every day.
Hayır, Ilse!
No Ilse!
Sana arkadaşlığımı verdim, Ilse, ve aşkımı.
I gave you my friendship Ilse and my love.
Ilse, uzaklaştır onu!
Ilse get her away!
Ilse ve Günther öpüşüyorlar.
Ilse and Günther are kissing.
Ilse ve Günther!
Ilse and Günther!
Şu llse!
That Ilse!
Aniden bir Ilse ya da bir Kathe ya da adı herneyse gelir ve sana bakar.
Suddenly an Ilse or a Käthe or whatever she's called comes and looks at you.
llse ve Klara nasıl?
How are Ilse and Klara?
Onu çok sevdim, llse.
I loved her so much Ilse.
50 yıl, llse.
50 years Ilse.
Benim hatam mıydı, llse?
Was it my fault Ilse?
Şey, hiç değ ilse bana yapmaz.
Well, not to me.
Eğ er tam bir salak değ ilse, onu bir daha görmezsin.
Unless he's a complete moron, you won't see him again.
Luise, sen de bir şeyler yemelisin.
Ilse, you should eat something too.
Kadının adı İlsa Sonia Totska.
She was called Ilse Sonja Totzke, and her Gestapo file lies in the Wurtzburg archive.